Sezer'den "Uyanık olalım" uyarısı
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye'nin tehlikeli bir sürece, gerginlik ortamına çekilmek istendiğini belirterek, yurttaşları yönlendirmelerden, kışkırtmalardan etkilenmeden, akıl ve sağduyu ile davranmaya çağırdı. Sezer, ''Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'' dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, mesajında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayan Sezer, Türk Ulusu'nun, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından yurdunun parçalanmak istenmesi üzerine, Yüce Atatürk önderliğinde tarihinin en büyük savaşımlarından birini verdiğini vurguladı.
Yurdun ancak, Ulusun yazgısına el koyması ve egemenliğine sahip çıkması ile kurtarılabileceğine inanan Yüce Atatürk'ün, bağımsızlık ve çağdaşlaşma yolunda attığı planlı ve öngörülü adımlarla, aydınlık, mutlu yarınlar armağan ettiğini belirten Sezer, Büyük Önder'in, ulusal birliği sağlayarak, etnik köken, din, dil, toplumsal konum ayrımı olmaksızın herkesi aynı ülkü etrafında topladığını, Türkiye'yi esenliğe kavuşturan tasarılarını Ulusu'yla birlikte hareket ederek yaşama geçirdiğini ifade etti.
Sezer, tutsaklığı kabullenmeyen, Ulusu'nun onurunu ve özgürlüğünü korumak için harekete geçen Atatürk'ün Anadolu'da yaktığı bağımsızlık ışığının, Amasya Genelgesi'nin yayımlanması, Erzurum ve Sivas kongrelerinin toplanması, TBMM'nin açılmasıyla tüm yurdu aydınlattığını kaydetti.
Meclis'in açılışının kurtuluş sürecindeki yeri ve öneminin büyük olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Sezer, böylelikle Kurtuluş Savaşı'nın hazırlık aşamasında benimsenen ilkelerin, Türk Ulusu'nun özgür istenciyle birbiri ardına yaşama geçirildiğini anımsattı.
Sezer, Türk Ulusu'nun seçtiği temsilcilerin katılımıyla, olağanüstü koşullar altında toplanan Büyük Millet Meclisi'nin, önemli sorumluluklar üstlendiğini, tarihsel görevleri yerine getirdiğini belirterek, Meclis'in açılmasıyla Türk Ulusu'nun yönetimi ele aldığını, geleceğini belirleme hakkının yalnız kendisine ilişkin bulunduğunu, bu hakkı hiçbir devlete ya da güce devretmeyeceğini ve egemenliğin kayıtsız koşulsuz kendisinin olduğunu dünyaya duyurduğunu ifade etti.
Büyük Millet Meclisi'nin, Yüce Atatürk'ün önderliğinde bir yandan Kurtuluş Savaşı'nı yürütürken, öte yandan tam bağımsız, ulus egemenliğine dayanan yeni Türk Devleti'nin ilkelerini oluşturduğunu vurgulayan Sezer, şöyle devam etti:
''23 Nisan 1920, bu yönüyle Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşunu simgeleyen, tarihimizin anlamlı bir dönemecidir. Yüce Atatürk Meclis'in açılmasının anlamını, '23 Nisan Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün bir düşmanlık cihanına karşı ayağa kalkan Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni meydana getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade eder' sözleriyle dile getirmiştir.
Büyük Millet Meclisi aldığı kararlarla, ülkenin sahipsiz olmadığını ortaya koyarken, Ulusumuzun umutlarını güçlendirmiş, bağımsızlık için savaşım verenlerin inancını ve gücünü artırmıştır. Meclisimizle birlikte Kurtuluş Savaşı'nı yürüten Yüce Atatürk, Ulus-Ordu bütünleşmesiyle askeri alanda kazanılan zaferlerin ardından Cumhuriyeti ilan ederek, siyasal, toplumsal ve ekonomik gelişme sürecini başlatmıştır.
Ulus egemenliğine ve ulusal istence dayanan, demokratik açılımlarıolanaklı kılan Cumhuriyet ve ardından yapılan devrimlerle, Türkiye, uygarlık yolunda önemli ilerlemeler kaydetmiştir.''
'CAHİLLİĞE, BAĞNAZLIĞA VE KARANLIĞA KARŞI BÜYÜK SAVAŞIM'
Türkiye'nin, Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte karanlığa, cahilliğe, bağnazlığa ve geri kalmışlığa karşı büyük bir savaşım başlattığını belirten Sezer, şunları kaydetti: ''Türkiye bu savaşımı, Atatürkçü düşünceyi yol gösterici kabul eden, O'nun ilke ve devrimlerine, ortak değerlerimize gönülden bağlı, Cumhuriyet'in felsefesini özümsemiş, aklın ve bilimin üstünlüğüne inanan, aydınlık yüzlü insanlarıyla kazanmaya kararlıdır.
Çoğulcu, katılımcı, özgürlükçü bir yönetim biçimiyle demokrasiyi geliştirmek ve Ulusumuzu, gönenç içinde uygar ve ileri bir toplum düzenine ulaştırmak Cumhuriyet'in en büyük ereğidir. Yüce Meclisimizin her zaman olduğu gibi çalışmalarıyla bu çabalarda etkin rol üstleneceğine, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğe taşınmasında en büyük pay sahibi olacağına yürekten inanıyoruz.''
'TBMM, GÜVENCE...'
Cumhurbaşkanı Sezer, ulusal egemenlik ve tam bağımsızlığın, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nın hazırlık aşamasında, Cumhuriyet'in kuruluşunda ve Türk Devrimi'nin gerçekleştirilmesinde büyük önem verdiği ilkeler olduğuna işaret etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin temeline ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık ilkelerini yerleştiren Yüce Atatürk'ün, yaşamı boyunca bu ilkelerin korunması ve yaşatılması için çalıştığını vurgulayan sezer, Yüce Önder'in, ''Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısının ruhu milli egemenliktir.
Milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir'' anlatımıyla, ulusal egemenliğin Devlet ve toplum yaşamındaki vazgeçilmezliğini çarpıcı biçimde ortaya koyduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Sezer, ulusal egemenlik ilkesinin benimsenmesi ve uygulanmasının, laik devlet, hukuk ve toplum düzenini olanaklı kıldığını, bireylerin yurttaş konumuna yükselerek haklarının bilincine varmalarını ve ülkenin geleceğinde söz sahibi olmalarını sağladığını ifade etti.
Atatürk'ün öncülüğünde Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, Türk Devrimi'nin başarıya ulaşmasında yaşamsal rol üstlenen TBMM'nin, ulus egemenliğinin vücut bulduğu, demokratik rejimin temel kurumu olduğunu belirten Sezer, şöyle devam etti:
''Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülke sorunlarına her zaman duyarlılıkla sahip çıkmış, aldığı tarihsel kararlarla laik, demokratik Cumhuriyetimizin gelişimine hız kazandırmış, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ve onu geçme çabalarında yol gösterici olmuştur. Ulus egemenliğinin, laik devlet ve toplum düzeninin korunmasında, toplumun tüm kesimlerinin, kurum ve kuruluşlarımızın ve bireylerin gerekli duyarlılığı göstereceklerinden kuşku duymuyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, laik ve demokratik Cumhuriyetimizin en büyük güvencesi olmayı geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de sürdürecektir.''
AKIL VE SAĞDUYU ÇAĞRISI
Türkiye Cumhuriyeti'nin gurur verici başarılarını, Türk Ulusu'nun ortak değerlerine sahip çıkarak, bölünmez bütünlüğünü, birlik ve beraberliğini koruyarak gerçekleştirdiğini ifade eden Sezer, ''Güzel ülkemizde tüm yurttaşlarımız, herhangi bir ayrım olmaksızın tarih boyunca barış ve kardeşlik içinde yaşamışlar, ortak geçmişi paylaşmışlar, aydınlık gelecek için hep birlikte çaba göstermişlerdir. Ulusumuzun bu özellikleriyle ne kadar övünsek azdır'' dedi.
Sezer, şöyle devam etti: ''Son günlerde yaşanan ve üzüntüyle karşıladığımız kimi olaylar da göstermektedir ki, Türkiye tehlikeli bir sürece, gerginlik ortamına çekilmek istenmektedir. Türkiye'deki barış ve huzur ortamından rahatsız olan çevreler her dönemde ortaya çıkmıştır. Bu kişi ya da grupların çirkin emellerine ulaşmak için başlattıkları temelsiz girişimlere karşı uyanık ve dikkatli olmalıyız. Yurttaşlarımızı yönlendirmelerden, kışkırtmalardan etkilenmeden, akıl ve sağduyu ile davranmaya çağırıyorum.
Türkiye'nin istikrarını, birliğini bozmaya, barışa, huzura ve bölünmez bütünlüğüne zarar vermeye hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini bir kez daha yinelemek isterim. Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğüne yönelebilecek tehditler, Devletimizin kararlılığı, yurttaşlarımızın bilinçli çabaları, Ulusumuzun birlik ve beraberlik istenciyle hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Türk Ulusu'nun sağduyusu geçmişte olduğu gibi bugün de kötü niyetli yönlendirmeleri yenecektir.''
'ÇOCUKLARA, GURUR DUYACAKLARI BİR TÜRKİYE...'
''Çocuklar, geleceğimiz, güvencemiz, yaşam sevincimiz ve umudumuzdur'' diyen Sezer, yarınlara güvenle bakabilmek, çocukların sağlıklı, sorumluluk ve özgüven sahibi, eğitimli ve mutlu bireyler olarak yetiştirilmelerine bağlı olduğuna işaret etti. Sezer, ''Bu nedenle, çocuklarımıza ilgi, anlayış ve sevgi göstermeli, her zaman hoşgörüyle yaklaşmalı, başta eğitim ve sağlık olmak üzere, tüm çocuklarımızın hiçbir ayırım olmaksızın çağdaş yaşam olanaklarından yararlanarak geleceğe hazırlanmalarını amaçlamalıyız'' dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer, çocukların toplumsal yaşamda varlık gösterebilmeleri, aile ortamı dışında da güven içinde olduklarına inanmalarının, Devlet'in yanı sıra bireylerin ve toplumun bilinçli yaklaşımını gerektirdiğini belirtti. Sezer, ''Çocukların olumsuzluklardan etkilenmeden mutlu bir yaşam sürmelerine yönelik koşulların oluşturulması, geleceklerinin güvence altına alınması, aydınlık yarınlara ulaşma yolunda atılmış önemli bir adım olacaktır. Ayrımcılıktan uzak, birlik ve beraberlik içinde, sevgi ve özveriyle atılacak adımlar, çocuklarımıza mutlu bir yaşam sağlayacak, onların yüzlerindeki gülümseme, tüm toplumu huzurlu kılacaktır. Devletimizin tüm çabaları, çocuklarımıza ve gençlerimize yurttaşı olmaktan gurur duyacakları bir Türkiye bırakmak içindir'' dedi.
ÇOCUKLARA HİTAP
Mesajında, çocuklara da seslenen Sezer, Yüce Atatürk'ün 23 Nisan'ı bayram olarak armağan etmesinin, çocuklara sevgisinin, güveninin ve inancının göstergesi olduğunu vurguladı. Sezer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın, dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramı olduğunu, dünya çocuklarının katılımıyla bir şenlik atmosferinde kutlandığını, yarının büyüklerinin sevgi, barış, kardeşlik çağrılarının Türkiye'den dünyaya yayıldığını dile getirdi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerinin, dünya çocukları arasında sevgiyi ve kardeşliği temel alan köklü ilişkilerin kurulmasına, insanların barış içinde yaşayacakları bir dünyaya ulaşılmasına katkıda bulunması yönünden de anlamlı olduğunu kaydeden Sezer, ülkelerin, çocukların evrensel nitelik taşıyan iletilerini doğru anlayıp gereklerini yerine getirmelerinin, dünyanın daha yaşanabilir kılınması yolunda atılmış bir adım olacağını vurguladı. Sezer, çocuklara şöyle seslendi:
''Yakın gelecekte önemli görev ve sorumluluklar üstleneceksiniz. Alacağınız kararlar ve özverili çabalarınızla yalnız ülkemizin değil dünyanın geleceğini biçimlendireceksiniz. Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, O'nun yolundan giden, kendine yeten, güvenen ve üreten Cumhuriyet çocukları olarak ülkemizi daha da ileriye götüreceksiniz.
Yüce Önder, bir uygarlık tasarımı olan Türk Devrimi'nin ve Cumhuriyet rejiminin korunmasının çocuklarımızın ve gençlerimizin çabalarıyla olanaklı kılınacağına inanmış ve bunu her fırsatta dile getirmiştir. Atatürk'ün bıraktığı emaneti ödünsüz koruyacak, günü geldiğinde sizler de, üstlendiğiniz ağır sorumluluğu yeni kuşaklara devredeceksiniz. Cumhuriyet böylelikle emin ellerde sonsuza değin yaşatılacaktır.
Atatürk'ün öğütlediği gibi her zaman çalışacağınıza, yarının büyükleri olarak Ulusumuzun yükselmesi için atılacak adımlarda asla duraksamayacağınıza ve karşınıza çıkacak tüm engelleri aşacağınıza yürekten inanıyoruz. Kendinizi en iyi biçimde yetiştirip, deneyim ve birikimlerinizi ülke yararına kullanacağınıza, üzerinize düşen sorumlulukları yerine getirerek, Ulusumuzun güven ve desteği ile her zaman başarılı olacağınıza eminiz. Sizleri çok seviyor, sizlere güveniyoruz.''
|