| |
İnsan ve inek
Durup dururken bu "inek meselesi" nereden çıktı demeyin. Anlatayım da kararı siz verin. Bilimadamları, muhteşem bir deney yapmışlar. Ağzı kapalı bir kavanozun içine sınırlı miktarda gıda koymuşlar. İçine de aynı "tür" den iki tek hücreli yerleştirmişler. Tek hücreliler, ortada duran gıdaya, her iki tarafın da aynı oranda muhtaç olduğunu düşündüklerinden, soylarını sürdürme endişesiyle bütün gıdaya sahip olabilmek için başlamışlar kavgaya. Hangisi güçlüyse diğerini ortadan kaldırmış ve gıdaya tek başına sahip olmuş. İkinci deneyde, farklı iki "tür"ü koymuşlar kavanozun içine... Birbirlerini tanımadıkları için, barış içinde gıdayı birlikte tüketmeye başlamışlar. "Akıl" taşıdığı iddia edilen insan türünün, taşıdığı "akla" rağmen, varolduğu ilk günden beri, sürekli birbirini boğazlamasına, yukarıdaki deney bir açıklık getiriyor mu bilemem. Fakat herhalde "insan" ile "inek"in bir arada mutlu mesut nasıl yaşayabildiğine açıklık getirdiğini sanıyorum. Memeliler sınıfından geldikleri halde türleri farklı olan insanoğlu ile inek, yaklaşık 9.000 yıl önce Mezopotamya'da tanışıyorlar. İnsanoğlu, kendisi evcilleşmekte iken, tutuyor ineği de evcilleştiriyor. İnek, öteki birçok yırtıcıdan farklı olarak "munis" bir hayvan. Bu özelliği ineğin aslında akıllı olduğunu da gösteriyor. Hatta o kadar akıllı ki, insanoğlu'na "ot yemeyi" öğretiyor. Tabii ki bunu, ormanlarda sempozyumlar düzenleyip, ot yemenin bilimsel faydalarını anlatarak yapmıyor. İstese de yapamazdı, çünkü insanoğlu o vakitler bu bilimsel verileri anlayabilecek kültür düzeyinde değildi. İnsanoğlu, ineklere bakarak karar veriyor ot yemeye... Yani günümüzün vejetaryenleri, mutluluklarını ineklere borçlular. İneklerin insanoğlu'na yaptığı kıyaklar bununla da kalmıyor. "Tarım olayı"na giriyorlar birlikte, boyundurukta inek, karasabanda insan, başlıyorlar tarlayı sürmeye... Velhasıl, insanoğlu'nun doğaya hükmederek, homoeconomicus haline gelmesinde ineğin rolü çok büyük. İnek, binlerce yıldır, insanı etiyle, sütüyle besliyor ayrıca... Bu hayvanda, yaklaşık 200 litre hacminde bir sindirim sistemi var. Bu sistem çok özel, fermantasyon yapabilen bir sistem. Hüdainabit ile beslenip, binbir çeşit peynire zemin yaratan sütü bu sayede üretebiliyor. Yeri gelmişken söyleyeyim, bize orta mektepte öğretilen "işkembe, börkenek, kırkbayır vs" hikayesinin yanlış olduğunu ortaya çıktı. İneğin mucizesi burada bitmiyor. İngiltere'de yapılan araştırmalar, ineklerin insanların ruh halinden hemen etkilendiklerini, müzikten hoşlandıklarını, sadakat, sevgi ve aidiyet duygularına sahip olduklarını gösteriyor. İnsanoğlu ile inek arasındaki kadim dostluğa şapka çıkartırken, aradaki alışveriş dengesizliğinden insanoğlu adına üzüldüğümü de belirtmeliyim. İneklerin bize karşı bu kadar verimli, fedakar ve canayakın davranmasına karşın, bizim onlara reva gördüğümüz muameleler, sonuçta bizim "insan olduğumuzu" gösteren en çarpıcı kanıttır. Allah'tan ki, ülkelerinde yaşayan 250 milyon ineğe, "insanca davranan" hindular var. Birbirimizi yemekten vakit bulup, ineklerin bize yaptığı iyiliklere şöyle bir göz gezdirsebilsek, "Hümanist" olmaktan vazgeçip, "İnekist" olmamız gerekirdi.
|