| |
|
|
Türkiye Başsavcısı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un eski sevdası dün bir kez daha depreşti: "Türkiye Başsavcılığı kurulmalı." Daha doğrusu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, bağımsızlığı Anayasa'da güvence altına alınacak Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı'na dönüştürülmesini istiyor. Hatta "Fiziki altyapıyı hazırladıklarını", geriye Anayasa değişikliği yapmanın kaldığını söylüyor. Hakkını yemeyelim; bu konuyu gündeme ilk getiren Yargıtay Onursal Üyesi Bülent Akmanlar oldu. Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da tereddütsüz sahiplendi. 2003 Mayıs'ında Kanadoğlu'nun emekli olmasıyla göreve gelen Nuri Ok'un da ilk açıklaması ne oldu biliyor musunuz; "Türkiye Başsavcılığı kurulmalı!" İkinci demecinde öneriyi daha da geliştirdi: "Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı geciktirilmemeli, bu görevi üstlenecek Başsavcı da MGK üyesi olmalı. " Şimdi Ok her fırsatta konuyu ısıtıyor ama hükümetten ses seda çıkmıyor. Çünkü iktidarın hukukçu üyelerinin başta olumlu olan yaklaşımları daha sonra değişti, "Mevcut statü yeterli" görüşüne kaydı. Peki gelip giden Yargıtay Başsavcıları neden ısrarla bu talebi tekrarlayıp duruyor? Gerekçeleri üç grupta toplamak mümkün. Birincisi: Suç örgütleri ve terörle etkin mücadele için yargının yeniden yapılanmasının zorunlu olduğu görüşü. Deniyor ki; "Suç örgütleri ve terör artık birden çok yargı çevresinde, hatta ülke boyutunda faaliyet gösteriyor. Bu da başsavcılıklar arasında koordinasyon ve yetki sorunu yaratıyor. Hem sonra; ülke sınırlarını aşan suçlarla etkili mücadele için de Batı'daki gibi koordinasyon birimi mutlaka gerekiyor." İkincisi: Hiyerarşi yokluğu. Deniyor ki, "Anayasa'da tek başsavcı makamı var ama yasa değişikliğiyle savcı yardımcıları savcı, savcılar da başsavcı sıfatı kazanınca, kavram kargaşası doğdu." Üçüncü grupta ise "Protokol sorunları" sıralanıyor: "Avrupa Başsavcıları Konferansı'nın Türkiye'de muhatabı yok. Ne zaman davet gelse temsil krizi çıkıyor." Yüksek yargıda en çok bu gerekçe göze batıyor, Başsavcı'nın Yargıtay'ın dışında, bağımsız ve çok yüksek konumda kurum yaratmak peşinde olduğu iddia ediliyor. Gerek yargıdaki, gerekse siyasi çevrelerdeki bu kuşkuları dağıtmadıkça ne Ok başarabilir Türkiye Cumhuriyeti Savcılığı projesini, ne de halefi, hatta ne de halefinin halefi...
|