Uyumsuzluğun son örneği
Bugünkü hükümetin "Anayasa Mahkemesi'ni kapatmak" gibi bir politikası var mı? Hayır. Öyleyse, devlet protokolünün "önemli ismi", AK Parti'nin "ağır topu" Bülent Arınç'ın "istersek kapatırız" demesine gerek var mıydı? Anayasa Mahkemesi "hangi ihtiyaçtan doğdu?" Eğer Anayasa Mahkemesi gibi bir "supap" olmasaydı, siyasi gerginlikler daha da tırmanmaz mıydı? Şimdi, bir Anayasa'ya aykırılık iddiası olunca "öyleyse git Anayasa Mahkemesi'ne" deniliyor. Ya bu mahkeme olmasaydı? Anayasa Mahkemesi kapanmayacak. Ama TBMM Başkanı'nın sözleriyle "kurumsal duyarlılıklar" biraz daha kaşınacak. Siyasi iktidar "bu durum benim yararımadır" diyebilir mi?
Bülent Arınç'ın sözleri "kişiseldir" denilip, işin içinden çıkılır, konu da yarın "kapanır, unutulur." Ama böyle şeyler "birikir, birikir, birikir ve....." "Siyasi iktidar ile kurumlar arasında uyumsuzluk var" inancı yerleşir, kemikleşir. Geçtiğimiz 2.5 yıl içinde bunun "pek çok örneğinin" yaşandığı gibi.
|