Sekizinci Harika
Tanrı ve doğa bana dünyanın sekizinci harikasını armağan etti. Ev doldu; yuva oldu. Tam anlamıyla 'kelimelerin kifayetsiz kaldığı' durumlardayım
Sidonlu Antipatros ilk defa M.Ö. 4. yüzyılda, yeryüzündeki yedi eşsiz ve güzel anıtı "Dünyanın Yedi Harikası" olarak adlandırdı. Sidonlu Antipatros, Kahire'nin Gıza yaylasına yapılan Keops Piramidi'ni, yine Mısır'da Pharos Adası'na dikilen İskenderiye Feneri'ni, Babilin Asma Bahçeleri'ni, Ege kıyılarındaki Artemis Tapınağı'nı, Anadolu'daki Kral mezarları Mauseleum'u, Helios'- un Rodos Heykeli'ni ve tanrıların Kralı Zeus Heykeli'ni "Yedi Harika" diye saydı. Oysa, Sidonlu Antipatros Tac Mahal'i, Çin Seddi'ni, Ayasofya'yı, Maya ve Aztek tapınaklarını, Sultanahmet Camii'ni ve diğerlerini görmemişti. Oğulcanı da görmediği gibi... Tarihçiler, yazarlar ve araştırmacılar yüzyıllardan beri "Dünyanın en eşsiz ve en güzel anıtları hangileridir, nerede, ne zaman ve niçin yapılmışlardır?" sorularına yanıt aradılar. Benim gibi... Ve tanrı ve doğa bana M.S. 2005 yılında dünyanın sekizinci harikasını bahşetti... Leonardo Da Vinci'nin 'Mona Lisa' tablosunun sol üst köşesinde, bir fırça darbesiyle oluşan renk ya da Michelangelo'nun "Madonna ve Çocuk" heykelinin etek kıvrımında yakaladığınız ayrıntı sizi saatlerce bağlar. Bakarsınız içinize sindire sindire, doya doya... Bir bakışına, kirpik hareketine, kaşının kaldırışına, dudak kıvrımına veya minik parmakçıklara baktım saatlerce. Doya doya, sindire sindire... Ve gri ve ıslak ve soğuk ülkede ve tanrı ve doğa bana dünyanın sekizinci harikasını kucağımda tutmayı armağan etti...
GÜNEŞ SELAMLADI BİZİ Ağlayan şehirde, zemherinin tam ortasında inadına doğan güneş selamladı eve gelişimizi. Ev doldu; yuva oldu. Tam anlamıyla 'kelimelerin kifayetsiz kaldığı' durumlardayım. Tek silahın aklın olsun küçüğüm. İnsanlar, acılar, kederler ve kader düşmanındır. Onlara karşı tek başına savaşmalısın. Mutlu olmak için, gülmek için, özgürlük için, sevmek için ve kavuşmak için savaşmalısın, demiştim. Sana seni, kendini, kalbinde taşıdığın sevgini, duygularını unuttururlar. Tüm kalbinle savaş açsan, silahın ne olursa olsun bazen yenilirsin. Bir gün gelir, en yakının senin en uzağın olur, hiç tanımadığın hale gelir. En uzağın, hiç tanımadığın senin en yakının olur, canın olur, demiştim. Kanma, yenilme, öğren. Şartlar ne olursa olsun yaşa. Gül hayata. Ezme, ezdirme, ezilme. Eğilme. Sev sevebildiğince, bütün kalbinle. Tüm yüreğinle... Bütün bunları kabul ediyorsan doğ küçüğüm, demiştim. Aramıza hoşgeldin... Sefalar getirdin oğul, Dostluk getirdin can, Hoşgeldin oğulcan...
|