Irak'ta sürece dahil olmak..
"Irak Başbakanı Caferi'nin ziyareti Irak'ta sürece yeniden dahil olduğumuzun göstergesi..." Bu sözler, hükümetin dış politika oluşturmasında etkin olan bir diplomata ait... Etkin diplomatın sözleri tersten okunduğunda şu itirafın da göstergesi; "Tezkerenin reddi ve Felluce'de yaşananlara AKP içinden gelen tepkiler sonrasında hükümetin Irak'taki süreçten koptuğunun da kabulü..." Türkiye'nin, Irak'taki sürece tekrar dahil olduğu, sadece etkin diplomatın değil, Ankara'da konuyla ilgili hemen herkesin ortak görüşü... Zaten, Türkiye'nin bu noktaya geleceğine inanç öteden beri hükümet içinde de vardı. Nitekim, hükümetin Irak politikasını yanlış yönlendirdiği eleştirileriyle karşılaşan Başbakan Danışmanı Ahmet Davutoğlu da yakın geçmişe kadar "Irak'ta sürece dahil olacağız" inancını kayda geçiriyordu.
Diyarbakır-Basra hattı Caferi'nin Ankara ziyareti bu beklentiye vize çıkardı. Ankara'nın yakın gelecekteki hedefi, Irak ile ekonomik entegrasyonu sağlamak. Görüşmelerde Caferi'ye Ankara'nın hedefi şu cümleyle özetlenmiş: "Diyarbakır-Basra hattında, ekonomik entegrasyon sağlanmalı...". Türkiye, bu entegrasyonun en önemli bağı olarak, Irak'ın büyük sıkıntı çektiği elektriği görüyor. Bu adımı atmak için de Türkiye'de de sıkıntılı bir dönemin yaşanmasına neden olan Irak'a elektrik satımı konusundaki pürüzler ortadan kaldırıldı. Hatta daha fazla elektrik verilmesi kararlaştırıldı. İkinci kapının açılmasına gelince; Her iki taraf da ikinci kapının açılmasında hemfikir. Ancak yerinin neresi olacağında görüş birliği yok. Türkiye ikinci kapının, Kürt bölgesinin dışında kalan Ovaköy'den açılmasını istiyor. Kuzey Irak'lı Kürt liderleri buna sıcak bakmadığı için Bağdat yönetimi Habur kapısına paralel bir kapının açılmasından yana eğilim gösteriyor. Caferi'nin ziyaretinde Kürtlerin direnişinin kırılması ve Türkiye'nin görüşü çerçevesinde ilerleme sağlanması yönünde adım atıldığını söylemek olası. Benzer şekilde, Musul'da ve İstanbul'da karşılıklı konsolosluk açılmasına dönük kararlılık da kayda geçirilmiş bulunuyor.
Entegrasyon vizesi Ankara'nın memnun eden diğer gelişme, Irak'ın siyasi geleceği konusunda Caferi ile aynı dili konuştuğunu görmek. Caferi'nin dün ayrılmadan önce söylediği şu iki cümle de bunun göstergesi: "Türkmenler Irak'ın üçüncü demografik topluluğudur..." "Irak Anayasası'nın oluşumu konusunda Türkiye'nin tecrübesinden yararlanacağız..." Caferi bunu söylemiş olsa da federasyon olacağı kesinleşen Irak'ın siyasi yapılanmasının nasıl şekilleneceği yıl sonunda belli olacak. Bir görüş Irak'ın, biri bağımsız Bağdat olmak üzere, 3'ü Şii, bir Kürt, bir Sunni federasyonundan oluşması. Federelerin dış politika dışında, her konuda yetkili kılınması. İkinci görüş; Irak'ın etnik kimlikler göz ardı edilerek üç federeye bölünmesi. Federelerle ilgili bir diğer tartışma da liderlerin nasıl seçileceği konusunda ortaya çıkıyor. Örneğin, Cumhurbaşkanı Talabani, Kürt bölgesindeki etkinliğini kaybetmemek için, federe liderin parlamento tarafından seçilmesini istiyor. Diğer Kürt lider Mesut Barzani ise federe halklarının liderini doğrudan seçmesi gerektiği konusunda ısrarını sürdürüyor. Bu çekişmeye rağmen, Caferi'nin temasları sırasındaki sözlerinden yola çıkıldığında, Irak'tan kopuşu sağlayabilecek federe yapılanmaya Bağdat'ın izin verme niyetinde olmadığı anlaşılıyor. Caferi'nin iki gün süren Ankara ziyaretini özetlemek gerekirse; Türkiye Irak'ta yeniden sürece dahil olmak için vize aldı. Ancak, alınan vizenin, gümrük kapısında da kabulü gerekiyor. Bu da Erdoğan'ın gelecek ay yapacağı Washington ziyaretinde kesinleşecek.
|