Çukurova Grubu'nun Turkcell satışı yılan hikayesine dönüştü. Sorun nedir? Çukurova Grubu'nun patronu Mehmet Emin Karamehmet niye Turkcell'i satmak istiyor? Ve 3.1 milyar dolarlık hisse satışından son anda neden caydı? Devreye kim ya da kimler girdi? Tekrar satacak mı? Kime satacak? Hisselerini satacağı şirket veya grupta aradığı özellik nedir? Turkcell hisselerini satın alacak grubun yerli olması şart mı? Şart ise niye? Yüzlerce soru sorabilir ve her biri için senaryo yazabiliriz. 25 milyon abonesi olan, borsa değeri 10 milyar dolar civarında dolaşan ve tartışmasız Türkiye'nin en değerli özel sektör firmalarından biri Turkcell. Şirketin yüzde 41'i Çukurova'nın kontrolünde. Yüzde 37'si ise İsveç devletinin büyük ortağı olduğu TeliaSonera'nın elinde. (Kağıt üzerinde bu ortaklıklar karmakarışık birbiriyle bağlantılı şirketler üzerinden sağlanıyor) İki ortağın ilişkisi fırtınalı bir aşk hikayesine benziyor. Aşklarının meyvesi ise Turkcell. Turkcell'de ipi Çukurova tutuyor. TeliaSonera ise ortağının mali sıkıntılarından kaynaklanan zaaflarını değerlendirerek, Turkcell'i yönetmek ve daha fazla hisse sahibi olma arzusunu gizlemiyor. Onlar da en az Çukurova kadar Turkcell'e emek verdiler. Turkcell, yüksek GSM vergilerine rağmen son 6 yılda 2.3 milyar dolar net kar sağladı. Çukurova'nın satışı neden gündeme geldi? 2.7 milyar dolar nakit ihtiyacı var Neden belli: Çukurova'nın (El konulan Pamukbank'tan kaynaklanıyor) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (ödediğinin haricinde) yaklaşık 1.8 milyar dolar (peşin olursa yaklaşık 1.7 milyar dolara düşer) borcu var. Devlet bunun 2006 yılı sonuna kadar tahsil edilmesini istiyor. Yoksa, kendisine rehnedilmiş Turkcell hisselerine el konulacak. Çukurova ayrıca, Turkcell'de kontrolü devam ettirebilmek için Yapı Kredi'nin elinde bulunan yüzde 13'lük hisseyi de satın almak istiyor. Yani en az 2.7 milyar dolar nakide ihtiyacı var. Yeri gelmişken dile getirelim: Bir tarafta İsveç ve Finlandiya devletinin finansal her türlü desteğini sağlamış TeliaSonera var. Diğer tarafta "Borcunu öde, hemen öde, yoksa...." diye tutturan kamu otoriteleriyle uğraşan Çukurova Grubu var. Paradoks ise şu: Devletin etkili bazı birimleri de Turkcell'in Türk kalmasını arzuluyor. Yani şıkıştıran da ve satmasını istemeyen de devlet... Ana konumuza dönersek, herkes Çukurova'nın bundan böyle nasıl bir adım atacağını hesaplamaya çalışıyor. Başta Mehmet Emin Karamehmet olmak üzere bilen olduğunu sanmıyorum. Onlarda bir çıkış yolu aramak için çalışıyorlar. Birinci alternatif belliydi: 3.1 milyar dolar vermeye hazır TeliaSonera. Karamehmet bu alternatifi "Kamuoyum yabancıya satışı istemiyor. Ben de başka alternatifler üzerinde çalışıyorum" diyerek es geçti. Koç Grubu ise içinde kendilerinin de yer aldığı bazı alternatiflerin olduğunu dün yalanladı. Geriye, Rus Alfa şirketi kalıyor. Ancak o da yabancı! Karamehmet'in yabancıya satışı (bilerek veya bilmeden) kapadığını kabul etmek zorundayız. Bir başka alternatif, Çukurova'nın (yerli veya yabancı bir iki grubun desteğini, teminat gücünü alarak) uluslararası finans çevrelerinden uzun vadeli kredi bulması olabilir mi? Duyduğuma göre şu anda Alfa'nın dışında bir iki tane daha büyük yabancı GSM şirketiyle de temaslar başlamış. Bu senaryolara yarın devam edelim.