Tarihte İzmir kayıkları
İzmir kayıkları, 1800'lü yıllarda İzmir Körfezi'nde, açıkta demirleyen gemiler ile iskeleler arasında yük ve yolcu taşıyan teknelerdir. Bu kayıklar, aynı zamanda denize kıyısı bulunan Karaburun, Çeşme, Foça gibi çevre ilçeler ve köyler ile yakın mesafe Ege adalarını deniz yoluyla İzmir'e bağlamışlardır.
Yani günümüzdeki kamyonetlerin, otobüslerin işlevini görmüşlerdi. Kayıkta bir dümenciyle, bir ya da iki kürekçi bulunurdu. Bazı durumlarda üç kürekçi de olabilirdi. 12 metrekarelik yelkeni ve ince uzun yapısı sayesinde en uzak mesafelere bile kısa sürede giderlerdi.
Bu kayıkların hafif meşeden yapılmış omurgası vardı. Dış kaplamalarda akgürgen kullanılmıştı. Kayıkların yeşil ve beyaz boyanan gövdelerinin üzerine rengarenk çiçek motifleri işlenirdi. Belki de bu çiçek desenleriyle kayıkçılar, karaya olan özlemlerini dile getirirlerdi.
Kayıklara sepet, küfe, hurç, sandık gibi eşyalar yüklenir, yolcular kıç tarafa doğru her iki yanda bulunan oturaklara otururlardı. Uzak mesafelere giden kayıklarda birer su testisi ya da küpüyle maşrapa bulundurmak adettendi.
Yaz aylarında akşamları sıcaktan bunalan İzmirliler bu kayıklarla körfezin yakamozları arasında serinlemeye çıkarlardı. İzmir kayıkçılar, İstanbul'daki meslektaşları gibi bir lonca düzeniyle çalışırlardı. Aksi taktirde kayıkçılar arasındaki düzen ve anlaşma sağlanamazdı. Kayıkçı esnafı arasında Rumlar önemli bir yer tutardı.
|