|
|
|
|
Teziç: Bumin hukuki gerçeği ortaya koydu
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıldönümündeki konuşmasında şahsi görüşlerini dile getirmediğini, ''Hukuki bir gerçeği ortaya koyduğunu'' söyledi. Teziç, Rektörler Komitesi toplantısındaki açıklamalarının ardındangazetecilerin Anayasa Mahkemesi ile ilgili tartışmaları nasıl değerlendirdiğini sormaları üzerine, Anayasa'da egemenliğin kullanılması ile ilgili hüküm bulunduğunu ifade etti. Buna göre, egemenliğin kullanılmasının yetkili organlar aracılığıyla olduğunu vurgulayan Teziç, ''Bunun başka bir ifadesi Anayasamızda, ne yasama neyürütme ne de yargılama... bunların hiç birisi sorumsuz değildir'' dedi. ABD'de 19. yüzyılda Federal Yüksek Mahkeme'nin kanunların anayasaya uygunluğunun yargısal denetimini kendi girişimi ile yaptığını anlatan Teziç, bunun daha sonra kıta Avrupasına yayıldığını belirtti. Teziç, şunları söyledi:
''Anayasa Mahkemesi'nin işlevi Anayasanın sözünü söyletmektir. Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı, konuşmasında şahsi görüşlerini dile getirmedi, alınmış mahkeme kararlarını dile getirdi. Kişisel kararını ortaya koymadı. Hukuki bir gerçeği ortaya koydu. Yasama organının yetkileri de Anayasa'nın çerçevesinde kullanılır.
Bugün parlamentoya seçilmiş üyeler, salt Meclis'in çıkarmış olduğuyasayla seçilmemişlerdir. Bu yasa iki aşamalı bir baraj öngörüyordu. Bölge ve genel ülke barajı. Bölge barajını Anayasa Mahkemesi iptal edince sadece genel baraj kaldı ve o seçim sistemi ile Sayın Meclis Başkanı ve geri kalan bütün üyelerde bu sistemle seçildiler. Demek ki,itiraz etmediklerine göre kabul ettikleri bir mekanizmanın içinde faaliyetlerini gösteriyorlar. Başka bir seçim sistemini getirebilirlerdi ama Anayasaya uygun bir düzenleme yapılması koşuluyla. Yasama organı dilediği konuda düzenleme getirir ama kamu yararı amacıyla çıkarılıp çıkarılmadığını Anayasa Mahkemesi denetler.
Anayasa yargısının bulunduğu bütün ülkelerde yasama işlemi zaman zamanMeclis'in iradesiyle eğer başvuru yapılmışsa kanunların Anayasa uygunluğunun denetimini yapan organlarının iradesinin de eklemesiyle oluşur. Bu hukuk devletinin zorunlu kaçınılmaz sonucudur.'' Yargı organlarından hoşnut olmayan iktidarların zaman zaman bu alanlarda mücadele etmelerinin tarihsel örnekleri bulunduğunu anlatan Teziç, Fransa'da, Almanya'da ve ABD'de bunun örneklerinin görülebileceğini kaydetti. Teziç, şöyle devam etti: ''Türkiye'de de zaman zaman iktidarda olanlar kendi önerdikleri yasaların iptalinde Anayasa Mahkemesi'ne hep yüklenirler. Ama muhalefet oldukları zamanda kendi başvuruları ile ortaya çıkan kararlarda da onların savunuculuğunu yapmışlardır.'' Hukukun herkese lazım olduğunu vurgulayan Teziç, bunun iktidarı kullananların, parlamento çoğunluğuna sahip olanlar için de geçerli olduğunu belirtti. Teziç, şunları kaydetti:
''TBMM Başkanı tarafsız bir makamda oturmaktadır. Kendisi aynı zamanda iyi bir hukukçudur. Ama acaba basına yanlış mı yansıdı düşüncesindeyim. Çünkü parlamentonun 550 üyesinden 549'nun oy verme hakkı vardır, bir kişinin oy hakkı yoktur. O da Meclis Başkanı'dır, sırf tarafsızlığını koruyabilmesi için. Onun için anayasal kurumların uyumlu, dengeli çalışması yönünde zaman zaman kendisine görev düşerse burada bir taraf olma gibi tutum içine girmemesi gerekir, anayasa gereği. Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamına vekalet etmektedir. Vekaletinikullandığı gün ne olursa olsun o ortamda dahi Anayasa'nın 104. maddesiuyarınca organların uyumlu çalışma sorumluluğuyla yükümlüdür.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|