Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ni 17 Aralık'a kadar yaptığı demokratik reformların yanısıra ekonomik performansı ile de de şok edeceğini söyledi.
Türkiye'nin 17 Aralık tarihine kadar gerçekleştirdiği demokratik reformlarla AB'yi etkilediğini belirten Gül, Türkiye'nin ekonomi ve demokrasi alanında yaptığı reformların, AB'nin, IMF'nin ya da Dünya Bankası'nın isteklerinin yerine getirilmesi olarak algılanmaması gerektiğine işaret ederek, AB'nin her şeyden önce hükümetin halka karşı duyduğu sorumluluk olduğunu kaydetti. Merkez Bankası, Bilkent Üniversitesi ve Bonn Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği, 'AB'ye Katılım İçin Makro Ekonomik Politikalar' konulu konferansta konuşan Gül, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne 10 yıl önce girmiş olmasının, müzakere süreci içindeki yükünü hafiflettiğini kaydetti. Gül, Türkiye ekonomisinin büyüme oranının son 3 yılda yüzde 24'ü bulduğunu belirterek, "AB ile müzakerelerin başlamasıyla birlikte doğrudan yabancı yatırımlar artacak. Türkiye uyguladığı ekonomik programlarla müzakere süreci içindeki çalışmalar birbirini tamalayacak ve Türkiye'yi yeniden yapılandıracak" dedi.
İLİŞKİLER HAFİFE ALINMAZ Türkiye'nin tarihi 17 aralık zirvesi sonrasında, aday ülke statüsünden, müzakerelere hazırlanan ve tam üye olmaya aday bir ülke konumuna geçmesinin önemini vurgulayan Gül, bu sürecin hükümetin AB yolundaki kararlılığını pekiştirdiğini ve AB ile ilişkileri hafife almasının söz konusu olmadığını ifade etti. Hükümetin bu kararlılığının bir slogan ya da iyimser bir beklenti olarak algılanmaması gerektiğini söyleyen Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül, "Bazı çevrelerin, 'acaba geriye dönüş olur mu?' şeklindeki düşüncesini tamamen yersiz ve gereksiz olduğuna inanıyorum" diye konuştu. Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'nin en büyük ticari ortağı olduğunu hatırlatan Bakan Gül, ancak AB içinde bunun farkında olmayan bazı çevrelerin bakışının rakamları duyduktan sonra değiştiğini söyledi. Gül, yapılacak ayrı bir çalışmada, AB kamuoyunu Türkiye'nin AB'ye uzun vadede katkıları konusunda aydınlatmayı hedeflediklerini ifade etti. Gül, Türkiye'nin üyelik süreci ile AB ülkelerinde yapılmakta olan anayasa referandumlarının tamamen birbirinden bağımsız olduğunu sözlerine ekledi.