Taklaya gelme mevsimi
İyi olacak hastanın doktoru ayağına gelirmiş. Benimki de geldi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan... Kendisini şahsen tanımam. Cuma günü İzmir'in muhteşem bir bahar sabahı yaşamasına rağmen ben depresif bir ruh haliyle, bezmiş olarak gazeteye geldim. Odama girdiğimde bir baktım ki doktorum, masanın üzerinde beni bekliyor. Koskoca profesör gibi masaya devrilmemiş tabii. Sağ olsun kitabını yollamış. Neredeyse ismine bile yabancılaşmaya başlamış ağır vaka bir kadına bugünlerde yollanacak en uygun kitabın adı bu olmalıydı herhalde; "Kadın Psikolojisi!" Sağ olasın Tarhan Hoca! Hürmetler...
*** Gerçi bu işler öyle kitapla-telkinle-terapiyle falan olmuyor. Zaten hocam da "Kadınlarda Depresyon" bölümünde diyor ki: "Depresyondaki bir kadının yakınları ona 'Gez, dolaş, kafanı dağıt, takma kafana, kendi kendinin doktoru ol' gibi telkinlerde bulunur. Oysa hasta zaten bunları yapmaya çalışıyor ve başaramıyordur. Çevresi, rahatsızlığın istem dışı olduğunu bilmediği için depresyondaki kadının hastalığı daha da ağırlaşır." Netekim, geçenlerde canım arkadaşım Zeynepciğim bütün iyi niyetiyle bana iyi geleceğini düşündüğü birkaç cümleyi sarf edeyim istedi: "Öncelcim içimden bir his seni çok güzel günlerin beklediğini söylüyor. Yaşadığımız her kötü olay ardından gelecek güzel günlerin habercisi aslında" vs. gibi... Yavrucağızımı bir dövmediğim kaldı: "Zeyno Allahaşkına sus... Bu, 'Sevelim, coşalım, umut edelim, evren ışık...' muhabbeti benim artık daha da sinirimi bozuyor. Beni kendi halime bırak yaa" diye çemkirerek. Canım arkadaşım... Oysa o, bu söylediklerine gerçekten inanıyor. Onun kendi kendini iyileştirdiği ilacı da bu tür düşüncelere sımsıkı sarılmak. Pek çok insan gibi. Ama işte, her ilaç her hastaya iyi gelmiyor.
*** O yüzden baharın size de getirdiği üzerinizdeki sıkıntılı ruh durumunu aşmanız için size hiçbir tavsiyem olmayacak. Sadece Tarhan Hoca'nın kitabından alıntı yaparak depresyon belirtilerini sıralayabilirim. Bu belirtilerden en az üçüne sahipseniz, siz de kendi başınızın çaresine bakın diye... - Kendimi üzgün ve alıngan hissediyorum. - Bana daha önce zevk veren şeylere karşı ilgim azaldı. - Uyku düzenim, iştahım, kilom değişti. - Enerjimin bittiğini ve yorgun olduğumu hissediyorum. - Umutsuz, suçlu, değersiz ve kifayetsiz olduğumu düşünüyorum. - Konsantre olamıyor, düşüncemi toplayamıyorum. - Herhangi bir konuda karar vermekte güçlük çekiyorum. - Arkadaşlarım değiştiğimi söylüyorlar. - Çok sık bir şekilde ölümü arzuluyorum.
*** Diyorsanız.. Taklaya gelmişsiniz demektir... Geçmiş olsun. Dediğim gibi tavsiye mavsiye yok... Sinirim bozuk diyorum size... Gelmeyin üstüme... Dağılın.
|