| |
Sokaktaki muhalefet
Eyvah, eyvah... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), henüz açıklanmayan ama lafı bile ortalığı karıştıran Apo kararından sonra ikinci bombayı patlatıyor. Yine açıklanmayan, ancak duyumları Ankara'ya ulaşan bu bomba, yüzde 10 seçim barajıyla ilgili. Strasbourg'dan yayılan söylentiler doğruysa, AİHM, Türkiye'den 20 Mayıs'a kadar yazılı savunma istedi. Bilindiği gibi, bu konudaki başvuruyu iki DEHAP'lı yaptı. Şırnak adayları Mehmet Yumak ile Resul Sadak. Gerekçeleri: "Yüzde 10 barajı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin serbest seçim hakkıyla ilgili 1 numaralı protokolünün 3'üncü maddesiyle bağdaşmıyor. Halkın yasama organının seçiminde ifade özgürlüğü ihlal ediliyor." Örnekler de sıraladılar: "DEHAP son seçimde Şırnak'ta oyların yüzde 45.95'iyle 3 milletvekilliğinin 3'ünü de kazandığı halde, ülke barajı nedeniyle Meclis'te yer alamadı. Bu partinin çıkardığı toplam 53 milletvekili diğer partilere dağıtıldı." AİHM tarafların görüşlerini değerlendirdi ve başvuruyu ciddi buldu. Şimdi Türkiye mahkemenin "Neden yüzde 10 barajı öngörüldü" sorusunu yanıtlayan savunma gönderecek, ardından dosya "öncelikli olarak" sonuçlandırılacak.
Uzlaşma Komisyonu Sanki içine doğmuş gibi, AK Parti Tokat Milletvekili Resul Tosun geçen hafta Meclis'te gündem dışı söz alıp, "Gelin, iktidar ve ana muhalefet el ele verip, Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları'nı değiştirelim" çağrısı yaptı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek de bu konuşmayı yanıtlarken "Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları'nın vakit geçirmeden yenilenmesi gerektiğini" vurguladı, CHP'yi uzlaşmaya çağırdı. Çiçek'in görüşü şöyle: Bu iki yasa ile siyasetin finansmanı ve yurtdışındaki vatandaşların oy kullanabilmeleri konuları paket halinde bu yıl çıkarılmalı. Hatta dokunulmazlık konusu bile pakete eklenebilir. Ancak bunları hükümetin değil, Meclis'in hazırlaması daha doğru olur. O nedenle Meclis Uzlaşma Komisyonu bir an önce oluşturulmalı. Adalet Bakanı, salt bu gerekçeyle, siyasetin finansmanıyla ilgili yasa taslağını tuttuklarını belirtiyor. CHP ise Uzlaşma Komisyonu'na karşı. Örneğin Grup Başkanvekili Kemal Anadol, "İki partili Meclis'te neyin Uzlaşma Komisyonu toplanacak" diyor. Ona göre iktidar tasarıları hazırlar, muhalefet de ilgili komisyonlarda ve Genel Kurul'da görüşünü açıklar. Ancak bir fark var: İlgili komisyonlar denilen ihtisas komisyonlarında üyelerin çoğunluğu iktidardan oluyor. Uzlaşma Komisyonu'nda ise iktidar ve muhalefet eşit temsil ediliyor. Bu da can alıcı düzenlemelerin birlikte gerçekleştirilmesini sağlıyor.
AB ölçüsünde baraj Bilmiyoruz bu uzlaşmazlık nasıl aşılacak ama AİHM bir yana, AB süreci bile Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları'nda değişikliği kaçınılmaz kılacak. AB Komisyonu müzakerelerde seçim barajının AB ülkeleri düzeyine indirilmesi konusunu mutlaka masaya getirecek. Hem sonra Türkiye'nin ister öne alınsın, ister zamanında yapılsın, seçimlere yeni Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları'yla gitmesinde hayati yarar var. Düşünün; seçimde yüzde 7, 8, 9.5 oy almış partiler Meclis dışında kalmasaydı, son dönemdeki gerginlikler böylesine tırmanır mıydı? Sokaktaki muhalefet, Meclis'teki muhalefetten daha çok sorun yaratır...
|