kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Gerçeğin burcundan

Almanya'da Sosyal Demokratlar'ın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde seçimleri kaybetmesi Türkiye için değil 'kara haber', haber bile sayılmaz. Önceden üç aşağı beş yukarı belli olan bu sonuç taze ahkam ürettiremez! Yarı aydın adamımız çok kolay pembe gözlük takabildiği için çok çabuk da mutsuz olabiliyor ve toplumun duygularını sığ kaplarda çalkalayıp duruyor.
Pembe gözlük, AB maceramızda Almanya'yı sahici bir Türkiye destekçisi olarak görüp şartlanmaktı. Siyasetçilerimize verilen sıkı ama yuvarlak sözleri mutlak destek saymış, karşı tarafı keskin biçimde ikiye ayırmıştık: Bir yanda can dostlarımız var, bir yanda can düşmanlarımız.
Oysa ne sosyal demokratlar bizim için can atıyorlar, ne de Hıristiyan demokratlar yolumuzu kesmek için var güçleriyle kılıç kuşanıyorlar.
Alman seçmenler arasında yapılan yoklamalar aslında iki parti tabanının Türkiye'ye bakış açısından çok farklı olmadıklarını ortaya koymaktadır. Bu hususta özellikle CDU üyelerinin tavrı çok anlamlıdır:
- Aslında bizler de Türkiye'nin AB'ye üye olmasını hoş karşılamıyoruz. Ancak birer sosyal demokrat olarak ideolojik bakımdan karşı çıkamıyoruz. Çünkü bunu yaparsak ırk ve din ayrımcılığı gibi suçlamalara hedef olabiliriz.
Bu açıdan Alman sosyal demokratı Hıristiyan demokratı arasında pek fark olmadığı ortada. Bu toplumda Türkiye ile ilgili duygu ve düşünceler, bireylerin siyasi yelpazedeki yerlerine bağlı değil. Bireylerin tavırlarını belirleyen sayısız etken var. Türkiye'ye gelmiş Alman ile gelmemiş olan arasında büyük farklar görülebiliyor. Bir Türk komşusu olan veya olmayan, işsiz kalan veya kalmayan, sıkı Hıristiyanlık eğitimi alan veya almayan.
Böyle bin türlü gerekçenin toplamından bir tek Almanya gerçeği çıkarmak mümkün mü? Farz edelim ki halk belirgin bir çoğunlukla Türkiye karşıtlığında karar kılsın. Hiçbir Alman hükümeti, Türkiye'nin üyeliği ile ilgili tavrını halkın güncel tepkilerine göre belirleyecek kadar demokratik olmayacaktır. İngiliz halkının yarıdan hayli fazlası Irak Savaşı'na karşı çıktığı halde Blair'in balıklama dalış kararı verebilmesinde olduğu gibi, stratejik çıkar hesabı öne çıkacaktır. Nihayet batı demokrasileri de önce gücün belirleyiciliğine sadık oluşumlardır; kağıt üzerinde seçilmişlik seçkinlikten önemli görünebilir ama gerçek bunun tersidir! Schröder'in erken seçim istemek zorunda kalmasına yol açan eyalet sonuçlarının ardından 'Türkiye AB'deki en büyük destekçisini kaybetti' diye kaygılanmanın anlamı yok. AnkaraBrüksel ilişkisinin nereye varması gerektiğine ilişkin açık ve kesin fikri olan Avrupa hükümeti mevcut değil. Bu yüzden istisnasız hepsi 'her an, her şey olabilir' tavrı ile ilişkiyi sürdürmeye çalışıyor. 'Her an her şey olabilir' tavrı yüzünden de Brüksel'i Ankara'ya sürekli tersyüz edilebilir uzlaşma metinleri sunmaya özen gösteriyor. Her masadan kalkışta hem 'AB kapısı sonuna kadar açık' diyebilmek, hem de 'AB kapısı sonuna kadar kapalı' diyebilmek mümkün oluyor.
Kuzey Ren Vestfalya seçimleri bu seyri çok fazla etkilemeyecek. Zira zaten ardına kadar açık bir kapı ortada yok.


Bir İngiliz gazeteci AB'nin bugünkü durumunu çok kestirme anlatmış:
- Üyelerinden ziyade üye olmak isteyenler arasında itibarlı bir kulüp.
Gerçekten de ülkelerin ortalama rakamlarına baktığımız zaman üye adaylarının AB muhabbeti yüzde 70'lere kadar varabiliyor. Buna karşılık üye ülkelerde AB'den ve gidişattan memnun olanlarla olmayanlar birbirlerine denk görünüyor. Yani AB, efsanesi kendinden önde giden bir cennet olarak içinde yaşayanları artık heyecanlandırmıyor. Daha önemlisi, AB'nin geleceğini görmeye çalışan siyasetçiler ve gözlemciler birkaç yıl öncesine kadar hayalleri süsleyen beklentilerin şimdi neredeyse imkansız göründüğünü itiraf noktasındalar. En eski üyeler arasında bile bunalım boyutlarına varabilen anlaşmazlıklar doğabilmekte, merkezi ülkeler birbirleriyle ciddi çıkar çekişmelerine soyunabilmektedir.
Oysa AB, kilitlendiği hedefe varmadan bir proje olarak kendisini sınırlayabilir, 'birleşmişliğimizi bu çizgide donduralım' diyebilir mi? Çoğu uzmana göre, AB bir kere yola çıktıktan sonra -kıta ölçekli bir İsviçre gibi- milletlerüstü bir bütünleşmeyi gerçekleştirene kadar yoluna devam etmelidir. Aksi takdirde bu proje yerinde sayamaz, geriye doğru çözülmeye mahkum olur.
AB için ağzından bal damlatarak 'bir uygarlık projesi' diyenleri, gerçekçiliğin çıplak burçlarından izlerken insanın acı acı gülesi geliyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Irak'ı bölmek için geri sayım   / 23-05-2005
 Ah bir işkence yapabilsem   / 20-05-2005
 Savunma Bakanı'na bakma (!)   / 19-05-2005
 AİHM ile daim ve kaim   / 17-05-2005
 Düşman kazanma sanatı   / 16-05-2005
 İzzet'lü kuyruk acısı   / 13-05-2005
 Zirveden aşağı demokrasi   / 12-05-2005
 Gün yiyen ejder   / 10-05-2005
 'Vatandaşın süfli meseleleri'   / 09-05-2005
 Kalkınma, Adalet ve Koç   / 06-05-2005
ERDAL ŞAFAK
Hayırda hayır aramak
Sadece AB'nin 25...
ALİ KIRCA
Ölüm geni yok!
Kimilerine "iyi" bir haber olarak...
ÖMER LÜTFİ METE
Gerçeğin burcundan
Almanya'da Sosyal Demokratlar'ın...
UMUR TALU
Akıllı olun!
Şöyle bir şey içimize işledi:...
YILMAZ ÖZDİL
100'üklerin Efendisi...
Bağdat Caddesi'nde oturan bir...
ERGUN BABAHAN
Şampiyon haklıdır
Kavgasız yeni bir lig umuduyla...
"Müzakereleri yavaşlatırız"
Başta Ankara olmak üzere Avrupa başkentleri Almanya'daki erken seçimi...
Destek aradı ama eli boş döndü
Kulislere göre Türkiye-ABD arası açılınca boşluğu Yunanistan...
Fener forever
Fener forever
Fenerbahçe Başkanı Yıldırım, "2010'dan önce dördüncü yıldızı takmak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu