Her meslek kutsaldır
Pazar gecesi futbola doyduk. Yıllar sonra herkes taraflı tarafsız mükemmel bir derbi seyretti. Futbolun en büyük güzelliklerini görünce karşılaşma bitiminde tüm seyircilerin kimin mağlup kimin galip galip geldiğini düşünmeksizin iyi futbol oynayan, kazanan takımı alkışlaması Türk futbolu adına bir devrimdir, saygınlıktır, erdemdir. Şimdi bazı insanlar çıkıp, "Seyirciler, Fenerbahçe'ye tepkisinden dolayı Beşiktaş'ı alkışlamışlardır" diyeceklerdir. Hayır. Asla bir tribün tamamıyla tepki için takımına alkış tutmaz. Derbide Fenerbahçe seyircisinin bu tutumunu alkışlamak lazım. Gelgelelim o çirkin pankarta. Onlara şunu sormak lazım. Sizin mesleğiniz var mı? Sizin işiniz var mı? Bu pankartı yazarken vicdanınız sızladı mı? Kapıcılık ve kapıcı çocuğu olmak hiç önemli değil. Önemli olan şerefiyle bir işi yapabilmektir. Rıza Çalımbay'ın maçtan sonra çıkıp, "Ben aslımı inkar etimyorum" demesi o pankartı yazanlara en büyük tokattır. Keşke herkes Rıza gibi kendini yetiştirebilse, Türk toplumuna hizmet edebilse. Aslında bu pankart, Beşiktaşlı futbolcuları ateşlemiştir. Çünkü hocalarına yapılan bu hakarete karşılık aldıkları bu onurlu galibiyetle Rıza Çalımbay'a en büyük ödülü vermişlerdir. Ne mutlu Rıza'nın babasına! Çalmadan, çırpmadan ve aslını inkar etmeden kendi çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmiştir. 16 yıl aynı takımda futbol oynadıktan sonra Türkiye'nin en önemli kulübünde tekrar teknik direktörlük yapmak her babayiğidin harcı değildir. Türkiye'de her mesleğin bir kutsallığı vardır. Ben de bir aşçının oğluyum. O yazıyı yazanlara soruyorum. Sizin ve babanızın mesleği ne merak ediyorum. Müthiş derbide beni üzen 2 şey vardı. Birincisi o pankarta izin veren yetkililer, diğeriyse İstiklal Marşımız'ı yani şehitlerimize yazılmış mısralardan oluşmuş o güzel eseri dinlemeden küfür edenler. Onlara Türk toplumundan lanet yağdı.
Alkışlayanı alkışlamak gerek Futbola gelince. Maçtan önceki yazımda bu karşılaşma için "Onur maçı" demiştim. Beşiktaşlı futbolcular gerçekten onurlarıyla oynadılar, iyi mücadele ettiler ve bir takım olmanın hüviyeti içerisinde Şükrü Saracoğlu'nda tarih yazdılar. Alkışlamamak mümkün değil. Ancak Beşiktaş takımının daha işi bitmedi. Rıza Çalımbay'ın işi bitmedi. Çalımbay, "Başarılı oldum" derse katılıyorum. "Yeterli mi?" derseniz katılmıyorum. Çünkü Beşiktaş daha büyük bir şampiyonluk havasında olmadığı için stressiz bir takımda başarılı olmak kolaydır. Bunun için diyorum ki şampiyonluğa koşan, ağır sorumluluk isteyen bir takımda başarılı olmak Rıza Çalımbay'ın ne kadar büyük bir teknik adam olduğunu tam olarak gösterecektir.
Gençlere örnek bir kaptan Genç oyunculardan İbrahim Akın ve İbrahim Toraman'ı her geçen gün kendilerini geliştirdikleri, iyi oynadıkları için tebrik ediyorum. Bunda da en büyük pay sahibi, menajer Tayfur mücadelesiyle ağabeyliği ile adeta gençlere örnek oluyor. Keşke Beşiktaş ve lig bu maçtan önce başlamış olsaydı. Derbinin en kötü ismi hakem Bülent Demirlek'ti. Ama maç sonrası ona verilen 8.7'lik not, onu bile unutturdu. MHK Başkanı Sabri Çelik, Demirlek'in 80 dakika iyi bir yönetim gösterdiğini açıkladı. Ama Beşiktaş Futbol Şubesi Sorumlusu Kıvanç Oktay'ın bana dediği gibi; "Futbol 80 dakika değil, 90 dakika oynanır." Oktay ayrıca F.Bahçe ile ezeli bir dostlukları olduğunu, bunun devam edeceğini ama sarılacivertli kulüpten Rıza Çalımbay'a bir özür açıklaması yapılması gerektiğini belirtti.
|