Erdoğan: Gerilim politikacısı değiliz
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gerilim politikalarından nemalanmak isteyen bir anlayışın temsilcisi olmadıklarını belirterek, ''Dar, sığ, sathi çerçeveleri içinde suni gündemler oluşturup, kendilerini yara kaşımayaadayanların, bu ülkeye verebilecekleri hiçbir şey yoktur. Milletimiz, bu yara kaşıyıcılara itibar etmemektedir'' dedi. Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, Türkiye'nin enbüyük ihtiyacının özgüven olduğunu hem vurgulamaya çalıştıklarını hem de bu özgüvenin pratiğini dünyaya gösterdiklerini belirtti. Özgüvenin en büyük semeresinin dış politikada, dünya ile temaslarda alındığını kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin, gücünü topladıkça, kudretini muhataplarına hissettirdikçe, dış ve iç siyaset ayrımının da kendiliğinden bir bütünlüğe kavuştuğunu vurguladı.
Erdoğan, Ortadoğu barışı gibi, yüz yıllık İsrail-Filistin sorununaçözüm üretirken İslam dünyasının sivil toplum örgütlerinin aynı anda İstanbul'da toplanarak, yıllarca konuşulamayan meseleleri konuşabildiğine; hafta sonu İstanbul'da yapılan toplantıda, 35 ülkeden100 yabancı delegenin katıldığı ''İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği''nin resmen kurulduğuna işaret etti.İstanbul'un, Birliğin genel merkezi olarak kabul edildiğini hatırlatan Erdoğan, Gönüllü Teşekküller Vakfı'nın, 3 yıllığına Birliğin Genel Sekreterliği'ni üstlendiğini kaydetti.
'ONLARDAN DİNLEMEK HEYECAN VERİCİYDİ'
IMF, Dünya Bankası dahil olmak üzere toplam cirosu 900 milyar Avro'yu bulan, dünyanın en büyük uluslararası şirketlerine İstanbul'da, Türkiye'nin potansiyel ve imkanlarını anlatabilme imkanı bulduklarını ifade eden Erdoğan, geçen hafta yapılan bu toplantıda, Türkiye'nin yıldızının ne kadar parladığını muhataplarından dinlemeninheyecan verici olduğunu söyledi.
''Türkiye'nin küresel bir güç olacağı iddiamızla kastettiğimiz şey, işte budur'' diyen Erdoğan, İstanbul'un, Asya Kalkınma Bankası'nın 38. Genel Kurulu'na ev sahipliği yaptığını, 41'i bakan düzeyinde 63 ülkenin yönetici ve temsilcilerinin geleceğin dünyasıyla birlikte Türkiye'yi, Türkiye'de konuştuklarını kaydetti. Bu toplantıdaküresel ekonomiyi etkileyecek kararlar alındığını, Asya ile Avrupa'nıngeleceğinin, yoksulluğun azaltılması ve bölgesel işbirliği imkanlarının konuşulduğunu belirten Erdoğan, Asya Pasifik bölgesinde gelişmekte olan ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınma projelerinin tartışıldığını anlattı. Bu toplantının, Türkiye'nin bugüne kadar düzenlediği en büyük uluslararası organizasyonlardan biri olduğunu bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bakınız şu anda İstanbul'da kimler var? BM, IMF, Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Ticaret Örgütü gibi53 uluslararası organizasyonun 3 bin, yanlış duymadınız 3 bin temsilcisi, şu anda İstanbul'dadır. İşte budur, büyüme, kalkınma, ülkesinin itibarını artırma, geleceğe birlikte yürüme... Biz, bu iradeyle geleceğe yürüyoruz. Peki, sözün burasında hiçbir detaya girmeden şunu sormak istiyorum; böyle bir dönemde Türkiye'de kısır tartışmalara girmenin anlamı var mı Allah aşkına? Ufkumuz Allah'ın izniyle çok açıktır, çok aydınlıktır. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Bu kararlılıkla geleceğe yürüyoruz. Büyük düşünmek zorundayız. Ülkemizin geleceği için büyük düşünmek zorundayız. Asla, gerilim politikalarından nemalanmak isteyen bir anlayışın temsilcisi değiliz. Bu, böyle bilinmeli.''
1 MAYIS KUTLAMALARI
Erdoğan, 1 Mayıs kutlamalarının bütün ülkede demokratik bir zeminde yapıldığını belirterek, ''Birkaç ufak tefek hadisenin dışında herhangi bir şey de olmadı. Gayet olumlu bir mesajdır. Peki ne kaybettik? Şunu söylüyoruz; unutmayın, biz, Kutlu Doğumu da 1 Mayıs'ı da 23 Nisan'ı da Nevruz'u da aynı ruh haliyle, birlik içinde kutlamayamuktedir, yüce gönüllü bir milletiz'' dedi.
Türkiye'yi yönetme iddiasının büyük düşünme becerisini zaruri kıldığını, büyük düşünme becerisinin ise Türkiye'ye dair bir medeniyetve tarih şuurunu gerektirdiğini ifade eden Erdoğan, kendine güvenen, özgüvene sahip bir siyasetin üzerinde inşa edileceği zeminin, bu medeniyet ve tarih şuuru olduğunu vurguladı.
''Biz, bu ülkeye, bu millete, bu müşterek tarihimize, potansiyelimize yürekten güveniyoruz'' diyen Erdoğan, bu güvenle Türkiye'yi yeniden dünyayla, medeniyet coğrafyasıyla buluşturduklarını, bu buluşmayı hiçbir komplekse, korkuya kapılmadan gerçekleştirdiklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yıllardır bizi kendi temelsiz korkularının küçük dairesine hapsetmeye çalışan, ufkumuzu daraltan önyargıları, peşin fikirleriyle bizi mecalsiz bırakan köhne siyasetleri yeniden ısıtıp önümüze sürmeye çalışanlara, geçit vermeyeceğiz.
Türkiye artık, kendi kozasında debelenen bir ülke kimliğinden sıyrılmıştır. Dünya ile bütünleşen, kendi dinamiklerine güvenen, dış dünyayı anlayan ve kendisini de dış dünyaya anlatabilen, paylaşımı, işbirliğini esas alan bir siyasi idrake kavuşmuştur. Dar, sığ, sathi çerçeveleri içinde suni gündemler oluşturup kendilerini yara kaşımaya adayanların, bu ülkeye verebilecekleri hiçbir şey yoktur. Milletimiz, bu yara kaşıyıcılara itibar etmemektedir, bunu da iyi bilin. Biz, milletimizle birlikte geleceğe yürüyoruz, Türkiye'nin aydınlık yarınlarına bakıyoruz. Biz, küçük hesapların matematiğine çok yabancıyız.''
|