|
|
|
|
|
|
Kırk Haramiler
Bağdat'ta herkes aynı şeyden söz ediyor: Saddam çaldı ama yeni gelenler daha çok çalıyor.
HIRSIZLIK BÜYÜK ABD yönetimi Irak'ın yeniden yapılandırılması için 36 milyar dolar harcamış. Ama kentte buna ilişkin bir iz yok. En çok konuşulan şey yolsuzluk. Hem de milyon dolarlık yolsuzluklar.
DAHA DA BÜYÜYOR Bir Iraklı şöyle diyor: "Saddam çalardı, Bremer döneminde daha çok çalındı. Daha sonra gelen yöneticilerin hortumu ise daha da büyük."
Bağdat, yolsuzluk başkentine döndü
Irak'taki bütün bakanlıklarda yolsuzluk almış başını yürümüş. Üst düzey bir siyasetçi, savunma bakanının ülke dışına 500 milyon dolar aktardığını söylüyor.
Savaşın bitiminden 2 yıl sonra Bağdat'tayım. 2 yıl önce nisan ayında Saddam rejiminin devrilişini ve Amerikan işgalinin başlangıcını gözlemleyebilmiştim. Aynı zamanda hem umut hem de korku dolu bir zamandı. Şimdi ise Bağdat şüphe ve karamsarlık içinde bir kent. Bağdat'tan hayal kırıklığı içinde ayrılıyorum. Evet, insanlar daha özgür, ifade özgürlüğü var, sayısız gazete çıkıyor. Iraklılar hür bir Meclis seçtiler.
BİLANÇO ÇOK KÖTÜ Ancak intihar saldırıları ve terör eylemleri, halkı canından bezdirmiş. İnsanlar daha çok para kazansalar da kanunsuzluk canlarına tak etmiş ve işgal her geçen gün daha çekilmez hale geliyor. Amerikan hükümeti, son 1.5 yılda Irak'ın yeniden yapılandırılması ve alt yapı faaliyetlerine 36 milyar dolar harcadı. Ancak Bağdat'ta dolaşırken, bu paranın nereye harcandığını anlayamıyorum. Kimse Saddam rejimiyle ilgili nostaljik değil, olamaz da zaten. Ancak 2 yılın bilançosu iç açıcı değil. Buradaki en büyük haber, bence yolsuzluk. 36 milyar doların yanında askeri harcamaları da sayarsanız, Amerikan vergi mükellefi, Irak'ta 200 milyar dolara yakın para harcadı. Ancak yolsuzluk hikayelerinin bini bir para. Başta savunma ve içişleri bakanlıkları olmak üzere, neredeyse tüm bakanlıklar, yabancı şirketlere verilen tüm kontratlar da inanılmazhortum var. Hem de devasa boyutlarda. Örneğin üst düzey bir siyasetçi, savunma bakanının ülke dışına 500 milyon dolar aktardığını anlatıyor. Olay Meclis kayıtlarında. Konuştuğum işadamları, her türlü proje için kimlerin ne çaldığını anlatıyor. 100-200 bin dolar gibi rakamlardan söz etmiyoruz. Milyonlarca dolar telaffuz ediliyor. Birkaç ay önce Bağdat'tan kalkan bir uçak, Lübnan'a indiğinde oranın polisi içinde 20 milyon dolar olduğunu fark etti. Tamamen resmi kanallarla en tepedeki yetkililerin imzasıyla gitmişti para. Bilge bir siyasetçi, ağlamaklı bir ifade ile anlatıyor. "Bremer dönemindeki yolsuzluk, Saddam döneminden daha fazlaydı. İtiraf ediyorum ki, şimdi de Bremer döneminden daha fazla."
ÖLÜM BULVARI Tüm bunları düşünerek, hayal kırıklığı ve üzüntüyle ayrılıyorum Bağdat'tan. Kentten havaalanına giden yol, en fazla saldırının olduğu her gün intihar bombacılarının hedeflediği "ölüm bulvarı." Beni götüren Iraklılar, "merak etme, biz her gün gidiyoruz" diyor. Dönüş yolunda yöntemin ne olduğunu anlıyorum. Yapılması gereken şey, humveeler ve yabancı güvenlik şirketi temsilcilerini taşıyan fiyakalı kurşun geçirmez jeeplerden uzak durmak. Iraklı araçlar bunları görünce yolun kenarında durup, uzaklaşmalarını bekliyor. Böylece, havaalanına gelip, Ürdün Havayolları'nın günlük seferiyle Bağdat'ı terk ediyorum. Hava yağmurlu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|