|
|
|
|
Liberal ideolog devleti büyütüyor
Tarihin Sonu adlı makalesini yazdığında bütün dünyada büyük bir tartışma yaratttı. ABD'li ideolog Francis Fukuyama "Devlet İnşası"nda güçlü devleti savunarak herkesi şaşırtmayı sürdürüyor
Bush'un teorisyeni ideoloji yaratıyor
Tarihin Sonu adlı makalesini yazdığında bütün dünyada büyük bir tartışma yaratttı. ABD'li ideolog Francis Fukuyama "Devlet İnşası"nda güçlü devleti savunarak herkesi şaşırtmayı sürdürüyor.
Francis Fukuyama adı 90'lı yılların başında "Tarihin Sonu" adlı uzun makalyele duyuldu. Japon asıllı bu siyaset bilimi uzmanı, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden fazlaca etkilenmişti ve insanlığın ideolojik evriminin sonuna geldiğini ilan etti. Fukuyama "son" noktayı Batı'nın "liberal demokrasisinin" koyacağını ileri sürüyordu. Bir iki çatışma olabilirdi, ancak demokrasinin evrimi artık bitmişti ve en yüksek noktasına liberal demokrasi ile ulaşmıştı... Fukuyama, siyaset biliminin bu çok tartışılan kavramına "güncel bir elbise" giydirmiş ve piyasaya sürmüştü. Fukuyama'nın tezi birkaç yıl sonra Bosna'da patlayan savaşla birlikte yerle bir oldu. Aynı günlerde Amerikan siyaset biliminin bir başka yıldızı olan Huntington, "Medeniyetler çatışması" ndan söz ediyordu. Bu defa hedefe oturan İslam ve Doğu'ydu. 11 Eylül saldırısı Fukuyama'yı ABD dış politikasına paralel ve genellikle "ıskalayan" bir teorisyenliğe yaklaştırırken, Huntington'ın yıldızını parlattı. İki yıl önce Türkiye'ye de gelen Fukuyama, genellikle Amerikan politikalarının "pratik" sonuçlarının kuramını yaratmaya çalışıyordu. 11 Eylül'den sonra savunduğu "yeniden inşa" süreci ABD'nin Afganistan ve Irak'a saldırısında önemli bir rol oynuyordu. Fukuyama'nın Irak'ın işgalinden hemen sonra, geçen yıl mayıs ayında piyasaya çıkan "Devlet İnşası" adlı kitabı da bu tür bir maluliyet taşıyor. Fukuyama "Devlet İnşası" nda liberalizmi savunan bir isim olarak o ya da bu biçimde "devletin güçlenmesini" öngörüyor. Ekonomik olarak küçük de olsa, denetim açısından "yaygın" ve dolayısıyla etkin bir devleti savunuyor.
KOORDİNATÖR DEVLET Prof. Dr. Mehmet Altan bu noktada devletin Fukuyama'nın tartıştığı niteliklerden çok "koordinatör devlete" dönüşeceğini söylüyor. Altan, Fukuyama gibi ABD'nin güvenlik politikasını şekillendiren teorisyenlerden Brezinski'nin de benzer bir öngörüsüne dikkat çekiyor: "Brezinski'ye göre ABD güvenlik peşindeyse diğer ülkelerin de zenginleşmesi lazım. Terör, ABD'ye yakın bir zenginlik elde edemeyen toplumlardan kaynaklanıyor. O zaman bu adaletsizliğin giderilmesi ve dünyayı zenginleştirmemiz lazım." Mehmet Altan bu nedenle güvenlik arayışlarının doğrudan fakirlikle mücadeleye yönelidiğini hatırlatıyor ve fakirlik uzmanı bir İngiliz iktisatçıya Nobel verilmesini anlamlı buluyor. Prof. Mehmet Altan'a göre Fukuyama'nın kitabı ABD'nin 11 Eylül'den sonra değişen güvenlik konseptlerine bir ideoloji arayışı. "Bu bir yandan ABD'nin pragmatik tavırlarıyla bir hesaplaşma. 'Ben kendi işim için dünyayla ilgiliyim' anlayışından çıkıp, 'Dünyanın güveni sağlanmazsa ben kendi güvenliğimi sağlayamıyorum' noktasına gelmeleri olarak yorumluyorum bunu" diyor. ABD'nin "Büyük Ortadoğu Projesi" (BOP) ya da "Genişletilmiş Ortadoğu Projesi" (GOP) üzerine çalışmalar yapan akademisyen Fatih Furtun ise Fukuyama'nın bu yaklaşımıyla geride kaldığını düşünüyor. Furtun, BOP'un ortaya çıkmasının ABD eliyle yeniden inşa edilen devletlere verilen bir tepkinin sonucu olduğunu düşünüyor. Yani ABD yalnız kalmaya başladığını anlayınca BOP'u ortaya çıkardı... Ancak Fatih Furtun'a göre Fukuyama'nın yeri biraz daha farklı. Irak ve Afganistan savaşlarının mimarlarından sayılacak Fukuyama 11 Eylül'den sonra "küreselleşmeye ve dünya barışına engel olan devletlerin düzeltilmesinden" söz etmeye başladı. Bu düzeltme de devletlerin işgal edilmesi ve yeniden yapılandırılmasıyla mümkün görülüyor.
CİDDİYE ALMAYAN DA VAR Furtun "Ancak BOP, Fukuyama'nın dediğinin tersi yönde ilerliyor. Bir yol haritası çıktı, Avrupa destek vermeye başladı. Arap ülkelerinde aydınların desteği var" diyor. Fukuyama Devlet İnşaası'nda yine "Tarihin Sonu" yaklaşımına benzer biçimde Batı değer ve kurumlarının şüpheye yer vermeden "işlerliğini" savunuyor. Siyaset bilimci Mehmet Ali Kılıçbay bu nedenle "Fukuyama asla ciddiye alınamaz. Çünkü, tarihin sonunun geldiğini iddia eden bir adam ciddiye alınamaz" diyor. Fukuyama ise kitabının finalinde "Ülkeler, sadece kendi sınırları içinde değil, aynı zamanda diğer tehlikeli düzensiz devletler için de devlet kurumları inşa etme becerisine sahip olmalıdır. Her şekilde devlet-inşası sanatı, dünya düzeninin sürdürülmesi için gereken geleneksel askeri gücü toplama becerisi kadar ulusal gücün önemli bir anahtar bileşeni olacaktır" diyor.
Cengiz Erdinç
|
|
|
|
|
|
|
|
|