kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Bu yazıyı Başbakan Erdoğan okumasa da olur..
Vatikan'da Katolik şeriatı tehlikesi
ŞAKA

Bu yazıyı Başbakan Erdoğan okumasa da olur..

Teolog, matematikçi ve filozof George Berkeley (1685-1753), bir antimateryalist olduğu ve her şeyi maneviyattan saydığı için, Marksistler'in kara listesindeki isimlerdendir.
Berkeley'in "Olmak algılamaktır" (esse is percipi) şeklindeki dünya görüşüne karşı, Nazım Hikmet'in de 1926'da yazdığı "Berkley" şiiriyle öfkesini seslendirdiğini edebiyat tutkunları hatırlar:
"İşte sen / işte senin felsefen: / Sen o sarı kırmızı rengini gördüğün / cilalı derisine parmaklarını sürdüğün / parlak / yuvarlak / elmaya: / "Fikirlerin bir / terkibidir,"diyorsun! / Dışımızda bize bağlanmadan / var olan / varlığı / inkar ediyorsun!"
Durup dururken Berkeley'in felsefesini nereden hatırladım sorusunun cevabına gelince..
Bazen bizler de iç ve dış politikanın gerçeklerini görmek yerine, algıladıklarımızı gerçek biçiminde varsaymayı tercih etmiyor muyuz? Bu yüzden de, iç politikanın gerçekleri ile dünya konjonktürü arasında uyumsuzluklar olduğu zaman "Yine kim düğmeye bastı" diye telaşlanmıyor muyuz?
Bu söylediklerimi şöyle somutlaştırmaya çalışayım:
Milliyetçilik ve hatta ulusalcılık, mezhepler, etnik başkaldırılar, laiklik, teokrasi, eski ile yeninin çatışması, partiler, hizipler, yoksulluk, zenginlik,vb. Bunlar hem yerel, hem de her ülkede var olan gerçekler.
Buna karşı, her çağda uluslararası düzeni belirleyen "Global Güç"lerin ülkelerin yerel gerçeklerine koyduğu bir tavır var. Bu global güç Roma, Britanya, Osmanlı, Sovyet veya Amerikan adı ile tanınabilir.
Siyasette hüner, yerel gerçeklerle uluslararası konjonktürü çatışma ve çelişme noktasına getirmeden, uyum halinde tutabilmektir.
"Turkish Policy Quarterly" dergisinin son sayısında İlhan Kesici'nin "Yakınlaşma mı, Ayrışma mı" içerikli makalesini (Convergence or Divergence) okurken, Berkeley aklıma geldi.
Özetlersem... Eleştirsek ve reddetsek de, çerçevesini Amerika'nın belirlediği bir "Yeni Dünya Düzeni" var. Bu düzen eksiklerle, aksaklıklarla, haksızlıklarla dolu olsa da "Var" neticede.
Eski dünya düzenini simgeleyen ülkelerin önünde de, yeni düzene uyum konusunda iki alternatif bulunmakta:
1 - Ya Yugoslavya modeli çöküş..
2 - Ya da Bulgaristan modeli geçiş..
Geniş açıdan bakıldığında Türkiye'nin, Yeni Dünya Düzeni ile bir kavgası veya uyumsuzluğu yok. Ama bu düzene uyum olayı statik bir durum değil. Her gün, her an tutarlı politikalar belirlenmesi ve yerel gerçeklerin uluslararası gerçekleri unutturmaması gerekiyor. Bir önemli gerçeği de yine vurgulamalıyız:
- Türkiye'nin her ulusal sorunu, aynı zamanda uluslararası sorundur!
Neticede Kaddafi bile Yeni Dünya Düzeni'ne uyumsuzluğun sonuçlarını görebildiği için konumunu değiştirdi. Çeşitli biçim ve şiddetlerde bu yeni düzen, Irak'ta, Afganistan'da, Gürcistan'da, Kırgızistan'da, Ukrayna'da yansımalarını gösterdi.
Suriye olayın çapını gördüğü için Lübnan'dan çekildi. Suudi rejimi geleceğini kestiremez durumda.
Kısacası böyle dönemlerde siyaset en zor ve en hesaplı olması gereken meslektir.
Sadece yerel eğilimlerin rüzgarında veya sadece "Gelecek seçim"i düşünerek politika yapanlar, kendilerinin de ülkelerinin de geleceğini zorlu ortamlara sürüklerler.
Yani zaman "Maneviyatçılık" veya "Şovenizm" yapacak zaman değildir. Zaman "Gerçekçilik" zamanıdır. Politikada Berkeleycilik, akıl dışıdır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türk-Amerikan ilişkileri eldivensiz tartışılırsa   / 20-04-2005
 Erdoğan "Özal Olayı"ndan dersler almalı..   / 19-04-2005
 Çin İmparatoru'na gitmesi gereken mesajlar   / 18-04-2005
 Özal hâlâ pek çok yaşayandan daha canlı   / 17-04-2005
 Daha dün annemizin kollarında yaşarken..   / 16-04-2005
 Sum in Googlum ergo sum   / 15-04-2005
 21'inci yüzyılı da 20'nciye benzetmeyelim..   / 14-04-2005
 Fırtınalar Kardak'ta değil bardakta kopmalıdır   / 13-04-2005
 Erdoğan 17 Aralık'tan sonra neden değişti?   / 12-04-2005
 Bu prens gerçekten başka türlü   / 11-04-2005
REHA MUHTAR
Kapıcı, Zenci ve züppe...
Hayatım boyunca Beyaz...
MANSUR FORUTAN
Sevgili Bakanıma gaf önerileri...
Kültür ve Turizm...
MEHMET BARLAS
Bu yazıyı Başbakan Erdoğan okumasa da olur..
Teolog,...
MAHMUT ÖVÜR
Boğaz'da bir 'zehir hafiye'
İstanbul'un gözbebeği...
REFİK DURBAŞ
Radyasyonla çalışma koşulları
Radyasyonla uğraşanların...
SAVAŞ AY
Sosyal araştırma ekibimiz nafile gece...
HINCAL ULUÇ
Bektaş Efendi ile güzel günler..
Biz Gelişim Spor'u...
Kupa yaz 1905'e yolla
Kupa yaz 1905'e yolla
UEFA Kupası'nı ve Süper Kupa'yı kazanan; Türkiye Kupası'nı 13 kez...
Yanal'a mesaj
Yanal'a mesaj
Galatasaray Teknik Direktörü Hagi, maç sonrası yaptığı açıklamada...
Erdoğan: CHP'nin yaptığı ucuz siyaset
Cemal Kaya'ya "aklan da gel" demediğini söyleyen Erdoğan, CHP'yi...
İstifacı Kaya medya patronu olma yolunda
Hakkındaki yolsuzluk iddiası nedeniyle milletvekilliğinden istifa...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu