| |
Özal'ın mirası
Semra Özal'la, Lionslar'ın gecesinde karşılaştık... Türkiye'de ilk Lions Kulüp'ü kuran Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay'mış... Lionslar, her yıl onun adına bir ödül veriyorlarmış. Bu yıl bizi layık görmüşler. Gittik, ödülü aldık ve "gecelerine" katıldık. Yemekte yan yana oturduğumuz Semra Hanım'a sorduk: - Turgut beyin kardeşi ile mahkemelik misiniz?
"Hikaye" şu: Başbakan Özal bir gün Konut'un mutfağında kahvaltı ediyormuş. Bu sırada Semra hanım gelmiş. Masa örtüsünü çekip, ortalığı dağıtmış. Ve Korkut Özal ile merhum Yusuf Bozkurt Özal'ı kovmuş: - Bir daha Başbakanlık Konutu'na adım atmayacaksınız.
Bunlar önce bir kitapta, sonra da medyada yayınlanınca... Korkut Özal küplere bindi: - Külliyen yalan... Özür dilemezse Semra Hanım'ı mahkemeye vereceğim.
- Sayın Semra Özal... İşin doğrusu nedir? - Sofra kutsaldır... Sofraya karşı böyle bir saygısızlık yapmam... Ayrıca Turgut'un hatırı için ve ona duyduğum saygıdan dolayı, ailesine de hiçbir saygısızlık yapmadım.
Semra Özal: - Kardeşleri Konut'a gelmiş olsalar, ne diye mutfakta kahvaltı yapsınlar ki?.. Koskoca Konut'ta, kahvaltı yapacak oda mı yok?
- Sayın Semra Özal... Eşinizin ailesiyle aranız nasıldı? - Korkut bey diyor ki, "Semra Hanım ile farklı dünyaların insanıydık." Doğru söylüyor... Ama dünyalarımızın farklılığı bir sorun oluşturmadı. - Görüşüyor muydunuz? - Mesafeliydik. - Turgut beyin annesiyle de mi? - Evet... Ama ne ben onlara saygısızlık ettim, ne de onlar bana. - Ya Turgut bey öldükten sonra? - Soğukluk sürdü... Turgut öldükten sonra, Korkut bey bir defa telefon edip, hatırımı sormadı... Kaza geçirdim, yoğun bakımda kaldım, bir defa arayıp "geçmiş olsun" demedi.
Yemekten önceki kokteylde olsun, yemekte olsun pek çok kişi Semra Hanım'a "ANAP"ı sordu. "ANAP neden böyle oldu" gibisinden. Bayan Özal "ben siyasetten anlamam" diye geçiştirdi. Masaya oturunca da bize "babasından dinlediği bir şeyi" nakletti: - Babam derdi ki... Bir ev veya arsa alacağın zaman, satıcıya soracaksın... Bunu sen kendi kazandığın parayla mı elde ettin, yoksa babandan miras mı kaldı?
Semra Özal: - Eğer, kendi kazancıyla sahip olmuşsa, satıcı onun kıymetini bilir... Ucuza satmaz... Ama babadan miras kaldıysa... Ucuza satıverir... Mirasyedilik böyledir... Turgut, ANAP'ı nasıl kurdu, bana bir sor... Ne zahmetler çekti... Ama mirası tüketmek çok kolay.
- ANAP'ın üyesi misiniz? - Hayır. - Ne zaman istifa ettiniz? - Turgut ölmeden. - Hiç merak edip "ANAP'ta neler oluyor" diye ilgilenmiyor musunuz? - Merak etmez olur muyum?.. Bazen konuşuyorum da. - Kiminle? - Kiminle olursa. - Ya Erkan Mumcu ile? - Çok saygılı bir insan... Arıyor, hatır soruyor... Konuşuyoruz... Bazen geliyor... Eşi de öyle... ANAP, Turgut'un elinde doğdu... Turgut'un çocuğu... Tabii benim de... Erkan'ın başarılı olmasını istiyorum.
Gece saat 24.00'e yaklaşırken otelin (The Marmara) önünden geçen bir adam "yenge, Tonton'u özledik" diye Semra Hanım'a sesleniyorsa... Özal'ın "ciddi bir miras bıraktığı" anlaşılıyor. Ama ortalıkta "mirasyedi" öylesine çok ki.
|