Hani bir zamanlar New York'a gitmeye çalışırken bütün yolcularla birlikte uçakta 10 küsur saat mahsur kalmıştım ya... Hatırladınız mı? Hani pilot bizi ciddiye bile almayıp bir açıklama yapmadan onca saat bizi baş başa bırakmıştı. Hani yolcular arasında kavga çıkmıştı, Amerikan polisi gelmişti... Hatırlarsınız tabii sinirimden tefrika haline getirmiştim olayı. O gün bu gündür hala Türk Hava Yolları'ndan bir haber yok. "Hayrola kara kutuyu mu arıyorsunuz?" yazıma ise "Araştırıyoruz" diye bir cevap gelmişti. Üç ay oldu hala ne bir ses var ne bir nefes. THY olaylı New York seferini unutmaya çalışıyor ama benim hiç niyetim yok. Küçük bir araştırma yaptım. THY'nin unutturma politikası meğer bu kadarla da kalmamış. Üç hafta üst üste cumartesi günleri uçaklara SABAH Gazetesi verilmemiş. Neden? Benim köşe günüm de ondan. Pes diyorum. Bu mudur yani özür dilemek? Çözüm müdür yani sansür?