|
|
|
|
Rubin'den savaş itirafı
Clinton dönemi Dışişleri Bakanlığı sözcüsü James Rubin İstanbul'da ABD'nin Irak savaşında dünyayı ikna edemediğini söyledi..
Eski ABD Başkanı Bill Clinton dönemi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü James Rubin, ''ABD, Irak konusunda dünya kamuoyunu bilgilendirip ikna edemedi. Eğer harekat 1-2 ay ertelenseydi, uluslararası destekle başarı sağlanabilirdi'' dedi. Rubin, Genelkurmay Başkanlığı SAREM'in Harp Akademileri Komutanlığı'nda düzenlediği ''Bilgi Çağı ve Teknolojik Gelişmeler Işığında Toplum, Yönetim, Yönetici ve Lider Yaklaşımları'' konulu uluslararası sempozyumda, ''Bilgi Çağında Siyaset'' konulu bildiri sundu.
Konuşmasına, Türkiye'nin pek çok medeniyetin kesiştiği noktada bulunduğunu vurgulayarak başlayan Rubin, ''Türkiye, demokratik değerlerin Müslüman dünyada gelişmesi için bir model ülke olacaktır'' dedi.
Medeniyetler çatışması teorilerine de inanmadığını ifade eden Rubin, bilginin gücü ve bilgiyi kontrol etmenin imkansız olduğunu, eğitimin hoşgörüyü geliştireceğini söyledi. Rubin, bu bağlamda Papa 16. Benediktus'un da aşırı uçları temsil ettiğini kaydederek, bunun dahoşgörüsüzlüğü beraberinde getirdiğini anlattı. Bugünün liderlerinin kamuoyuna hesap vermek durumunda olduğunu anlatan Rubin, bilgi çağında denetimin demokrasinin gelişmesine katkı sağladığına dikkati çekti.
Rubin, Clinton döneminde ortaya çıkan Kosova sorununa da değinerek, o dönemde ABD'nin NATO ve Avrupa ülkelerini bilgi ile ikna ederek Miloseviç'in teslim olmasının sağlandığını söyledi. Aynı dönemde kamuoyunun gazetecilerin gerçek hikayeleri anlatmasıyla bilgilendirildiğini de hatırlatan Rubin, ABD'nin oradaki harekatta başarılı olduğunu ve böylece Müslüman halklar arasında da ABD'nin popülerliğinin arttığını kaydetti. Rubin, ABD'nin sadece petrol, ulusal ve dini çıkarları için değil,başka doğrular için de harekete geçebileceğinin gösterildiğini ifade etti.
IRAK SAVAŞI
''Irak Savaşı''nı ise Kosova örneğine göre ''daha az başarılı'' olarak değerlendiren Rubin, mevcut ABD hükümetinin bilgi ve ikna gücünün önemini göz ardı ettiğini, ABD'nin davasında haklı olduğunu, ancak yapılış şeklinin yanlışlığını dile getirdi. Rubin, Irak savaşı sırasında bazı Avrupa ülkeleri ile ABD hükümetinin yanlış planlarının Irak'ta bugünkü sonuçlara neden olduğuna işaret ederek, ''ABD, Irak konusunda dünya kamuoyunu bilgilendirip ikna edemedi. Eğer harekat 1-2 ay ertelenseydi, uluslararası destekle başarı sağlanabilirdi'' dedi.
IRAK SAVAŞI VE TÜRKİYE
Eski ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü James Rubin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ülkenizin en üst düzey subaylarıyla, generalleriyle son birkaç gündür konuşuyorum. 'Türkiye neleri farklı yapabilirdi?' konusunu... Siz de tartışıyorsunuzdur, eminim. ABD ne yapabilirdi farklı olarak? Her şeyden önce ABD, Türkiye'nindeğiştiğini fark etmeliydi. Seçimler sonrasında farklı bir siyasi kültürün oluştuğunu ve yeni hükümetin istişareye ihtiyacı olduğunu, tartışmalara ve iknaya ihtiyacı olduğunu anlamalıydı. Dışişleri Bakanımız buraya gelmeliydi. Üst düzey görevlilerimiz her gün Türk medyasına hitap etmeliydi. Her gün neden kuvvet kullanmanın gerekli olduğuna inandığımızı açıklamalıydı. Eminim ki, eğer bu, ciddi, yoğun ve kararlı bir şekilde yapılmış olsaydı, aynen Kosova'da yapıldığı gibi, eminim parlamentonuzu ikna eder, bize destek vermelerini sağlardık. Bu ikna edememe eksikliği, uluslararası koalisyonu etkiledi. ABD ile Türkiye, bugün olduğu konuma bunlar yapılmış olsaydıgelmezdi.''
PENTAGON'DAN AÇIKLAMALAR
Uluslararası kararlarda liderlerin bilgeliğine ihtiyaç bulunduğunu da vurgulayan Rubin, şunları söyledi:''Birbirinize hakaret etmek veya gazetecilere haber sızdırmak değil. Mesela Pentagon'un orta kademelerindeki bir subay, bir gazeteciye 'aptal' bir şey söyledi diye ve bu Ankara'daki TBMM'ye yansıdığında kıyametler koptu diye ilişkiler bozuluyor. Her iki taraf da 'birbirini ciddiye almadığı' yolunda suçlamalar getiriyor. Bilgi açığının bir önemli noktası da insanların ne söylediğine dikkat etmesidir. Dikkat etmeniz lazım. Kim hangi söylediğinizi dinliyor ve bu nerelere gidiyor. Benim ülkemde bunlar yapılmadı. Yapılmadığı içindir ki, Türkiye'de infiale yol açtı. Dolayısıyla buradaki müzakereler başarıyla sonuçlanmadı. Ben size kötü diplomatik yönetiminnelere yol açacağını göstermeye çalıştım. Bilgi çağı, diplomatlarımızdan da yeni beceriler bekliyor. Mesela ABD Büyükelçisi'nin bugün Türkiye'de Genelkurmay Başkanı ile oturup, bir kahve içip harika Türk tatlılarını tadarken belli karar vermesinin dönemi geçti. Bugünün çağında sizin, bizim liderlerin ve diplomatların, politikacıların, kitle iletişim araçları üzerinden birbirleriyle iletişim kurmaları gerekir. Bu zor olabilir. Yanlış olabilir. Gazeteciler, her zaman kolay bir zümre olmayabilir. Ama bugünün bilgi çağında kabul edelim ki, internetin, kablolu TV yayınlarının bir gücü var. Pentagon'un zemin katında söylenenler, değişik Avrupa kentlerinde yansımasını buluyor. Aynen bir seken kurşungibi hedefini şaşırıp başka sonuçlara yol açıyor. Siz hükümetler olarak sadece diğer hükümet yetkililerini ikna etmekle kalmayacaksınız, o hükümetlerin kamuoylarını da ikna etmek zorunda kalacaksınız. Bizim diplomasimiz ve bizim çabalarımızın en büyük eksikliği, bunun ne kadar önemli olduğunu, ne kadar hayati önem taşıdığını anlamamak oldu.''
ORTADOĞU BARIŞI
Konuşmasında Ortadoğu barışı konusuna da değinen Rubin, ''demokrasinin bilginin gücüyle geleceğini ve bilginin zaferinin, siyasetin zaferi olacağını'' bildirdi. James Rubin, ABD'nin Irak'a demokrasiyi, işgal ederek getirdiğini ve bunun da başarısız bir işgal olduğunu ifade ederek, Irak'ta hala kaotik durumun devam ettiğini hatırlattı. İşgalle demokrasinin yayılamayacağını ABD'lilerin de gördüğünü söyleyen Rubin, demokratik değişimin tek sorumlusunun kendileri olamayacağını düşünmeleri gerektiğini kaydederek, Gürcistan, Ukrayna, Lübnan ve Kırgızistan örneklerine de dikkati çekti.Rubin, İsrail-Filistin sorununa da işaret ederek, İsrail kamuoyunun 2000 yılında ödün vermeye hazır olduğunu, ancak Filistinli liderlerin ise Arap dünyasını taviz vermeye ve uzlaşmaya hazırlamadıkları için çözümün sağlanamadığını söyledi.
BİLGİ ÇAĞININ KARANLIK YÜZÜ
Bilgi çağının olumlu yönlerinin yanında karanlık bir yüzünün de var olduğunu belirten Rubin, teknolojiyi kullanan teröristlerin, radikal İslami örgütlerden para almak için bilgisayar başında görüştükleri grupların da desteğiyle ''kadın, erkek, çocuk, polis, asker'' demeden insanları öldürdüklerini ifade etti. Rubin, bilgisayar ve cep telefonu kullanımını engellemenin mümkün olmadığını vurgulayarak, bu tür tehditlere yanıt vermenin tek yolunun eğitimden geçtiğini, bilginin de hoşgörüyü beraberinde getirdiğini anlattı. Atatürk'ün, Osmanlı'nın küllerinden bir devlet yarattığını, bunu da eğitim ve bilgide sağladığı dönüşümle gerçekleştirdiğini dile getiren Rubin, Atatürk'ün halkın yüreğini de kazanan bir yönetici olduğunu söyledi.Rubin, küreselleşmenin karanlık yüzünün sabır, hoşgörü ve ikna ilemağlup edilebileceğini sözlerine ekledi.
SEMPOZYUM
Bu arada sempozyum kapsamında sabah yapılan oturumun ''Bilgi Çağı ve Teknolojik Gelişmeler Işığında Toplum'' başlıklı bölümünde, bilgi toplumuna geçiş süreci ele alındı.Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Bozkurt, bilgi çağına ulaşmada Türkiye'nin genç nüfusunun önemli olacağını söyledi.Sempozyuma, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, eski Genelkurmay başkanları Hüseyin Kıvrıkoğlu, İbrahim Hakkı Karadayı, eski kuvvet komutanları, Türkiye'de temsilciliği bulunan ülkelerin askeri ataşeleri, akademisyenler ve akademi müdavimleri katıldı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|