Benden 'Beklenen' Hagi yazısı!
Şimdi Hagi Zamanı ... Bu Yalnızca Sitem ... Ve... We Love You Hagi ... Bunlar, son bir yıl içinde bu sayfalarda kaleme aldığımız yazıların başlıkları... Okuyucular; bu satırların yazarının, "zor zamanlarında", "yalnız adam" a destek verdiğini hatırlayacaklardır. Ancak, kimilerine göre Hagi; öylesine "onulmaz hataların ve dönülmez akşamların ufkunda" dır ki; bu köşeden bile zordur artık ona sahip çıkılması... Evet, böyle düşünüyor kimileri... Nereden mi biliyoruz? Bize gelen mesajlardan: "Hadi şimdi yaz bakalım yazabilirsen; şimdi savun savunabilirsen!" diyenlerden... Evet... Biz de asıl şimdi yazacağız işte. Asıl şimdi konuşacağız, susacağımızı bekleyenlere inat!
"Futbol" a ve futbol takımının "şampiyonluk" yolculuğuna sonra geçeriz... Ama, konuya en hassas yerinden ve "damar" dan girebiliriz... Yani şu "hırsız" meselesinden... Siz, şu ana kadar Hagi'nin taraftara "hırsızsınız" dediğini okudunuz değil mi? Hatta, işin içine "Romen şivesi" nin sosu da katılarak; "Hepiniz hırsızsiniz" diye bağırdığını... "Taraftar(!)" ın bu yüzden ayağa kalktığını... Hagi'nin taraftara "hırsızsiniz" diye hakaret ettiğini okudunuz. Hatta duydunuz öyle mi? Yani... Duyduğunuzu sandınız. Şimdi yazacaklarımızı dikkatle okuyun öyleyse. Çünkü şimdi okuyacaklarınız, hiçbir yerde yazılıp çizilmedi... Nedense!.. Bu okuyacaklarınız, o gün Hagi'nin "başından sonuna" söylediklerinin "gerçek" deşifresidir. En az on kişinin onayından geçmiş deşifresi: (Otobüs kapısı açılır ve Hagi bağırmaya başlar:) - Benim telefon, siz? - Hırsız var! - Benim telefon aldı. - Kim aldı. - HIRSIZ KİM? (Romence bir şeyler mırıldanır.) - Hırsız? (Ve içeri girer...) Hepsi bu... Söylediklerinin hepsi bu... Hani nerede, Hagi'nin taraftara "hırsızlar" diye hakaret ettiği... Hani nerede "hepiniz hırsızsiniz" dediği... Ya da sadece "hırsızsiniz" dediği... Nerede?
"Vicdan" bir yana... Hak ve adalet duygusunun temelinde "pozitif hukuk" vardır değil mi? Bu sözlerle, eğer bir kişi ya da bir topluluk "hakaretle ya da hırsızlık" la suçlanıyorsa, gidin bakalım mahkemeye... Hangi yargıç bu sözlerden "suç ve suçlu" çıkarır? Söyleyin! Öyleyse siz nasıl uluorta "suç" layabiliyorsunuz insanları... Söyleyin. Hagi, kimseyi hedef alarak "hırsız" demiyor... Ama, olayı duyurmak için "hırsız var" demek, ortada bir "hırsız ve hırsızlık" olduğunu bağırmak suç mudur? Hatta, hırsıza "hırsız" demek de suç mudur bu ülkede?.. Evet, o gün orada bir "hırsız" vardı... Vardı!.. Taraftarların arasına karışmış bir kapkaççı... Futbolla, Galatasaray'la filan işi olmayan bir kapkaççı... Her yerde, her kalabalıkta olduğu gibi... Tribünlerde, parti toplantılarında, hatta cenaze namazlarında... Hagi'nin telefonu (aslında telefon rehberi) çalındı o gün... Gerçekten çalındı... Sonradan bulunduğu hikayesi, Hagi'nin olayı büyütmeme ricasına karşılık bulunmuş bir çözümdü sadece, bunu da bilin! Siz; üzerinde yüzlerce numara kayıtlı telefonunuzun bir anda çalındığını fark ettiğinizde susar mısınız? Sustunuz mu? Söz gelimi parti kurultayında "Hırsız var! Kim aldı? Hırsız!" diye bağırdığınızda o partinin taraftarını hırsızlıkla mı itham etmiş olursunuz? Öyle mi?
Mesele şuydu: Siz bağırabilirdiniz. Hagi susmalıydı... O gün Hagi'nin kusuru taraftara "hırsızsiniz" demesi değildi. Çünkü d-e-m-e-d-i. Ama, insanı gerçekten çileden çıkaracak böyle bir durumda, yine de kontrollü olmalıydı. Bunun taraftarları ilgilendiren bir yanı yok ki... O muhasebeyi Hagi kendi kendine yapmalı. Yapıyor da zaten... Defalarca "özür" dilemesi bundandır. Aynaya baktığında besbelli o da yakıştıramıyor o "fotoğraf" ı kendine... Ama "lider" olmak kolay değil... Lakin... Boşuna heveslenmeyin. Türkiye'ye gelmiş geçmiş "en iyi yabancı futbolcu" ve bu yılın "en iyi teknik adam" ı olan Hagi, onu da becerecek. (En iyi teknik adamlık mevzuuna da döneceğiz birazdan...) Hatalarından ders almasını bildiği için "en iyi lider" de olacak tez zamanda. Şüpheniz olmasın. Biz başaramayabiliriz belki... Onun geldiği "kültür" ve aldığı "eğitim" in temelinde bu harç var işte: Hatalarından ders almak!
Onun geldiği kültür! Evet... Gelelim meselenin en duyarlı ve "bizler" adına "en ayıplı" yanına... Hagi Romanya'dan... Yani bir Romen vatandaşı... Ne var ki, sayıları az da olsa, kimileri neler dediler bu vesileyle? Neler yazdılar "ima" yoluyla? Onlara göre; bütün Romanya, esmer "roman" lardan, daha açıkça söyleyelim "çingene" lerden oluşan bir ulustu. Romenler çingeneydi. Çingeneler pek "makbul" sayılmazdı. Hagi de çingeneydi. "Romençingene" inadı vardı, filan... Kaç yanlış, kaç "ayıp" içiçe dile getiriliyordu böylece. Pek çoğu, daha "Roman" larla, "Romen" lerin aynı kökten olmadığını bile bilmiyordu. Romenler, Roma uluslarındandı... Ataları M.Ö. 2 bin yılından beri aynı topraklarda yaşıyordu. Romence de latin dillerinin en doğudaki temsilcisiydi. Bugün Romanya'daki Romenler nüfusun yüzde 90'ını oluşturuyor. Romanlar ya da çingeneler mi? Elbette Romenler'le hiçbir ilgileri yok... Hindistan ya da Mısır kökenli bu göçebe toplum, ülkemiz de dahil her yerde yaşıyor. Romanya'da da... Nüfusa oranları da yalnızca yüzde 1.7 ... Belki bizde daha çok... Irkçı-şoven yaklaşımların "içiçe" geçirdiği ayıplara bakar mısınız? Değil ya... Romanya'nın hepsi "çingene" olsa ne olacak? Dünyanın en eğlenceli, en "bohem" toplumunu; yoksulluklar içinde dahi hayatı müzik ve dansın ritminde, kimseye zarar vermeden yaşayıp giden bir halkı, -bizim kendi "esmer vatandaşları"mızı da içine katarak- aşağılamaya çalışanın aynadaki görüntüsü nasıldır acaba?
Hagi mi? O bir Romen vatandaşı... (Başka kökenden olsa da Romanya'da ırkçı ayrımlar olmadığı için fark etmiyor zaten... Herkes aynı ve eşit orada...) Ama bilin diye söyleyelim; Köstence'den, toprakla uğraşan -yerleşik- bir köylü ailenin çocuğu o. Sadece futbolla "yırtmış" değil... 17 yaşında futbola başlamış olmasına rağmen, Bükreş Üniversitesi'nde Ekonomi Bölümü'nü bitirmiş. Ana dili yanında, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca biliyor. Yıllar önce verdiği bir röportajda Türkiye'yi, Galatasaray'ı, Galatasaray taraftarlarını çok sevdiğini söylerken ekliyor: "Ben hırslı bir adamım. Çok çalışırım. Hep bir numara olmak için çalışırım. Bazen olurum, bazen olamam. Bu da normal." Bugünlerde Galatasaray'ı bir numara yapmak için "hırs"lanıyor. "Hırslı ve yalnız adam" a; on-onbeş kişi "Hırsız Hagi" diye bağırıyor. Ondan daha acısı, televizyonlar bu "ayıp" ı aynen yayınlıyor. O belki çok ciddiye almıyor... (Ciddiye alıp dava açsa, haber görüntülerinden hepsi de "mahkum" olur o "on-onbeş" kişinin...) Belki "hırsız" yerine "hırssız" denmesinden daha çok alınırdı, kim bilir. Ama ben... Alınıyorum... Ve... Utanıyorum. Bağıranlardan değil; bağıranların ekranlarda yer almasından!
"En başarılı teknik adam" tanımlamasına gelince... Hiçbir şeyi başaramasa da; başkalarının, Galatasaray futbol takımını, geçen yıl onca para harcamalarına rağmen düşürdükleri "İkinci Küme" den, ait olduğu asıl lige çıkarıyor... Avrupa Ligi'ne ... Şampiyonlar Ligi'ne ... Bence asıl gelecek yıl kalmalı... Avrupa onun işi... Galatasaray'ı nereye kadar götürdüğünü herkes görecek... Görmeli de... Bu yıl mı? Şampiyonluk mu? Olur, ya da olmaz! "Beş" hafta sabretmek çok mu zor! Evet, yedi değil beş hafta ...
Hagi'yi anlattığım yazıların sonunda ağladığını söylüyor çoğu okuyucular... Hayır, bu kez böyle bitmeyecek işte bu yazı... Şimdilik tutun gözyaşlarınızı... Haftalar sonra lazım olabilir çünkü...
|