| |
Acı gerçek... Ağır fatura...
Salı günü Polonya'nın başkenti Varşova'ya gittik... Çarşamba günü de döndük... Neler mi gördük?.. Maximus'un (Tekstil ve Hazır Giyim Toptancılar Merkezi) açılışından başlayalım. Maximus, Varşova'nın merkezine 17 kilometre. 140 dükkan var. Büyüklükleri 68 ile 322 metrekare arasında değişiyor. Ve bu "117 bin metrekare alana sahip" toptancılar merkezi "Türklerin" malı. "Mesa-Nurol" ortaklığının.
Bravo Türk müteahhitliğine. 4 kıtada, 63 ülkeye yayılmışlar. Fas'tan Afganistan'a, İrlanda'dan Mısır'a, Rusya'dan Amerika'ya kadar. Kimi yerde "inşaat yapıyorlar." Kimi yerde "yaptıkları binaları işletiyorlar... Kiraya veriyorlar." Bazen "kendi aralarında", bazen de "gittikleri ülkelerde" ortaklık kuruyorlar. Bugüne kadar "63 milyar dolarlık" iş yapmışlar.
Üzerinde Türk bayrağının dalgalandığı Maximus açıldı. Sırada Aziz Yıldırım-Mithat YenigünEmin Usluel'in, inşaatı devam eden "iş merkezleri" var. Gördük ki, Türkler "Polonya'ya mühürlerini vuruyorlar."
Maximus'un açılış törenine Türk ve Polonya başbakanları birlikte geldiler. Polonya Parlamentosu, Ermeniler konusunda "Türkiye'yi rahatsız eden bir karar aldığı için", Başbakan Marek Belka'yı biraz "gönülsüz" dinledik. Ama Polonya başbakanı "öyle sözler" söyledi ki, bir süre sonra "kulak kesildik."
Başbakan Marek Belka Türkiye'yi öve öve bitiremedi: * Türkler bizim tarihi dostlarımız. * Kendimizi en yalnız hissettiğimiz dönemlerde Türkler bizim yanımızdaydı. * En zor zamanlarda bize herkesten önce Türkler sahip çıktı. * Türkler'e minnet borcumuz var. * Türkiye gittiğimiz, gezdikçe hayran kaldığımız, tatil yaptığımız bir ülke. * Avrupa Birliği konusunda desteğimiz sizinle... Kollarımızı açtık, sizi bekliyoruz.
Törende, emekli büyükelçi Özdem Sanberk ile yanyanaydık. Kulağımıza eğildi: - Bir başbakan başka türlü özür dileyemez.
Polonya başbakanının konuşması "önceden titizlikle hazırlanmış... Kağıda dökülmüş" bir metindi. Ve her cümlesi bir başka "özür dilemeydi." Türk ve Polonya TV'lerinin, her ülkeden davetlilerin önünde "özür dileme."
Polonya madem sonradan özür dileyecekti, öyleyse parlamentosu neden "bizi üzdü?" Soruyu Polonyalılara sorduk. Aldığımız yanıt şöyle oldu: Burada Ermeni lobileri var... Siyaseti etkiliyorlar... Ama siz lobicilikte onlar kadar etkili değilsiniz ki.
"Acı gerçek" şu ki, Ermeni konusunda tezlerimizi anlatmakta, arşivlerimizi dünya ile paylaşmakta "çok geç kalmışız." Şimdi ödediğimiz fatura yıllar yılı "başımızı kuma gömmenin... Kulağımızın üzerine yatmanın" faturası.
|