Akbank'ın bankacılık sektörünü mercek altına aldığı raporda AB kapısındaki Türk bankacılık sektörünün Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi kısa sürede yabancıların hakimiyetine geçmeyeceğine dikkat çekildi.
Son dönemde Türk bankacılık sektörünün gündemine yabancı bankalarla ikili görüşmeler, evlilikler ve satın almalar damgasını vurdu. Akbank da hazırladığı raporla Avrupa Birliği'ne üyelik sürecine henüz yeni giren Türkiye'de bankacılık sektörünün geleceğine yönelik tespitlerini ortaya koydu. Akbank'ın Baş Ekonomisti Dr. Fatma Melek'in hazırladığı "AB ile Entegrasyon Sürecinde Doğu Avrupa Ülkeleri Bankacılık Sektörü" başlıklı raporda Türk bankacılık sektörünün AB'ye yeni üye olan ülkelerin bankacılık sektörlerinin birliğe giriş süreçleri ile karşılaştırıldığında çok daha iyi bir konumda olduğunun altı çizildi. Rapora göre yakın gelecekte yabancıların Türk bankacılık sektörünün aktifleri içindeki payı yüzde 30'lara (yaklaşık 3'te 1'i) çıkacak. Raporun sonuç bölümünde şu noktalara dikkat
çekiliyor:
*Doğu Avrupa ülkelerinin serbest piyasa ekonomisine geçiş döneminde ve krizlerin ardından bankacılık sektörlerinin yeniden yapılandırılmasında yabancı yatırımcılar temel rol oynadı.
*Türkiye'de bankaların hizmet kalitesi yüksek ama sektör özsermayesini güçlendirmek zorunda.
*Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de bankacılık sektörüne hızlı bir giriş olmayacak. Türk bankacılık sektörünün aktif bazında yaklaşık yarısına 4 özel banka sahip. Bu bankaların önemli bir bölümü halka açık. Devlet bankaları da önce halka açılıp, özelleştirilecek. Türkiye'de özel bankaların büyük çoğunluğunun veya tamamının Doğu Avrupa ülkelerindekine benzer oranlarda yabancı kontrolüne geçme olasılığı az. Gelecekte Türkiye'de yabancıların aktifler içindeki payının yüzde 30'lar civarında olması beklenebilir.