Seyrantepe arazisi
Spor kulüplerimiz kamu yararına dernek statüsündeki ülkemizin boşluğunu dolduran en önemli kuruluşlardır. Bu faaliyetleriyle gençleri zinde tutan bu "ana dinamik merkezleri" bu görevleri nedeniyle de devlet tarafından desteklenirler. Devlet onlara spor alanı yapmak için arazi tahsis edebilir, tesis yapabilir. Bu, devletin asli görevini ifa etmesi ve görevini yapanları ödüllendirme yöntemidir. Bu inceliği "bilemeyen spor yöneticileri" zaman zaman bu görevi yapan eski bürokratları usulsüzlükle suçlasa da soruşturma talepleri kuvvetle yargıdan döner.! Niçin? Kamu yararı için. Kulüpleri teşvik etmek devletin görevi olduğu için. Aynen İstinye'de biniciliğe, ENKA'ya, atıcılığa ve İstanbul Tenis Kulübü'ne tahsis edilen sportif araziler gibi. Aynen Galatasaray'ın 30 yıl üst kullanım hakkını alarak Seyrantepe'de yapacağı stat arazisi tahsisi gibi. Bu proje ve bu tahsis "bu şekli" ile G.Saray ve Türk sporu yararına devletçe yapılan bir vazife ve bir katkıdır. Hatta üst kullanım yöntemiyle kiralanan bu araziyi stat yapmak için "satın almak" yoluna yönlenmekte illegalite yoktur. Ancak bir takım mülahazalarla Galatasaray ve "sportif amaç" dışında birilerinin el ve kollarının bu organizasyona uzanması ise "bir illegalitenin start aldığı" anlamına gelir. İşte o vakit kamu yararı da "kişi menfaatine" döner ki, bunun hesabını da kimse veremez. Birkaç zamandır "Aslantepe, Beleştepe" tartışmalı benzetmeleri ile polemik konusu olan Seyrantepe'de hâlâ sisli hava devam etmektedir. Bu arazi, sadece G.Saray'a spor tesisi yapmak kaydı şartıyla tahsis ediliyorsa, "Anamın ak sütü gibi" helaldir. Çünkü G.Saray, UEFA Şampiyonu olmakla bunu hak etmiştir. Ancak sporu teşvik etmek için ucuz tahsis edilen arazide G.Saray dışında birileri de ticaret yapıp para kazanacaksa... Bir süre sonra araziyi tahsis edenin de, tahsisi alıp üçüncü şahıslara verenin de hali nasıl olur merak ediyorum.!
|