| |
|
|
Vefa üzerine
Geçen cumartesi İstanbul'da, Lionlar'ın gecesine katıldık ve... "Bir sivil toplum örgütünün neleri başardığını" gördük. Özellikle "sağlık ve eğitim" konusundaki projeleri heyecan verici. "Körlüğün önlenmesi için" çalışıyorlar. Görme özürlüleri ameliyat ettiriyorlar. Hastane, sağlık ocağı yaptırıyorlar. Yüzlerce çocuk okutuyorlar.
Turan Şalikoğlu, Erim Erinç Dinç, Oya Sebük, Rana Alagöz, Hesna Arıhan, Adile Tuncer, Saadet Sun ve daha yüzlerce Lions Kulüp üyesi... "İnsanlık için" koşturup duruyorlar. Kimseden "aferin" ya da "teşekkür" beklemeden. Bunlar gerçekten "övgüye, saygıya" layık insanlar.
İstanbul'dan Ankara'ya döndük, ziyaretimize Veli Sarıtoprak geldi. "Ankara Sivil Toplum Meclisi İcra Kurulu Başkanı." "Size bir soru soracağım" dedi: - Neden biz millet olarak eleştiride çok cömertiz de, övgüye gelince cimrileşiyoruz.
300'e yakın sivil toplum örgütü bir karar almış: "İhsan Doğramacı'ya vefa gecesi" düzenleyelim. Dün yapılan "gece" muhteşemdi.
Hocaların hocası, Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın "övgüye, plakete" ihtiyacı yok. Ama "marifet iltifata tabidir." Ve bu ülkeye hizmet etmiş herkes "teşekkürü" hak etmiştir.
Dün akşam 40'a yakın kuruluş, Prof. Doğramacı'ya "vefa ödülü" verdi. "Binlerce ödül sahibi" Prof. Doğramacı duygulandı. Bizi duygulandıran ise Veli Sarıtoprak'ın şu sözleri oldu: - Vefa sadece İstanbul'da bir semtin adı ya da bozacının tabelası değil... Değerlerimize karşı vefalı olalım.
Batı'da, kentlerin parklarında "büstler" vardır. O kente hizmeti geçenlerin büstleridir. "Vefa" bu olsa gerek.
İstanbul'da "hizmetlerini bizzat gördüğümüz" Lionslar'ı da, yıllardır yakından tanıdığımız "Hocabey" Doğramacı'yı da yürekten kutluyoruz.
|