| |
Türban için referandum...
Dünyadaki petrol egemenliğinin gelecek otuz yıl içinde yerini hidrojene bırakacağı, hesabı şimdiden yapılmış olan bir realite... İnsanları öldürmeden, manyetik alan yaratarak savaş yapmaya yönelik teknolojik zıplamada da büyük gelişme var. Adam öldürerek savaşmak tümden kaybolacak. Türkiye bunlarla ilgili değil. Tek parti rejiminin ocağında pişmiş, sosyo-ekonomik gelişmelerden nasiplenmemiş, toplumsal dokuyu sadece nutuk atarak oluşturacağını sanan bir zihniyet ise ortamı germek için yıpranmış ezberine geri dönüyor: Laiklik, türban...
Türkiye'nin 28 Şubat darbesine kadar gerginlik alameti farikasına dönüştürülen türban diye bir sorunu yoktu. 28 Şubat cuntası ile siyasallaştırılmış hukuk paslaşması böyle bir sorunu Türkiye'ye "hediye" etti. Banka hortumlanmasına ses çıkarmayan ama "laiklik" garantisi için genç kızların üniversitelerde türbanla okumasına yasak getirmeyi çare gören darbeciler böyle bir içtihat yarattı. Aslında olan, sosyolojik bir değişim sonucu kentlere ulaşmış ve üniversiteye girmeye hak kazanmış genç kızlarımıza oluyor. Erkek olsalar sorun yok. Türkiye, türban adı altında el birliğiyle kendi kız çocuklarını toplumun dışına atma çabasında...
Kamu üniversitelerinin parasını kim veriyor? Vergi verenler. Vergi verenler arasında türbanlı kızların aileleri de var. Vergi veriyorlar ama vergi verdikleri devletten hizmet alamıyorlar. Böyle bir mantık olabilir mi? Eğer üniversitede hizmet yoksa hiçbir devlet kurumu türbanlılara hizmet vermesin. Olabilecek şey mi? Türbanla ilgili sınırlama belki ancak kamu hizmeti verenlere getirilebilir. Hizmet alanlara değil.
Türban konusu benim gına getirdiğim ve çok suni bulduğum bir konu... Üstelik yaşlı başlı adamların bu işle uğraşması doğrusu biraz da ayıp geliyor. Ancak konunun Türkiye açısından en tehlikeli yanı, AB hızını kesmesi... AK Parti, AB istikametindeki atılımlarını biraz da tabanına getirilen türban türü yasaklamaları kaldıramadığı için milliyetçilik gösterilerine abanmak zorunda kaldığı için yavaşlattı. Yan yollara saptı. İçerde devletin, dışarıda da AİHM'nin blokajı bu kesimin modernleşme serüvenini de akamete uğratıyor. Aslında bu işi Türkiye'nin AB yanlısı laiklerinin çözmesi daha akılcı... AB istikametinde hız isteyenlerin bu nedenle sorunun çözümüne yardımcı olmaları gerekiyor.
Devlet katındakilerin ikide birde türban diye tutturmasına karşılık Türkiye için türban tehlike değil. Yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği, üretim çok daha önemli... Sokakla devlet arasında bu açıdan da büyük fark var. Aslında halka başvurulsa bu durum daha da netleşecek. Başvurmanın en sağlıklı çözümü de belki referandum. İkide bir, aklına esenin türban konusunu açarak siyasal gerginlik çıkarması hepimizi bunalttı... Demokrasilerde temel hak ve özgürlükler dışındaki konularda referanduma gitmek sağlıklı bir yol... Üstelik bu laiklik-şeriat ikilemi arasında değil, 28 Şubat'la modernleşme arasında bir demokratik hesaplaşma olur.
Türban konusunda referandum, AB yanlısı laiklerin mutlaka büyük desteğini görecektir... Kitlesini AB istikametinde bir dünyaya taşıyan muhafazakarları da rahatlatır... Bunlardan çok daha önemlisi türban konusunu dinlemekten kurtulmuş oluruz... Ama daha da kalıcı bir netice, kız çocuklarımıza zulüm etmeyi bırakırız... Ben referandumun gerginlik değil, AB yanlısı laiklerin de katkısıyla ferahlık getireceğini düşünüyorum... Nihayetinde demokrasilerde, çözüm halka gitmek değil mi?
|