|
|
|
|
Özkan ve Önal yargılanıyor
Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile eski Devlet Bakanı Recep Önal'ın Yüce Divan'da yargılandığı davada tanık olarak dinlenilen dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen, eski Devlet Bakanı Güneş Taner'in bankanın kendisine bağlı olmaması ve istediklerini yaptıramaması nedeniyle kendileri üzerinden Hüsamettin Özkan'a karşı mücadele yürüttüğünü iddia etti.
Davanın bugünkü duruşmasına sanıklar Özkan ve Önal ile avukatları katıldılar. Bazı eski DSP'li bakanlar ve milletvekillerinin de izlediği duruşmaya tanık olarak çağrılan eski Devlet Bakanı Güneş Taner'in, ABD'de tedavi olması nedeniyle gelemediği belirtildi.Ses sistemindeki arıza nedeniyle birkaç dakika geç başlayan duruşmada,dönemin Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu Başkanı İlkay Karakoç tanıkolarak dinlenildi.
Karakoç, 1998 yılı başında kurula intikal eden Halk Bankası ile ilgili 4 raporu Hazine'den sorumlu bakan Güneş Taner'e sunduğunu, Taner'in de raporları Özkan'a iletmesi konusunda talimat verdiğini ifade etti. Karakoç, ''Özkan'dan randevu aldım ve raporları götürdüm. Özkan'ın yoğun programı vardı. Sekreterinin engelleyemediği misafirlernedeniyle raporları sadece sundum, içeriğini anlatamadım'' diye konuştu.
'ÖZEL BİR RAPOR'
Raporlardan birinin Halk Bankası'nın son durumunu yansıtması nedeniyle üzerinde durulması gereken özel bir rapor olduğunu belirten Karakoç, ''Bu raporu Özkan'a anlatma şansını yakalasaydım iyi olacaktı. Raporda özellikle banka aktifinde görülmeye başlanan hususlar vardı. Somut olumsuz gelişmeler içeriyordu'' dedi.Verilen kredilerin 2 yıl ötelenmesine imkan veren ve amaç dışı kullanıma doğru giden durum olduğunu savunan Karakoç, raporda ileriye dönük tedbirler alınması yönünde bilgiler yer aldığını anlattı.Raporlardan birisinin basında yer almasının rahatsız edici olduğunu ifade eden Karakoç, banka yöneticileri hakkında tahkikat açılması isteminin üzerinde de durulmadığını kaydetti.
Özkan'dan, birkaç ay sonra raporlarla ilgili Halk Bankası'nın görüşünün geldiğini ifade eden Karakoç, beklentilerinin raporlarla ilgili değerlendirme yapılması olduğunu, ancak bunun yapılmadığını söyledi.
Karakoç, konuyla ilgili 6 raporu gereğinin yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ilettiklerini ifade ederek, bu raporların ilgili bakanın izni alınmadan başsavcılığa iletildiği gerekçesiyle Müsteşarlığa gönderildiğini anlattı. Karakoç, raporlardan birisinin zimmet suçunu öngördüğü ve izne tabi olmadığı için işleme konulduğunu, diğerlerinin gönderilen yere iade edildiğini söyledi.
'RAPORLAR DEĞERLENDİRME AMAÇLI GÖNDERİLİYORDU'
Raporların bankanın genel değerlendirmesi, diğerinin yurtdışı harcamaları ve görev zararına neden olacak mesleki kredilerle ilgili olduğunu belirten Karakoç, raporların bilgi değil, değerlendirilmek üzere gönderildiğini anlattı. Karakoç, Özkan'ın yöntem olarak banka görüşü almayı ve Taner'e geri göndermeyi tercih ettiğini söyledi. ''Bu yolu seçmede Özkan'ın amacı var mıydı?'' sorusu üzerine Karakoç, raporların bakanlar arasında haberleşme nesnesi olarak kullanılmasının çok sık rastlanan olay olmadığını kaydetti.
Karakoç, ''Soruşturma izni verilmemesinin nedeni nedir, sizinle bankanın eski genel müdürü Yenal Ansen arasındaki husumet buna neden olabilir mi?'' sorusunu, ''Geç bir soru. Önemli olan raporların içeriğidir. Raporların doğru olduğu, geri dönmeyen kredilerle tescil edilmiştir'' diye yanıtladı.
Raporların doğrudan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletilmesineÖzkan'ın tepki gösterdiğini düşündüğünü ifade eden Karakoç, dönemin bakanlarından herhangi bir telkin ve tavsiye gelmediğini söyledi.
YENAL ANSEN'İN İFADESİ
Duruşmada tanık olarak dinlenilen dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen, 1963 yılından itibaren Halk Bankası'nın çeşitli kademelerinde görev aldığını, 1995 yılının Haziran ayında Genel Müdür olduğunu ve 16 Nisan 2001'de emekliye ayrıldığını anlattı. Görev yaptığı sürede bankacılık mevzuatına aykırı hiçbir belgeye imza atmadığını ifade eden Ansen, Genel Müdürlük görevine hiçbir siyasi veya ticari nüfuzun etkisiyle gelmediğini, banka içinde yetiştiğini belirtti.
Halk Bankası'nın Türk ekonomisi ve kalkınmasında çok etkin bir rolaldığını ifade eden Ansen, bankanın zarara uğratıldığı, iyi yönetilmediği, yöneticilerin korunarak bankanın zararına neden olunduğu iddialarının doğru olmadığını savundu. Meclis Soruşturma Komisyonu'nda verdiği ifadenin ve sunduğu belgelerin komisyon raporunda yer almadığını anlatan Ansen'i, bankanınverilen kredilerle batmadığını rakamlarla anlatmak istemesi üzerine Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, ''Bu konular sizin dışınızda'' diyerek uyardı.
''Ne Özkan ne de önceki dönemlerde bağlı ve ilgili kuruluş olarak,bana ve yönetimime hiçbir şekilde yönlendirme baskı ve kredi kullandırmada tavsiye yapılmadı'' diyen Ansen, Özkan dönemindeki işlemlerin bankacılık tekniği ve usulü içinde gerçekleştirildiğini söyledi.
KARAKOÇ İLE HUSUMET
Bumin'in ''İlkay Karakoç ile varolduğu söylenen husumetin nedeni nedir?'' sorusunu Ansen, özetle şöyle yanıtladı: ''Bankada Karakoç ile bir dönem beraber çalıştık. Karakoç'un bankagenel müdürü olma gayreti herkes tarafından bilinir. Karakoç, bir dönem Brüksel'e temsilci olarak atandı. Ben, 1995 yılında Genel Müdür olunca Karakoç'un şahsıma karşı davranışları ve bankayı ele geçirme çabaları olmuştur. Karakoç'u Brüksel'de başarılı olmadığı ve burada uzun süre kaldığı için Türkiye'ye müşavir olarak tayin ettim. Karakoç,bu dönemde Brüksel'de kalmak için de çaba göstermiştir. Bu süreçten sonra aramızda bir soğukluk ve gerginlik başladı. Karakoç daha sonra Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu Başkanlığı'na getirildi. Halk Bankası'na 1998 yılından itibaren baskılı bir denetim başlatılmıştır. Karakoç, şahsıma duyduğu husumeti de açıkça söylemiştir. 38 yıllık meslek hayatımda hiç disiplin cezası almadım. 3-4 insanın Türkiye'de bankayı denetlemekle görevli olan murakıpların şahsi hırsları, meslek hırslarının önüne geçmesiyle bu olaylar gündemegetirilmiştir.'' Bumin, Ansen'i sık sık sorduğu soruların dışına çıktığı gerekçesiyle uyardı. Ansen'in anlattıklarını belgeleriyle yerel mahkemeye sunduğunu ifade etmesi üzerine Bumin, ''Bunlar size orada yardımcı olabilir. Burada sınırlı anlatın'' dedi.
'TANER'İN BASKILARI YOĞUNLAŞINCA...'
Dönemin Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner'in yaptığı telkin ve taleplerin banka usullerine uymadığı için reddedildiğini dile getiren Ansen, ''Taner'in baskı ve istekleri yoğunlaşınca bunu Özkan'a ilettim. Özkan, Taner'i telefonla arayarak, bunların çalışma adabına uymadığını anlattı. Özkan, Taner'den taleplerini kendisine iletmesini istedi'' diye konuştu. ''Taner'in, üzerinde baskı kuracağı bir yönetim olması için kampanya yürüttüğünü'' iddia eden Ansen, ''1996 yılında herkes aslan kesildi. Kredi verilen firmalar batak ilan edildi'' dedi. Bankanın 1996 yılı kayıtlarının 1998 yılında rapor haline getirildiğini anlatan Ansen, Özkan'ın yeniden inceleme talebinin suç kabul edildiğini söyledi.
Ansen, raporların bekletilmediğini, zamanında gereğinin yapıldığını savunarak, ''Taner, Halk Bankası'nın kendisine bağlı olmaması ve istediklerini yaptıramaması nedeniyle bizim üzerimizden Özkan'a karşı mücadele başlattı'' diye konuştu. Ansen'in ifadesini tamamlamasının ardından izleyiciler arasında bulunan eski DSP milletvekili Mustafa Düz, ayağa kalkarak ''Ansen, ifadesinde bana sabıkalı diyerek suç işlemiştir'' diye seslendi. Bunun üzerine Bumin, Düz'ü ''Şikayetiniz varsa savcılığa bildirirsiniz, burada böyle konuşamazsınız'' diyerek uyardı. Yüce Divan Başkanı Bumin, duruşmaya öğleden sonra devam edilmek üzere ara verdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|