 |  |
Avrupa'nın değerleri
Fransa'da peş peşe 15'inci anketten de "hayır" çıktığı saatlerde Cumhurbaşkanı Chirac, bir TV stüdyosunda 18-30 yaş arasındaki 83 genci karşısına aldı ve referandumda "evet"in açacağı nurlu ufukları anlattı. "Avrupa Anayasası gibi uzun ve sıkıcı" bulunan programda -kaçınılmaz olarak- Türkiye de gündeme geldi, Chirac şöyle dedi: "Türkiye'nin bugün değerleri, yaşam biçimi ve işleyişi bizim değerlerimizle bağdaşmıyor. Türkiye için sorun Avrupa değerlerine ulaşıp ulaşamayacağı. Çok çaba harcaması gerekecek. Türkler, Avrupalılar ile aynı değerleri paylaşırlarsa, o zaman evet." Yine aynı saatlerde Başbakan Erdoğan da Chirac'ın sözünü ettiği değerlere ulaşma çabalarını köstekleyenlere yüklendi: "AB'ye bizi teşvik edenler bile, şimdi yavaş yavaş engeller koyuyorlar. Uygulamaya geçince hazmedemez oldular. Hazmedeceksin arkadaş; lamı cimi yok. Demokrasi ve özgürlüklerde attığımız adımlar Türkiye'nin müktesep hakkı haline gelmiştir. Geri dönmemiz mümkün değildir." Ve yine aşağı-yukarı aynı saatlerde AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer, "Sivil yetkililerce yapılması gereken siyasi açıklamaların askeri yetkililerce yapılmasını" eleştirdi ve ekledi: "AB standartlarına ulaşmak için hâlâ katedilecek mesafeniz var."
Evrensel ve bölünmez Peki, yukarıdaki üç alıntının ortak noktası olan "Avrupa değerleri" ne? Chirac'ın sorduğu gibi o değerlere ulaşabilecek miyiz? Anlatalım, yanıtını siz verin: Avrupa Anayasası'nda "Kurucu değerler" şöyle sıralanıyor: "Birlik, insan onuru ve hakları, özgürlük, eşitlik ve dayanışmanın evrensel ve bölünmez değerleri üstünde yükselmekte, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine dayanmaktadır." Bu tanımda "evrensel" ve "bölünmez" sözcükleri çok önemli. "Evrensel" ile, sayılan değerleri AB'ye katılacak tüm ülkelerin benimsemeleri zorunluluğu vurgulanıyor. Farklı değerlerden, farklı kültürlerden gelseler de. "Bölünmez" ile de değerlerin bir bölümünün kabul bir bölümünün reddedilemeyeceği anlatılıyor.
İçselleştirmenin önemi Yine "Dünyanın en ileri insan hakları sözleşmesi" diye nitelenen Avrupa Anayasası'nda "İnsan hakları ve özgürlüklerinin, AB'nin temel değer ve inanç sistemini oluşturduğu" hatırlatılıyor, "Hak ve özgürlüklerin en etkin biçimde korunduğu ve gözetildiği bir toplum düzeni yaratmanın hedeflendiği" belirtiliyor. Bu soylu değerlere "evet" diyorsanız, o zaman gereğini yerine getireceksiniz. Hiç kimseye dili, dini, cinsiyeti, yaşam biçimi nedeniyle ayrımcılık yapamayacaksınız. Örneğin eşcinsel evliliğini içinize sindireceksiniz. İnsan haklarını yine hiçbir ayrım yapmadan herkese tanıyacaksınız. Örneğin AİHM'nin bazı kararlarını alkışlayıp, bazılarına veryansın etmeyeceksiniz. Özgürlüklere kısıtlama ya da farklı yorumlar getirmeyeceksiniz. Örneğin beğenmediğiniz eleştiriye dava açmayacaksınız. Diğer değerleri siz örnekleyin. Tüm bunlara hazırsak, AB'nin kapısı açık. Çünkü yine Avrupa Anayasası'nda deniyor ki: "Birlik, halkları aynı değerleri paylaşan, bu değerlere saygı duyan ve bu değerleri birlikte destekleme yükümlülüğüne giren bütün Avrupa ülkelerine açıktır."
|