| |
|
|
Eğitim sorununu gelecek yüzyıla da aktaracak mıyız?
Hem çağa karşı ayıptır, hem de ziyan edilen kuşaklara ve boşa harcanan yıllara yazıktır. Yine 2 milyona yakın lise mezunu genç üniversiteye kabul edilmek için ÖSS'ye girecek. Yine bunların yüzde 85'i başarısız olacak. Başarılı olanların büyük çoğunluğu da amaçladıkları eğitim dalına giremeyecek. Yine liselerin son sınıflarında dersler boş. Öğrenciler ÖSS'ye hazırlanmak için rapor alıp, okulları yerine dershanelere gidiyor. Çünkü lisede öğretilenler başka, ÖSS'de sorulanlar başka. Neden? Çünkü Milli Eğitim bakanlığı " Ak " dediği zaman YÖK " Kara " diyor. Ne meslek okulları alanında bir reform yapmak imkanı, ne de eğitim sistemini türban ve imam hatip liseleri dışında ele almak ihtimali var. Önceki gün Osman Ulagay, Milliyet'te Hintli ve Finlandiyalı şirket yöneticileri ile konuştuklarını yazmıştı: - Hindistan'ın 14 milyar dolar cirolu özel sektör devi Tata Grubu'nun danışmanlığını yapmakta olan Fakir C. Kohli " Hindistan 2012 yılında 100 milyar dolarlık yazılım ve 100 milyar dolarlık donanım rakamına erişebilir " diyor. Hindistan 1950'lerde yüksek bilim ve teknoloji enstitüleri kurmaya yöneldiğinde buna karşı çıkan çok olmuş, açlıkla boğuşan Hindistan için bunun lüks olduğu söylenmiş. " 50 yıl önce bu adımlar atılmamış olsaydı Hindistan yazılım alanında bugün bu noktaya gelemezdi " diyor şimdi 71 yaşında olan Fakir Kohli. Bugün MIT gibi ABD'nin önde gelen üniversiteleriyle rekabet edebilen yükseköğrenim kurumlarına sahip olan Hindistan ayrıca 80 binin üzerindeki öğrencisiyle ABD'de yükseköğrenim gören öğrenci sayısında dünya birincisi. - Nokia Başkan Yardımcısı Erkki Ormala'ya göre işin temelini sağlam kurmak önemli. Başarı reçetesinin olmazsa olmazları ise şunlar: (1) Eğitimde atılım, (2) Sağlam hukuk düzeni, (3) Tutarlı ve bütünsel atılım planı, (4) Telekom ve iletişim ağının verimli ve etkili çalışması, (5) Kamu özel sektör uyumu. İşte Türkiye için bir yol haritası. Bunları hepimiz okuyor, görüyoruz. İnsan neden politikaya girer veya kamu görevi almayı amaçlar? Kendi insanına ufuk açıp, dünya insanlığına da katkıda bulunmak değil midir amaç? Gazeteci olarak Hindistan'a defalarca gittim, değişik başbakanlarla görüştüm. Bu ülke bağımsızlığa kavuştuğu zaman Nehru " Hint insanını kağnıdan bisiklete geçireceğim " diyordu. Torunu Rajiv ise, " Hint insanını bisikletten bilgisayara geçireceğim " diye hedef koymuştu. Hintliler bunu başardı. " Bangalore Projesi " şimdi dünyanın hayranlıkla izlediği, Bill Gates'in yüzlerce milyon dolar yatırdığı bir bilgi ve iletişim merkezi. O Bangalore kısa süre önce sadece " Emekliler kenti " diye bilinirdi. Bir " Nokia ", Finlandiya'yı teknoloji ülkesi haline getirdi. Güney Kore'nin dünya piyasasına sürdüğü markaları hepimiz biliyoruz. Bir ülkenin üniversiteleri dünyadaki gelişmelerin böylesine dışında, eğitim sistemi böylesine rejim kavgalarına takılmış, gençliği böylesine çaresiz ve endüstrisi bu kadar araştırmageliştirmeden ve buluşlardan uzak olabilir mi? " Siz gazeteciler de sadece yakınıyorsunuz " demeyin sakın. Bu bozuk düzeni değiştirmek bizim görevimiz değil ki. Biz eleştirir, dünyadaki gelişmeleri yansıtır, vizyonu olana ve icraat yapana destek veririz. Ben bu yüzden Turgut Özal'ın boşluğunun hâlâ doldurulamadığını düşünüyorum.
|