Yunan Usulü Derin Devlet
Başpapaz Yakovos Yosakis tarihi Bizans ikonalarını ve arkeolojik buluntuları pazarlamakla suçlanıyor. Araştırmalar papazın adının birçok yolsuzluğa karıştığını ortaya çıkardı
Türkiye'deki "derin devlet" söylentilerinin daha "light" olanı bugünlerde Yunanistan'da yaşanıyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarında Yunan halkının büyük bir çoğunluğunun en çok "kiliseye" ve "adalet sistemine" güven duyduğunu ortaya çıkartmasına rağmen son haftalarda gün ışığına kavuşan bir dizi olay bu kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını alt üst edecek boyutlara ulaştı. Kilisenin önde gelen din adamlarının adaletin önde gelenleriyle "haşır neşir" oldukları, bazı yargıç ve sorgu yargıçlarının yine kilise çevreleriyle işbirliği yapıp bol miktarda "rüşvet" kabul ettiklerinin ortaya çıkartılması şok etkisi yaratıyor. Rüşvet olaylarının basına sızmasıyla ki bu skandallar bir Yunan TV programında ortaya çıktı, Yunan Kilisesi, aldığı bu ağır darbeyi temizlemek amacıyla kilisenin en yüksek organı Kutsal Sinod'u olağanüstü topladı. Kilise yargıçlara rüşvet verdikleri saptanan din adamlarını sorgulamaya aldı. Ancak adalet de kendisini temizlemek amacıyla, din adamlarından rüşvet aldıkları saptanan ve sayıları 15'i bulan yargıç ve sorgu yargıçlarının görevlerine son verilmesini hedefleyen davalar açmaya başladı. Tarihi Bizans ikonalarını ve birçok arkeolojik buluntuyu piyasada pazarlamakla suçlanan arhimandrit (başpapaz) konumundaki Yakovos Yosakis'in yurtiçi ve yurtdışında gösterdiği birçok yasadışı faaliyetin her defasında "ört bas" edilmesi, bir Yunan TV'sinde yayınlanan programın dikkatini çekti ve başpapaz mercek altına alındı. Derinlemesine yapılan araştırmalar, başpapazın yalnız ikona kaçakçılığına değil bir dizi yolsuzluğa paralel olarak "pembe" ve "kirli işlere" de adı karıştığı anlaşıldı. Başpapazın aleyhindeki ihbarların ve suçlamaların her defasında "fos" çıkması ise kilise çevreleriyle "fevkalade iyi ilişkiler" içinde bulundukları saptanan bazı yargıç ve sorgu yargıçlarının gösterdikleri "müsamahalardan" kaynaklanıyordu.
DİN İLE HUKUK İŞBİRLİĞİ Ancak başpapaz için yapılan araştırmalar, daha birçok din adamının, birçok hukukçuyla "işbirliği" içinde olduğunu gösterdi. Kendi bölgelerinden sorumlu bazı metropolitlerin (despotların) sorgu yargıçlarıyla yaptıkları telefon konuşmalarının bantları ortaya çıktı. Bu ses bantlarında bazı metropolitlerin, sözüm ona "bağımsız adalete" hizmet verenlere, kendilerini ilgilendiren davalarda "müsamaha" göstermelerini tavsiye ettikleri ve "gerekenin yapılacağı" gibi yanıtlar aldıkları duyuluyor. Din adamları arasındaki kavgalar Yunan TV ekranlarına sıçrarken, bazılarının milyonlarca servet sahibi olduğu; bazılarının görevini istismar ederek halkı kandırdığı, bazılarının da adının çeşitli entrikalara karıştığı gibi halk arasında hayretler uyandıran açıklamalar yapılıyor. Araştırma derinleştikçe, bazı durumlarda din adamlarının, rüşvet yöntemiyle- uyuşturucu mahkumlarının bile tahliye edilmelerini "başardıkları" anlaşıldı. Her fırsatta Yunan milletinin "temizliğinden" gurur duyan ve milliyetçiliğiyle tanınan Yunan Kilisesi Başpikopos'u Hristodoulos, bu son gelişmeler karşısında küçük dilini yutmuşa benziyor. Kutsal Sinod'u toplayıp adalete rüşvet verdikleri saptanan din adamlarını sorgulayacak olan Hristodopulos da kilise içindeki rakipleri tarafından yerden yere vuruluyor. Yunanistan, bugünlerde skandal olaylarıyla çalkalanırken şok etkisi yaratan başka bir olayın ortaya çıkması da bu kez gazeteci dünyasını sarstı. Yunan hükümeti, Yunan gazeteciler derneğine verdiği bir liste ile dernek üyesi 1055 gazeteciden birçoğunun çalıştıkları yayın kuruluşlarının yanı sıra bir ya da birden fazla devlet kuruluşlarına da çalıştıklarını ortaya çıkardı. Yani bu gazeteciler hem kendi yayın organlarından hem de çalıştıkları ya da çalışıyor gösterildikleri- devlet kuruluşlarından da bir ya da birden fazla maaş almakla suçlanıyor. Oysa basın yasasına göre gazetecilerin birden fazla devlet kuruşunda çalışmasının deontolojiye aykırı olması bir yana devlet kuruluşundan maaş alan sözde "bağımsız" bir gazetecinin tarafsız gazetecilik yapamayacağı da bir gerçek. Kısacası Yunanistan bugünlerde kendi "derin devletini" temizlemeye çalışıyor.
|