Yeni Sergen

Sanki demiyorum sankisi fazla. İki müttefik takımın maçıydı. Gerilim yok, stres yok. Hırs ve kazanma arzusu üst düzeye çıkmayınca futboldan keyif alamadık.
Erdoğan Arıca'nın futbol felsefesi kazanmak üzerineydi. Kazanmak için risk aldı. Hücuma çok adamla çıktı.
Rıza Çalımbay ise sarkık liberolu 4-1-3-1-1 taktiğini seçti. Zaten Çalımbay her şeyi test ediyor. Bu nedenle bu maç yine özel bir maç gibiydi. Futbol gözlüğümüzü takalım, maça bakalım.
1- Guiaro Ronaldo sarkık libero oynadı. En son adam olarak her kademeye girdi. Ama yanındaki üçlüden hiçbiri gelecek yıl olmayacak. İbrahim Toraman'ın yokluğunun önemli olduğu belgelendi. Ali Güneş'in girmesi ve Tayfur Havutçu'nun orta sahaya dönmesi savunmaya çabukluk getirdi.
2- Koray Avcı tek başına ön libero oynadı. Bu kez hücuma dönük oynadı. Her ileri çıktığında Beşiktaş pozisyon buldu. Yalnız Pancu ile anlaşamadı. Olacak şey değil, sahada birbirleriyle çarpıştılar.
3- Beşiktaş üç playmaker'la oynadı. Bu isimler arasında Pancu'yu anlattık. Tümer Metin-İbrahim Akın ikilisi maça ne kattılar derseniz şunu söylerim: Tümer Metin'in katkısı sıfır. İbrahim Akın ise Beşiktaş'ın yeni Sergen Yalçın'ı. Harika bir gol attı. Üç kez de kişisel yeteneğini öne çıkarıp hücuma çıktı. Üçünde pas vermesi gerekiyordu, veremedi. Önce Tümer Metin, sonra da İbrahim Akın'ın oyundan çıkmasıyla Beşiktaş'ın futbolu seyredilmez oldu. Tamam bu ikili çıkar da yerlerine Ali Güneş ve Veysel Cihan girer mi? Israrlı görüşümüz şu: İbrahim Akın her maç 90 dakika sahada kalmalı.
4- Carew bildiğimiz klasik santfor değil. En büyük özelliği, önüne atılan topları taşıyarak ceza alanına kadar götürmesi. Ama Carew istediği pasları alamadı. Arkasında oynayan İbrahim Akın'la da anlaşamadı. Ahmed Hassan'la anlaşmak istedi, olmadı. Veysel Cihan'ın girmesiyle ise tam bir kaos yaşandı.
Beşiktaş'ta Çalımbay'ın bir doğrusu şu: Her maçı galip bitirmek istiyor. Rize maçının son bölümünde oyuncu değişikliği ve sistem üzerinde oynayarak maçı kilitlemek istedi. Başardı da. Bu başarıda Murat Şahin başrolü aldı.
MESAJ: Asık suratlı hakemlerden sonra gülümseyen İsmet Arzuman neredeyse sıfır hatayla maçı yönetti. Futbolcularla ilişkisi Avrupaiydi. Demek ki asık suratla maç yönetmekle otorite sağlanmıyor.