Az zamanda büyük iş!
Öleceksin... Çünkü böyle düşünüyorsun. Öleceksin... Çünkü şöyle yazıyorsun. Öleceksin... Çünkü öyle konuşuyorsun. Bu lanet, sinsi bulut yine yavaş yavaş çörekleniyor. Bu lanet, sinsi duman yine yavaş yavaş oturuyor. Bu lanet, sinsi zehir yine yavaş yavaş akıyor. Bu lanet, sinsi tehdit yine yavaş yavaş kapı çalıyor.
"Birbiriyle çatışmalı" iki taraftan da, aynı ana fikirli iki mektup da düşebilir posta kutunuza... Her biri, "kendisine, kendi bakışına, kendi kavrayışına küfür" sayarak. Yahut, çeşitli imzalarla, sadece "bir tarafın dostu, öteki tarafın ölesiye düşmanı" sayılır, hep aynı cepheden açılmış tehdit ateşinin altında kalırsınız. Ve ülkenizde, bir 30 yıl, bir 40 yıllık hayat devirmişseniz; "şimdiki çocuklar" ın pek görmediği, belki duyduğu ama derinden hissetmediği o pusuları, o tuzakları, o kırımları hatırlarsınız. Nice diplomat meslektaşını başkalarının nefret ateşlerinde kaybetmiş eski bir büyükelçiden... Mesleği ve ömrü boyunca nice insanın bu ülke içindeki nefret ateşlerinde katledilmesini görmüş o aydından... "Demokrat vakıf" ta görevliyken "evrensel demokrat" sayılmış, "stratejik vakıf" ta görevliyken "içe kapanmacı milliyetçi" olmuş o kişiden... Yani, ne olursa olsun, önce insan, önce vicdan, önce tahammül, önce çok seslilik denilenleri temsil etmesi beklenen birinden bile, "Birileri katillerini çağırıyor" ifadesiyle "ölüme susamışlar" mealini duyduğunuzda, irkilirsiniz.
"Yüzde 82'si savaş ve işgal karşıtı" olup da "Amerikan karşıtı" sayılarak azarlanmış bir ülke, bakın kısa sürede hangi karşıtlıklarını "idrak etti". Kısa sürede, "uluslararası, küresel ve yerel adalet" beklentisinden koparılıp kendi "iç savaş hattı ve paranoyası" na nasıl sürüklendi. "Yüzde 82" denen, karmaşık bir koalisyondu belli: Soldan sağa, Türk'ten Kürt'e, enternasyonalistten milliyetçiye, AB'ciden AB karşıtına, laikten İslamcıya, liberalden devletçiye, entelektüelden sokağa, yüksek eğitimliden lümpene, kimi varlıklıdan çoğu yoksula kadar. Müjdeler olsun! Artık o "yüzde 82" filan yok. "Yüzde 82" birbirine düşmanlıklarını keşfetti! Çünkü, adaletsiz, haksız, hukuksuz olana tepki zannedilen o "çoğunluk"; evrensel bir adalet, hukuk arayışından değil, bilgi, eleştiri ve adalet tutkusundan değil, dünyanın, bölgenin ve ülkenin daha iyi, daha adil, daha huzurlu bir yer olması arzusundan değil, insanların dinlerinden, etnik kökenlerinden ötürü aşağılanmaması, kırılmaması, birbirine kırdırılmaması sevdasından değil... Dünyada, bölgede ve ülkede, göstermelik, aşağılayıcı bir "demokrasi ve özgürlük projesi" yerine hakikisinin özlemiyle değil... Yani, genelinde, çoğunluğunda böyle değil... Birtakım korku ve paranoya refleksleriyle "82" ye yazılmış. Galiba öyle. Kim bilir! Her neyse; artık "yüzde 82" filan yok. "İçimizdeki hainler" in yüzdesi, sayısı, oranı ve listesi dökülüyor... "Öleceksin" bulutu, dumanı, zehri, tehdidi sinsi sinsi yayılıyor. Bakın; çok kısa sürede ne büyük bir iş başarıldı!
|