|
|
Gitmeli çünkü başarılı
Ben iddiayı severim.. Mücadeleyi severim. Ama öfkenin aklın önüne geçmesini hiç sevmem.. Bunları neden yazdım? Yaklaşık iki aydır bana uzatılan mikrofonlara, açılan telefonlara, yazmama izin verilen köşelere bir fikir beyan ediyorum: " Daum'u göndermek hata olur.. Fenerbahçe şampiyon olmamışken.. Fenerbahçe kupayı almamışken.. O zaman Daum'u yerden yere vuranlar da, susup sonuçları bekleyenler de, bugün aynı şeyi söylüyor: "Artık bu adamla olmaz.." Ama ben yine aynı fikirdeyim. " F.Bahçe Daum'la yürümeli". İnsanlar kendilerini başarıya taşıyanların hata yapabileceğini kabullenmeli. En koyu taraftarından, kulüp başkanına.
Serdar Ali Çelikler, Fenerbahçe Başkanı'yla çarpıcı bir konuşma yapmış.. Yıldırım açık açık, " Nereden çıktı bu Le Guen " demiş.. Allah, Allah.. Nereden çıktı bu Le Guen? Kim attı ortaya? Madem Fenerbahçe ilgilenmiyor, neden 1 aydır yalanlanmıyor? Taa, Beşiktaş yenilgisinden beri.. Bir lider politikası vardır.. İsmi ortaya at, kamuoyu tartışsın.. Sen ona göre karar ver.. Belki de bu politikayı izliyor Aziz Yıldırım.. Belki de doğruyu söylüyor, ilgileri yok.. Ama neden bu kadar geç bir açıklama yapılıyor ki?
Geçtiğimiz Pazar günü sizlere Chelsea Teknik Direktörü Mourinho'nun başarıyı nasıl, başarısızlıklardan geçerek yakaladığını aktarmıştım.. Şimdi de Le Guen'le ilgili birkaç not aktarayım.. Kariyerini yazarak size sıkıntı vermek istemiyorum.. Son 4 sezonun Fransa şampiyonu olan takımının ( İlkinde Santini imzası var ) teknik patronuna başarısız demek de yanlış olur.. Ama Le Guen'in bu kadar büyük başarılarına karşın neden Avrupa'nın devleri tarafından transfer edilmediğini görmek gerek.. Lyon, Fransa şampiyonu olduktan sonra gözünü devler liginden gelecek paralara dikmiş bir takım.. Ama Le Guen'le ilk yılında Rosenborg'la son maçta berabere kalıp UEFA Kupası'na gitmek zorunda kalmış.. Ve orada neler olmuş neler.. Denizlispor diye bir takım varmış.. Rıza Çalımbay diye bir teknik direktör.. Çiçeği burnunda.. Henüz Beşiktaş ona güvenmezken gitmiş Sparta Prag'ı elemiş, Fransa Kupası'nı alan Lorient'i elemiş.. Le Guen'in şampiyon Lyon'unu da gol yemeden devirmiş.. Bu hezimet Lyon yönetiminde şok yaratmış.. " Le Guen gitmeli mi kalmalı mı " tartışması yapılmış.. Son karar istikrardan yana çıkmış.. Le Guen kalmış, 2 şampiyonluk daha gelmiş.. Ama Avrupa'da istenen çıta bir türlü yakalanamamış.. Dünya Kupası'nı, Avrupa Kupası'nı kazanan, bütün dünyaya teknik patron ve futbolcu ihraç eden Fransa'nın son 4 yılının şampiyonu Şampiyonlar Ligi'nde bir türlü çeyrek finalden öteye geçememiş.. Le Guen bir Fatih Terim'in yaptığını yapamamış.. Bir Del Bosque olamamış.. Rıza Çalımbay'a boyun eğmiş.. Şenol Güneş gibi takımını dünya üçüncüsü yapmamış.. Yerel bir teknik adam olarak kalmış..
Burada noktayı koymak gerek.. Daum'un da uluslararası büyük başarıları yok. Ama Daum, Alman, Türk ve Avusturya Ligleri'nde şampiyonluk kazanmış.. Avrupa'daki ilk yılında, hem kendisinin hem de futbolcularının bireysel hatalarıyla ummadığı yenilgiler tatmış.. Galatasaray maçıyla dibe yaklaşmış.. Ankara'da dibe vurmuş durumda.. Çaresiz olmalı.. Moralsiz olmalı.. Kendini yalnıs hissediyor olmalı.. Çünkü üst üste kritik maçlar kaybetti. Şampiyon olsa bile Galatasaray karşısında alınacak bir yenilgiyle Türkye'de kalamayacak.. Daum şimdi Pazar günü kazanmanın planlarını yapıyor.. Eğer kazanırsa, bütün bunlara karşın kazanırsa benim için büyük antrenör demektir..
2002 yılında Yapı Kredi Yayınları'ndan Fenerbahçe Tarihi adlı bir kitabım çıkmıştı. Galatasaray ve Beşiktaş Tarihi ile aynı anda.. Bülent Tuncay ve Mehmet Durupınar'la hazırlamıştık.. Didi, Kaleperoviç, Veselinoviç, Stankoviç, Parreira, Mustafa Denizli.. Ortak özellikleri F.Bahçe'yi şampiyon yaptıktan sonra gönderilmeleri.. Daum da aynı kadere doğru koşuyor.. Çünkü bu ülkede istikrara inananların sayısı, inanmayanlardan çok çok daha az..
Erman Toroğlu yine dobra dobra, " İki yıl başarısız olmuş bir teknik adamı göndermek kolaydır. Önemli olan iki yıl üst üste başarılı olan bir teknik adamı göndermek " diye yazdı.. Çok çarpıcı ve tartışma yaratacak bir yaklaşım.. Peki Erman Ağabey, uzak ara Türkiye'nin en çok seyredilen, yani en başarılı programı Maraton Show'dan kaldırılınca neler hissetin? İşinde Daum da başarılı sen de.. Başarı rating demek, puan cetveli demek değil mi? Sadece iyi futbol ya da sadece " Kitabı tersten okumadan " yorumculuk yapmakla 1 numara oluyor mu artık dünyada?
|