kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Eloğlu ile keloğlu

Her köklü toplumun aydını kendi tarihini merkez alarak dünyaya ve geleceğe bakarken bizdeki ideolojik vaftiz den geçmiş batıcılarımızın çoğu için tersi doğrudur. Bunlar kendilerine olmayacak bir kimlik seçip 'dünya vatandaşı' geçinerek ruhsal hastalıklarını bastırmaya çalışırlar (Ayşe Şasa'nın ifadesiyle şeytana mesafe koyacakları yerde Allah'a mesafe koyar ve korku odasında yaşarlar). Böylece amansız bir suçluluk duygusu içinde ülkelerini daima aşağıdan almaya, yalvarmaya, kısacası mandalığa mahkum hissederler.
Batılıların muhakkak kendilerini merkeze oturtarak dünyaya baktıkları, bizimkilerin de tersini yaptığı, her gün onların basınında ve bizim basınımızda pek çok örnekle tekrar tekrar kanıtlanır.
En çarpıcı örneklerden biri Guardian yazarı T. Garton Ash cenaplarının önceki günkü satırlarında buluyoruz:
- Fransa'da Türkiye yüzünden referandumda 'hayır' çıkabilir. Genişleme bir yerde durmalı. Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün kalıntılarını birliğe alırsak onun kaderini paylaşır, biz 'hasta adam' oluruz.
Türkiye'yi AB üyesi olarak görmek istememenin İngilizcesi budur.
Bu zat aynı yazıda ayrıca önemli saçmalıklara da imza atıyor ama hepsi de yine kendi ülkesinin milli siyaset çizgisinden dünyaya bakışı yansıtıyor. Mesela ' Bir imparatorluğu parçalamak kaç yıl alır, kaç savaş gerektirir? Osmanlı imparatorluğu için bu sorunun cevabı 400 yıl ve 20 savaştı' diyor. Böylece Osmanlı'yı parçalamak için nasıl sistemli çalışmalar yaptıklarını pek de gizlenmeyen bir gururla örnekliyor. Oysa bizim ideolojik vaftizden geçmiş aydınımıza göre kimse bize kötülük yapmamıştır, her felaketimizin mimarı biziz. Hatta ' düşmanlık ne kelime, batı daima iyiliğimizi istemiştir, şimdi de öyle yapmaktadır' diye hükmedeceğiz ki çağdaş olalım!
Elbette yıkılmışsan asıl kabahati kendinde göreceksin ama düşmanlarının marifetlerini de bileceksin.
Ağlayıp sızlanmayacaksın, intikam duygusu da beslemeyeceksin ama olan biteni unutmayacaksın.
Aynı zat saçmalamaya devam ediyor:
- İsrail'in Yakındoğu'daki varlığından biz ve Hitler sorumluyuz. Diğer bütün sorunlu bölgeler Sultan Süleyman'ın mirasıdır.
Tarih bilimi ve hakkaniyet ilkesi açısından düzeltilebilecek tek yanı bile olmayan bu yargı demeti yazarın kötü niyetini, cehaletini, hatta Yahudi düşmanı sayılabileceğini bile gösterebilir. Fakat bu zatın dünyaya su katılmamış bir İngiliz olarak baktığı inkar edilemez.


İdeolojik vaftiz yüzünden ne tam Hıristiyan olabilen, ne de Müslüman kalabilen batıca devşirilmiş aydın bir tür 'laik haçlılık imanı' ile şöyle hissediyor:
- Türkiye olarak, Türkler olarak doğuştan günahkarız. Arınmamız için Avrupa'nın önünde sürünmemiz, çile çekmemiz lazımdır.
Böyle hissettiğin zaman ne kendinde bir güzellik kaldığına ihtimal tanıyabilir, ne de sevdalandığın efendide bir kusur bulabilirsin. Kazara birileri o efendinin tartışılmaz çirkinliklerini dile getirecek olsa cevabın hazırdır:
- Canım o kadar kusur kadı kızında, pardon, batılıda da olabilir.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun Yunanistan'la ilgili olarak dile getirdiği bir kusur medyanın nedense hiç ilgisini çekmedi:
- Yurtdışındaki Osmanlı eserlerinin tespiti için yaptığımız çalışmaları, ilgili bütün ülkelerde sorun yaşamadan tamamladık. Yunanistan ise 3 yıldır çalışma izni vermemektedir.
Atina'nın hangi duygularla bu izni vermediğini tahmin etmek zor değil.
Mesele iki toplumun aydını arasındaki farkı görebilmekte. Acaba bir tek Yunanistan gazetesi bu olay üstüne kendi hükümetlerini eleştirip 'Böyle şey olur mu, bir kültür hizmetini kasten engellemek uygar bir ülkeye yakışır mı? Osmanlı izleri tarihi bir gerçektir. Bu apaçık kültür düşmanlığıdır' diye çıkışır mı?
Eminim ki bir tek Yunanlı kalem böylesine masum bir başvuruyu haklı görüp kendi hükümetini eleştirmez! Çünkü orda bir tane bile bizim 'Beyaz Türk'ümüzün karşılığı olacak 'Beyaz Yunan' yoktur.
Oysa Yunanistan'ın mesela ' Helen döneminden kalma eserler hakkında araştırma yapmak istiyorum' şeklindeki bir talebi Ankara tarafından anında karşılanmasa herkesten önce bizim ' dünya vatandaşı' seçkinlerimiz kıyameti koparır.
Türkiye'nin belini doğrultamamasının ana sebebi, devleti yönlendiren seçkinler topluluğuna hakim peşin suçluluk-günahkarlık duygusudur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kışkırtan adres meçhul mü?   / 14-04-2005
 Yavuz hırsızın milliyetçiliği   / 12-04-2005
 Papaz uçmaz, medya uçurur   / 11-04-2005
 Türkiye'nin Irak politikasına dair   / 08-04-2005
 Kayıkçı kavgasının mağlupları   / 07-04-2005
 Derin devlet ama kiminki?   / 05-04-2005
 İrtica-savar bölücülük türü   / 04-04-2005
 Karşı-milliyetçilik nöbeti   / 01-04-2005
 Ya Allah düğmeye basarsa   / 31-03-2005
 Asayiş Beypazarı   / 29-03-2005
ERDAL ŞAFAK
Sokaktaki muhalefet
Eyvah, eyvah... Avrupa...
ÖMER LÜTFİ METE
Eloğlu ile keloğlu
Her köklü toplumun aydını kendi...
UMUR TALU
Sonunda "iyimser" de olan yazı!
Dünkü Dipsiz Kuyu'yu bir...
'AB'nin sonu Osmanlı olur'
İngiliz Guardian gazetesi, "hesapsız genişlemenin AB'yi Avrupa'nın...
'Barzani PKK'ya pasif destek veriyor'
ABD Savunma Bakanı'nın eski danışmanı Rubin, IKDP liderinin PKK'ya...
Yakan Top
Yakan Top
Fenerbahçe'nin yıldızları bu sezon duran toplarla çok can yaktı.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu