| |
|
|
Bürokrasiye dair
Süleyman Demirel "Özal biraderleri" bürokrasinin tepe noktalarına getirmişti. Turgut Özal, DPT Müsteşarı'ydı. Korkut Özal da "TPAO Genel Müdürü." Adalet Partisi'nin Meclis grubunda, bazı milletvekilleri "bunlar bizi dinlemiyorlar... Taleplerimizi yerine getirmiyorlar" diye konuşunca... Başbakan Demirel kızmıştı: - Bürokratları rahat bırakın.
Turgut Özal Başbakan olunca... Amerika'dan Özer Altan'ı getirdi, TPAO Genel Müdürü yaptı. Partide, Özal'a sordular: Neden o? - Petrol işini çok iyi biliyor... Bize, işinin ehli adam lazım.
Korkut Özal anlatıyor: - Abim Başbakan'dı... Ziyaretine gitmiştim... Birkaç kişi, abime diyordu ki... Efendim filanca bürokrat ile falanca bürokrat Halkçı... Onları alın... Turgut abim kızdı. - Ne dedi? - Dedi ki... Bahsettiğiniz kişiler başarılı bürokratlar... Ben adamın partisine değil, liyakatine bakarım.
Vahit Erdem (AK Parti, Kırıkkale Milletvekili), Turgut Özal'ın Savunma Sanayii Müsteşarıydı. Özal'dan sonra Demirel, Başbakan olunca... Vahit Erdem'i çağırdı: - Başarılısın... Göreve devam edeceksin.
Demirel'den sonra, Tansu Çiller Başbakan oldu. Vahit Erdem'i "görevden aldı." Birkaç gün sonra Demirel, Vahit beyi Çankaya Köşkü'ne çağırdı: - İyi yetişmiş bir bürokratsın... Seni Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı yapıyorum.
Tabii bu anlattıklarımızla "taban tabana zıt uygulamalar da" olmuştur. Ama... İşin doğrusu "adam kayırmamaktır."
Bugün, bu iktidar, bu konuda "gereken özeni" gösterseydi "kadrolaşıyorlar" iddiaları ayyuka çıkar mıydı?
|