OYAK devlerle ilgileniyor
Tüpraş, Türk Telekom ve Erdemir özelleştirmeleriyle ilgilendiklerini açıklayan Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, büyük özelleştirmelerde yabancıların durumuna ilişkin basında çıkan yorumları hatırlatarak, ''bizim olmamız, Türk halkı için bir güvencedir'' dedi.
Oyak Genel Müdürü Ulusoy, düzenlediği basın toplantısında, Oyak'ın ve Oyak Grubu'nun 2004 yılı faaliyet sonuçlarını açıkladı.
Yararlı, güzel bir modeli oluşturduklarını, Türkiye'de ve hatta dünyada benzer modellerin artmasını arzu ettiklerini ifade eden Ulusoy, çok çeşitli sorulara muhatap olduklarına değinerek, askeri bir teşkilatın parçası olmadıklarını, herhangi bir kurum ve kuruluşla organik bağlarının, Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı ile aralarında emir komuta zincirinin bulunmadığını tekrarladı.
OYAK'ın bir kişinin keyfiyle, tabiri caizse ağzından çıkanlarla yönetilmediğini belirten Coşkun Ulusoy, geçmişte memurlar için kurulan MEYAK benzeri kuruluşlar kapanırken, sadece OYAK'ın doğru çalıştırılarak bugüne geldiğini söyledi.
Ulusoy, yabancılardan bir takım modeller almak yerine, kendi modellerine sahip çıkılması, Türkiye'de nice OYAK'ların yaratılabilmesi ve dünyaya da örnek olarak anlatılması gerektiğini vurguladı.
Coşkun Ulusoy, etik açıdan yanlış anlamaya yol açmamak için savunma sektörü ticari faaliyetlerine katılmadıklarını bildirdi.
''CİRO YERİNE ÖNCE KARI SÖYLÜYORUZ''
18 bin 297 çalışanı bulunan Oyak Grubu'nun 2004 yılında, 2 milyar doları geçen ihracat, üretim ve pazarlama şirketlerinin 11 katrilyon 259.8 trilyon liralık satış rakamına, Oyak Bank dahil finans şirketlerinin 50.2 katrilyon liralık işlem hacmine ulaştığını belirten Coşkun Ulusoy, Grup olarak ciro yerine önce karı söylediklerini, kar getirmeyen cironun faydalı olmadığını vurguladı.
Coşkun Ulusoy, Oyak Grubu'nun da uluslararası finansal raporlama standartlarına göre hesaplanan konsolide sonuçlarla 744 trilyon liralık net konsolide kar elde ettiğini, net dönem karı/özsermaye getirisinin yüzde 20, net dönem karı/varlık getiri oranının yüzde 6.5 olduğunu bildirdi.
Kazançlarını, 2 katrilyon liraya yakın likit kaynaklarını para ve sermaye piyasalarında değerlendirmekten ve 40'a yakın iştiraklerinden sağladıklarını anlatan Ulusoy, üyelerine sağladıkları reel getiride hızlı bir artış olduğunu belirtti.
EMEKLİ SANDIĞI-OYAK FARKI
29 yıl aidat ödeyen kıdemli bir albay ile kıdemli bir başçavuşa sağlanan emeklilik yardımı meblağını da açıklayan Ulusoy'un verdiği bilgiye göre, kıdemli bir albayın 29 yıllık aidat katkısı toplamı 6 milyar lira, kıdemli başçavuşun aidat katkısı ise 5 milyar lira.
Kıdemli albay 29 yıl sonunda 92 milyar lira, kıdemli başçavuş da 72 milyar lira emeklilik yardımı alıyor. Dolar bazında bu rakamlar sırasıyla 68 bin 584 dolar ve 53 bin 506 dolar. Maaşlardan gelen fark aradaki miktarı oluşturuyor.
Coşkun Ulusoy, OYAK'ın maaşlardan yüzde 10 kesinti ile kıdemli albaya 92 milyar, kıdemli başçavuşa 72 milyar tutarında ödeme yaparken, yüzde 36 kesinti yapan Emekli Sandığı'ndan kıdemli albayın aldığı paranın 39 milyar lira, kıdemli başçavuşun aldığı paranın 34 milyar lira olduğuna dikkati çekti. Ulusoy, ''arada ciddi fark var'' dedi.
ÖZELLEŞTİRMELER
Türkiye'nin gündemindeki belli başlı özelleştirmeleri teşkil eden Tüpraş, Erdemir ve Türk Telekom özelleştirmeleriyle ilgilendiklerini, bir yatırım fonu olarak ilgilenmek mecburiyetinde de olduklarını ifade eden Ulusoy, yüksek kazanç çizgisini yeni yatırımlara dönüştürmenin bir yerde manevi borçları olduğunu söyledi.
Kazanç çizgisini sürdürmenin üyelerine karşı da borçları olduğunu kaydeden Ulusoy, şöyle devam etti:''Türkiye için çok önemli olduğunu değerlendirdiğimiz alanlarda bulunmak da Türkiye'ye karşı borcumuz. Yapılan yorumlarda basınımız bu önemli, kıymetli alanlarda yabancıların çok gündemde olduğunu ifade ediyor. Biz diyoruz ki eğer bizler de orada olursak ülkemiz, halkımız bu konuda biraz da müsterih olur. Çünkü hepimiz özelleştirmenin yararlı olacağını değerlendirme noktalarına geldik, geldik ama 'özelleştirme var, özelleştirme var' diyorsunuz gazetelerde takip ettiğim kadarıyla. Biz de diyoruz ki eğer öyleyse bizim olmamız Türk halkı için bir güvencedir.''
Bir şirketi kapattıklarını, bir şirketi ''uykuya yatırdıklarını'', Good Year'daki hisselerini sattıklarını, petrol alanındaki bir şirketi elden çıkardıklarını anlatan Ulusoy, yabancı ortaklıklara karşı olmadıklarını, ancak kendi kontrollerinde olmasına önem verdiklerini vurguladı.
Ulusoy, Oyak Bank'da yabancı evlilikle ilgili bir soru üzerine, Sümerbank ile birleşirken satmayacaklarını ifade ettiklerini, bu sözlerinin devam ettiğini, gelecek yıllardan itibaren hisseleri satmayı düşünebileceklerini belirtti.
TURKCELL
Coşkun Ulusoy'a, Turkcell'deki çoğunluk hisselerinin satışından kontrolün yerli ortakta kalması gerekçesiyle vazgeçildiğinin açıklandığını anımsatılarak, Turkcell hisseleriyle ilgilenip ilgilenmedikleri de soruldu.
Ulusoy, Çukurova Grubu'ndan bu konuda kendilerine gelen bir mesaj, ışık bulunmadığını belirterek, ''bize bir ışık gelirse bakarız'' dedi. Ulusoy açıklamaları sırasında, küçük yatırımlardan çıkabilecekleri işaretini de vererek, büyük yatırımlara olanak veren bir mali yapıları bulunduğunu, ufak iştiraklerle uğraşmanın pek doğru görünmediğini ifade etti.
Tüpraş özelleştirmesine girme konusunda, ''ortak olması gerekir'' diye düşündüklerini belirten Ulusoy, ancak ortak ismi açıklamaktan kaçınarak, özelleştirmeye girecek grupların hiç birinin ortaklarını açıklamadıklarını anımsattı. Ulusoy, ekonomideki nisbi düzelmenin kalıcı olduğuna inandıklarında iştiraklerini halka açmayı düşünebileceklerini kaydetti.
Coşkun Ulusoy, bazı astsubayların emeklilik yardımı konusunda farklılık nedeniyle telgraf eylemlerinin anımsatılması üzerine, katkılardan kaynaklanan farklılığın söz konusu olduğunu belirterek, ''Bir hesap, değerlendirme hatası olmalı'' dedi.
Ulusoy, OYAK'ın yapısının AB açısından sıkıntı yaratıp yaratmadığının sorulması üzerine de, AB'den çeşitli kademelerde yöneticilerle, kurumlarla görüştüklerini ifade ederek, ''bu çerçeve içinde bakıldığında, kendimizi şu anda nispeten rahat hissediyoruz. Herhangi bir sıkıntı çıkmayacağını ümit etmekle birlikte, her şeyin olabileceğini de değerlendiriyoruz. Ama geriye dönüp baktığımızda, AB'de kabul edilmiş hiç bir raporda OYAK'ın ismi geçmiyor'' dedi.
(AA)
|