|
|
Boğazımdaki gıcık
Aylardır Reha Muhtar'ın Cem Papila'nın aleyhine olan yazılarını okuyoruz. Muhtar, Beşiktaş-Samsun maçından ötürü Papila'yı affedemiyor " diyor Ahmet Çakar yazısında ve sonra da ekliyor, "Cem Papila, o maçla hakem oldu." Lafı evelemeye, gevelemeye gerek yok. Bütün Türkiye biliyor... Ahmet Çakar benim çok yakın bir dostum, arkadaşım. Ahmet Çakar da bir hakem. Anlıyorum ki bir camianın bir hakeme takmasına üzülüyor. Kendisine de zamanında benzeri düşmanlıklar oldu. Hakem gözüyle baktığı için bir türlü anlaşamıyoruz. Sevgili arkadaşıma söyleyeyim Cem Papila'yı affetmeme nedenim Beşiktaş-Samsun maçında gösterdiği kartların hiçbirini sonraki maçlarında gösterecek cesaret kırıntısının olmamasından. Pazar günkü GalatasarayTrabzon maçına bakalım. Ribery'nin ceza sahası köşesinde tendonuna Trabzonsporlu futbolcunun yaptığı hareketin cezası kart değil mi? Ya Song'un Fatih'e yaptığının cezası kırmızı kart değil mi? Ya da Ayhan'ın hareketlerine kart gerekmiyor mu? Şimdi herkes dikkat buyursun. Verdiğim örnekler ne sadece Galatasaray'ın aleyhine ne sadece Trabzon'un aleyhine. Verdiğim örnekler iki takımı da kapsıyor. Ve Cem Papila denilen cesur(!!!) şahsiyet bunların hiçbirinde kart gösteremiyor. Acaba iki takımın da şampiyonluk potasında olmasının bunda bir rolü var mı bu karta gitmeyen elin altında? O bir türlü karta gitmeyen el, İnönü Stadı'nda nasıl arka arkaya kırmızı karta gidiyor? Ona gidiyorsa buna nasıl gitmiyor? Buna gitmiyorsa ona nasıl gidiyor? Sevgili Ahmet Çakar'a ben bir şey söyleyeyim. Dediği doğru. Cem Papila, o maçla hakem oldu. Hakemliği bırakana kadar da hatta hakemliği bıraktıktan sonra da Beşiktaş camiası tarafından unutulmayacak. Hiçkimse boşuna uğraşmasın. Nedense bazı hakemler, hakemlik yaptıkları yıllarda bazı camialara gıcığına hareket edip önemli adam olmayı arzularlar. Papila da merak etmesin. Önemli adam oldu. Yalnız gıcık bütün Beşiktaşlılar'ın boğazında duruyor.
|