Daum'un Alman inadı tuttu
Önceki hafta İspanya Ligi'nde Real Madrid, Barcelona'yı yenip şampiyonluğa ortak olmuştu. Teknik direktör Luxemburgo, bu maç öncesi Figo'yu kesme kararından ötürü çok eleştirilmiş ama kazanınca bir anda haklı konuma geçmişti. Luxemburgo, "Figo çok büyük bir futbolcu ama yedek kalması gerekiyordu" diyerek kendini savundu. Bazı maçlar elinizde ne kadar büyük yıldızlar olursa olsun sizi zor kararlar almaya iter. İşte dünkü maç onlardan biriydi. Ümit'in atılışına girmek istemiyorum. Teknik direktör Bulak'ın tahriklerine de. Ümit, kaptan olarak doğruyu yapmadı ve haklı olarak atıldı. O dakikadan sonra zaten sürekli 11 kurmaya meraklı Fenerbahçe seyircisi, kafasından çeşitli kurgular yapıyordu "Acaba kimi çıkartıp Ümit Özat'ın boşluğunu dolduralım?" diye. Anelka, ilk aday gibi gözüküyordu. Gerçi Beşiktaş maçında etkiliydi. Ama Denizlispor karşısında ilk yarı durgun kalmıştı. Alex sahada yoktu. Ama gel de çıkart! Nobre en çok boğuşan forvet. Tuncay, topu ileriye taşıyan tek isim. Aurelio, takımın kalbi. Savunmadan birini çıkartmaksa risk olacağına göre Daum, kırmızı kart anında oyuna müdahale etmedi, bekledi. O ünlü Alman inadıyla bekledi. Giray Bulak, oyuncu değişiklikleri yaptı. Eksik rakibi karşısında gol atmak istedi. Ama ikinci yarının hakimi Fenerbahçe'ydi. Daha fazla pozisyona girdiler. Rakibe daha az pozisyon verdiler. Ama golü bulamadılar.
Seyirci müthişti
Uzatma dakikalarında da Fenerbahçe iyiydi. Özellikle Anelka'nın sağ kanattan geliştirdiği akınlar golle sonuçlanabilirdi. Olmadı. Tam ilk uzatma biterken Denizli'nin golü geldi. Ve yine ceza sahası dışından. Top iyi yere gitti. Rüştü yine göremedi. Savunma yine şut çektirdi. Rüştü'nün Aurelio'yu fırçalamasıysa gereksizdi. Gol, Daum'un inadını kırdı. Peş peşe değişiklikler yaptı Alman hoca ve bitime 8 dakika kala da büyük bir savunma hatası sonucu beraberlik geldi. Maçın en önemli anlarından biri Fenerbahçe seyircisinin, stadı tıklım tıklım doldurup 120 dakika boyunca takımını desteklemesiydi. 9 kişi kalan bir takımın böylesine mücadele etmesi de seyirciyi coşturdu. Ve penaltılar... Daha doğrusu futbolun Rus ruleti. Kaleci Rüştü hem kendini hem Fenerbahçe'yi kurtardı. Hem de Fenerbahçe'nin karşılaşma bitmeden pes etmediğini gösterdi.
|