| |
|
|
Bu "darbe" çok konuşulacak
Alman gazete, TV ve radyoları "erken seçim tartışmasına" kilitlendi. Haberler, yorumlar, açık oturumlar... Ve çoğunda "şu değerlendirme" var: "Türkiye'ye büyük darbe."
AB üyeliğimizi destekleyen Schröder "kan kaybediyor." "Türkiye'ye özel statü" projesinin mimarı bayan Merkel "güçleniyor." Türkiye bu "geliyorum diyen gelişmeyi" göremedi. Olayın "büyük darbe" olduğunun ise hala çok kişi farkında değil.
Sosyal Demokrat Başbakan Schröder, Kuzey Ren Vestfalya'da yenilgiye uğrayıp da "erken seçim" sözünü edince... Almanya'da "neler" oldu? * Anketler yapılmaya başlandı... Alınan ilk sonuçlara göre "Schröder, gidici." * Sosyal demokratlar birbirlerine düştü. * Sosyal Demokrat Parti'de 10 yıl başkanlık yapan, Avrupa solunun ideologu Oskar Lafontaine, partisinden istifa etti... Bu, Sosyal Demokrat Parti'de, bölünme sinyali. Almanya, daha şimdiden "sonbaharda ne olur"u tartışıyor. Babasını savaşta kaybetmiş, fakir aile çocuğu, başarılı avukat, karizmatik hatip Schröder mi kazanacak? Yoksa eski Doğu Almanyalı, insan ilişkilerinde soğuk, bir papazın kızı olan bayan Merkel mi?
Schröder'in stratejisi, seçim kampanyasını "kişiselleştirmek." "Ya ben, ya Merkel" çekişmesini yaratmak. "Karizması... Sempatik hali... Ve iyi hatipliğiyle" seçmeni etkilemek.
Bizim için "hayırlısı" Schröder'in kazanması. Ama bu çok zor. Bayan Merkel kazanırsa "hayli sıkıntı çekeceğimiz belli." Schröder'in bir arzusu da "seçimden büyük koalisyonun çıkması." Schröder-Merkel koalisyonu. Hangisi daha fazla oy alırsa, onun Başbakan olması. Ama "bu modelin de" bize hayrı olmayacağı açık.
Seçim kampanyası sürecinde, Türklerin "malzeme olarak kullanılacağı" ortada. "Türk düşmanlığı" körüklenecek. Boşalan işlere "Türk işçi" alınmayacak.
Almanya, hafta başından beri "erken seçimi" konuşuyor, "bizi" konuşuyor. Sahi biz "kendimizi" ne kadar konuşuyoruz?
|