|
|
Geleceğin sanatçıları ama...
Bizim gazetenin önceki günkü nüshasında okumuşsunuzdur... Sabah Güney eki, öğrencileri teşvik amacıyla, başta Adana, bölgenin tüm kentlerini kapsayan bir "sanat yarışması" düzenlemiş ve binlerce orta öğretimli arasından 37'sine ödüller vermişti... Yarışma Koordinatörü Ufuk Tekin ve Bölge Temsilcisi Ersin Ramoğlu'ndan öğreniyorum ki özel olarak oluşturulan jüri, Adıyaman'dan, Urfa'dan, Mersin ve Adana'dan gönderilen deneme, öykü ve karikatürler arasında zor bir seçim yapmış ama mutlu sona da varmıştı... Ve yarışmaya inanılmaz bir katılım olmuş "ufuk açıcı, ümit verici, gelecek vaadedici" eserlerin biri gelip, diğeri gitmişti...
Adana Seyhan Otel'de yapılan törene ben de katıldım.. Nasıl mutlu döndüm, nasıl heyecanlandım bilemezsiniz.. Öncelikle, Adana'da doğup büyüdüğüm için... Sonra, sadece tarımda değil sanatta da bereketli olan Çukurova topraklarının haklı şanına yakışan bir alanda yarışma düzenlendiği için.. Bir de Medya Grup Başkanımız M. Kenan Tekdağ'la birlikte törene katılan Genel Yayın Müdürümüz, dostum Ergun Babahan'ın, yarışmaya ilişkin kurduğu hayal için.. "Bu yarışmanın, Çukurova topraklarında yaşayan Orhan Kemal'leri, Yaşar Kemal'leri, Abidin Dino'ları çıkartmasını diliyorum..." Evet, Güney'de, Çukurova'da yeniden yapılanmayla bir ek çıkıyor ve birinci yılını, "sanat yarışması"yla kutluyor... Pekala, şarkılı türkülü, çengili, bol köpüklü, güzellik yarışmalı, bol promosyonlu bir gece de düzenlenebilir, pekala, daha çok "reyting" alınabilirdi! Ama "kolay yol" yerine... Öğrencilerimiz için, gençlerimiz için, son yıllarda su kadar, hava kadar elzem olan edebiyat, resim ve karikatür, yani, sanat tercih ediliyordu. Evet evet,, son yıllarda, okumak, yazmak, çizmek, resmetmek, kitap ve hayata estetik bakmak.. Öylesine demode görüldü, öylesine hırpalandı ve tukaka edildi ki, haliyle uzak bir kentte yapılan "sanat yarışması" "çölde vaha" olabiliyordu artık...
İşte, öğrencisi, öğretmeni, mülki erkanı, bölge idarecisi, İstanbul'dan gelen yazar var yöneticisiyle, o gün, o koca salonu dolduranlar, "sanat yarışması"nın verdiği heyecan ve hazzı, çocuk gülümsemesini, öykülerin, denemelerin büyüsünü, yazının gücünü, resmin ışığını öylesine hissettiler ki sormayın gitsin... Koordinatör Ufuk Tekin, çok etkili bir konuşma yapmıştı törende.. Öğrencilerin yarışmaya gönderdiği deneme ve öykülerin ana hatlarını özetliyordu... Hayatın ve çevrenin kirliliğinden dem vuran, savaşa öfkelenen, adaletsizliğe, kanunsuzluğa isyan eden öğrenci kalplerden sözediyordu... Bir de Behçet Necatigil'in muhteşem sözünü hatırlatıyordu, ortaokullu, liseli, Kahtalı, Viranşehirli, Seyhanlı çocuk ve gençlere... "Ya ümitsizsiniz, ya ümit sizsiniz! Ya çaresizsiniz, ya çare sizsiniz!" Bunlar ve daha pek çok ayrıntıydı benim, Adana'dan mutlu, umutlu ve heyecanlı dönmemi sağlayan... Ama...
|