|
|
5+3 her zaman 8 değildir
Bizim spor servisinin Avrupa futbolunu en iyi bilen acar Fenerbahçeli editörü Mert Aydın dün, "Reha Bey, hakem kararlarının çok büyük olaylara yol açabileceği tehlikesiyle ilgili yazınızda söylediklerinize katılıyorum. Bir tek şey hariç" dedi ve devam etti, " Hakem Bülent Demirlek'in maçı 8 dakika uzatması doğru bir karar değil miydi? " Mert'e anlattım ki, "Evet aritmetik olarak düşünürsen doğru bir karar. 6 futbolcu değişti. 30'ar saniyeden 3 dakika. Penaltı atışı için maç 4 dakika durdu. Etti sana 7-8 dakika." Ama benim aylardır kuralları sadece kural olarak gören, onun altında yatan nedenleri görmek istemeyen yani yasaları bilip hukuğun ilkelerini görmek istemeyen kafalara anlatmak istediğim de zaten bu Sevgili Mert.
Bir hakem hata yapabilir mi? Elbette yapabilir. Bir hakemin bu hatasından dolayı bir takımın canı yanabilir mi? Futbol bu elbette yanabilir. Peki o zaman ben neyin önüne geçmeye çalışıyorum? Şunun. Bir hakem hatasından, bir takımın canının yanmasından Türkiye'nin canının yanmamasına uğraşıyorum. Şimdi kendinizi Bülent Demirlek'in yerine koyun. Tartışmalı sayılabilecek bir penaltı kararını vermişsiniz. Doğru mu? Doğru. Bir takımın kalecisi size itiraz etmiş. İtiraz ettiği için onu da kırmızı kartla oyun dışı bırakmışsınız . Takımlardan biri kalecisiz oynuyor. Maç 3-3. Bütün bir Türkiye, bu maçı izliyor. Tuttuğu veya kazanmasını istediği takıma göre ( çünkü G.Saraylılar ve Trabzonlular da Beşiktaş'ın kazanmasını istiyor ) sinirler ip gibi gerilmiş neler olacağını bekliyor. Yani bardak tam dolmuş, bir küçücük damla bardağın devrilmesine, sinirlerin boşalmasına neden olacak.
Şimdi bütün Türkiye'deki aklı başında insanlara soruyorum. Böyle bir durumda maçı 8 dakika değil de 3 dakika uzatsanız aklı başında kim size, " Hayır kardeşim daha fazla uzat. Kan çıkana kadar gitsin bu maç " der? İşte bir hakemin, işte bir sosyal psikoloğun, işte sadece aritmetik değil, sosyal matematiği bilen bir insanın yapması gereken maçın normal süresini biraz uzatmayla oynattıktan sonra bitiş düdüğünü çalmaktır, daha fazla olaylara davetiye çıkarmamaktır. Önceki gece Futbol Ateşi'nde MHK Eski Başkanı Bülent Yavuz, çağdaş hakemliği nasıl güzel tarif etti. İbret alınacak bir derstir Bülent Yavuz'un söyledikleri. Hakemin birinci görevi bir futbol maçını olabildiğince olaysız, kavgasız, kansız bitirmektir. Hukuğu bilenler şunu iyi bilirler ki kuralları koymanın amacı zaten olay çıkmasını önlemek, Fair Play çerçevesinde müsabakanın oynanmasını sağlamaktır . Kuralları harfiyen uygulayacağım diye olaylara davetiye çıkartırsanız o konan kuralların ruhuna ihanet edersiniz. Bülent Demirlek, o maçta, " 4 dakika uzatıyorum " deseydi Türkiye'de kimse kalkıp, " Maçı katlettin, 4 dakika daha oynatacaktın " demez, dememeli.
Ben, Cem Papila'ya kızarken de işte bunun için kızıyorum. 5 futbolcuyu attırarak maçı tatil ettirmek bir hakemlik başarısı değildir. Bülent Yavuz'un dediği gibi gerekirse olay çıkarmaya meyilli futbolcuyla konuşup onu oyuna kazandırmak çağdaş hakemliktir. Türkiye'de iki tane küçük çocuk, bayrak yırttı diye günlerdir yurdun dört bir yanından gelebilecek kötü haberlerin korkusuyla uyanıyoruz her sabah. Kimsenin milyonlarca insanın alt kimliği haline gelen kulüp taraftarlığını daha fazla gerecek, yangının üzerine körükle gidecek uygulamalara gönlü razı olamaz. Ayrıca bu olay sadece bir futbol olayı değil, sosyal psikoloji olayıdır. Bu konuda eğitimi olmayanların en azından fazla laga luga yapmaya hakları yoktur.
|