| |
Planlı Bahar Harekâtı-1/2
Korkarım bahar geldi. Tamam romantik boyutunu, hormonlardan çıkan gür sesi, çiçeği böceği, poleni bildiğimiz hikayeler. Her sefanın bir cefası da var. Bu mübarek mevsimin de cefası bahar temizliği. Eskiden böyle bir zorunluluğun varlığından habersizdim. Valide iki arada bi'derede hallederdi. Oysa yalnız yaşayan ve kış mevsimini kanepede bezerek geçiren bu hımbıl dargelirli için daha önce tatmadığı, bilmediği kimi işlemleri icra vakti gelmiş demektir. Vaktin geldiğini hava sahamda yarasa büyüklüğünde bir karasineğin taciz uçuşları yapması vesilesiyle anladım. Oysa daha düne kadar, narin gövdemin izinin çıktığı kanepemde, keşfedilmeden önce Amerika kıtasının yerliler tarafından nasıl adlandırıldığını veya Mars'a gidebilen insanlığın neden sessiz çalışan çöp kamyonu yapamadığının cevaplarını arıyordum. Uzun kış çabuk geçti. İşin yoksa şimdi, adettendir diye kızları kes, oraya buraya git, sekiz katrilyonuncu kez "ay hava bugün çok güzel, hadi bi'şey yapalım" falan de. Günler de uzuyor ve benim o kadar yapacak şeyim yok . Ama en kaygı verici olanı artık bir bahar temizliği olayına girmem gerektiği. Kış boyunca hiç girmediğim arka odadan inleme sesleri, kimi zaman da tıkırtılar geliyor. Geçen yaz verdiğim partide sızıp kalan biri olduğunu düşünüyorum. Bakmakta fayda var. Yatak odasında, balkon kapısının önünde yığılı kum ve mıcır birikintisi var. Kurander olduğunda kum fırtınası çıkıyor . TEMA; Mansur'un evi çöl olmasın kampanyasına girişirse hiç şaşmam. Mutfağımda karıncalar geleneksel tezgah üstü ve ankastre ürünler şenliğini kutlamaya başlamışlar bile. Kahve fincanlarının dibinde siyah ve katı alüvyonlar var. İki aydır perdeleri kapatmıyorum. Doğa benim için tozdan bir perde yapmış zaten. Camların temizlenmesi için basınçlı su gerek. Şimdi Dilber niye el atmıyor diye soracaksınız. Dilber'e şu pantolları bir ütüle talimatı vermiştim yakın bir geçmişte. Ütülemiş. Ama hepsinde bir orta çizgi var. Ve ütülerken öyle bir kanırtmış ki, güvenlik şeridi kıvamında olmuş çizgiler. Öğretim yılına başlarken yeni pantolon almış talebe gibi oluyorum giydiğimde. Yani Dilber'in evi yok etmemesi için, bu işi şahsen halletmem gerek. Açıkçası Kurtuluş Savaşı'ndan bu yana, yaşadığımız coğrafyanın tanık olacağı en büyük kara harekatına girişeceğim önümüzdeki günlerde. Esasında harekatı biraz daha bekletip, mesela 6 Haziran tarihine denk getirsem, Normandiya Çıkarması'yla aynı güne denk getirmiş olur, mevzuyu daha da bir anlamlandırabilir, üstelik gavura entegre boyutu da katabilirim. Ama arka odadan gelen iniltilerin şiddeti çoğaldı ve haziran yazın başlangıcı. Ya da daha az acı vereceğinden ve tabii ki pratik olacağından yeni bir eve mi taşınsam? Yoksa bu baharı pas geçip harekatı bir başka bahara mı bırakmalıyım?..
|