|
|
DYP'de değişim mi, statüko mu?
Cumartesi günü DYP'nin 8. Olağan Büyük Kongresi yapılıyor. 1946'da başlayan DP geleneğinin günümüz versiyonu DYP, bu kongreyle ciddi bir yol ayrımında. DYP, iktidara oynayan bir parti mi olacak, yoksa yüzde 10'larda dolaşan siyaseten birilerinin 'ikbal'ini garanti eden parti konumunda mı kalacak? Hem toplum hem de partililer bu sorunun cevabını arıyor. Genel Başkan Mehmet Ağar ve yönetimi de bu beklentinin farkında. Ancak çözüm için 'farkında olmak' yetmiyor, 'gereğini yapmak' gerekiyor. İşte Ankara'da 1415 Mayıs'ta yapılacak kongrede bu sorunun cevabı aranacak. Acaba yönetim 'gereğini' yapacak mı? Ağar'ın son dönemdeki açıklamaları, ülkenin temel politikalarına yaklaşımı, bu değişimi yapacağı işaretini veriyor. Ağar, partinin 'vizyon'u, 'söylem'i ve kadroları açısından yeni bir dönemin başlayacağını üstüne basa basa söylüyor. Bu sözler kongreye birkaç gün kala umut yaratsa da hâlâ bazı tereddütleri yok etmiş değil. Bu noktada DYP'nin büyük kentler gerçeği bir kez daha öne çıkıyor. Bunların başında da İstanbul ve Ankara geliyor. DYP büyük kongreye giderken, en sert eleştiriyi bu kentlerden aldı. Doğru Yol Platformu adıyla bir araya gelen eski DYP İstanbul İl Başkanı Süleyman Soylu ve eski Ankara İl Başkanı Nevzat Ceylan ortak bir metinle yönetime ciddi eleştiriler yönelttiler. Soylu ve Ceylan, Ağar'ın Genel Başkanlık dönemini şöyle değerlendiriyor: "İki buçuk yıl göstermiştir ki, bu sürede ne muhalefet görevi yapılabilmiş, ne de hükümetin uyguladığı politikalara alternatif oluşturabilmiştir." Parti içi demokrasinin işlemediğini, 'tüzük kongresi' sözünün yerine getirilmediğini ve çok sayıda görevden almanın gerçekleştirildiğini vurgulayan iki başkan, sözü büyük kongreye getirerek şöyle diyorlar: "Büyük kongrede dağ fare doğracaktır. Ve görülen odur ki, yegâne düşünce, barajın yarım puan üzerinde bir hedefe odaklanmak ve bununla yetinmektir." Peki bu sert eleştirilerin sahipleri niçin bugüne kadar sustular da şimdi konuşuyorlar? Eski başkanlar, bu soruya "İki buçuk yıl kendilerine fırsat vermek için, siyaset edebine uygun anlayışla hiç eleştirmemiş ve susulmuştur" cevabını veriyor. DYP yönetimine gelince, kulislerinde denilen şu; "DYP'nin zor zamanlarında elini taşın altına koymayanların şimdi böyle eleştiri yapmaya hakları yok." İstanbul'da başlayan bu eleştiriler DYP Büyük Kongresi'ne nasıl yansıyacak? Bu soruların önemli bir bölümü parti içinde de paylaşılıyor. Bakalım büyük kongre bu sorulara cevap veren bir platforma dönüşecek mi? Eğer dönüşürse DYP yeni cazibe merkezi olur. Ya dönüşmezse? Parti içi ciddi bir muhalefet başlar.
|