Mehmet Ağar'ın çağrısı...
14 Mayıs'ta yapılacak büyük kongresi öncesi DYP hareketli. Büyük kongre öncesinde, son birkaç haftadır yoğun şekilde il kongreleri gerçekleşiyor. Genel Başkan Mehmet Ağar, dünkü sohbetimizde il kongrelerinin hepsine katılmaya gayret gösterdiğini belirterek başladı. İki hafta sonu gerçekleşen Doğu ve Güneydoğu illerindeki kongrelerde karşılaştığı tabloyu anlatmaya başladı. Geçen hafta, seçim bölgesi olan Elazığ kongresini salonun yeterli olmaması dolayısıyla dışarıda yapmak zorunda kalmışlar. Malatya kongresinde karşılaştığı hava kendisini daha fazla etkilemiş. Kongreler için gittiği, hatta bazılarında Kürtçe konuşmalar yapıp türküler söylediği Doğu ve Güneydoğu illerine ilişkin gözlemleri ise dikkat çekici. Hatta, bir muhalefet partisi liderinin uzağında; Meclis'e, hükümete ve devlet yönetimine uyarı niteliğinde. Ağar, söze şu tespitle başladı: "Ekonomik krizin izleri silinemediği gibi, işsizlikteki artışla birlikte daha derin yaralar açmaya başlamış..." Bölgede yeteri düzeyde yatırım yapılamadığı gibi, mevcut ara malı üretmekte olan firmaların da ithalata dayalı ekonomi politikası dolayısıyla kapanmaya başladığını söyledi.
Kasabaya, köye gidin Yoksulluğun artmasının yarattığı sıkıntının siyaseti olumsuz yönde etkilemeye başladığını gördüklerini belirterek devam etti: "Bizim dışımızda hiç kimse kasabaya, köye gidemiyor. Sadece il merkezlerinde birkaç sivil toplum örgütünün düzenlediği toplantılara katılıp dönüyorlar. İlçe ve köyler siyaseten terk edilmiş durumda. Oradaki siyasi boşluğun Türkiye'yi bölmek isteyen başkalarına terk edilmemesi lazım." Ağar açıktan söylemiyor, ancak sözlerinden bölgede PKK ile işbirliği içine girmiş siyasi yapıların tekrar güç kazanmaya başladığını anlıyoruz. Aktardığına göre, işsizliğin ve yoksulluğun getirdiği sıkıntıyla, aşırı uçlardaki örgütler kendilerine zemin bulmaya başlamış.
Boşluk doldurulur Ağar şu çağrıda bulunuyor: "Yoksullaşmanın getirdiği sıkıntının yarattığı karşı tepkiler insanlarımızı başka yerlere savuruyor. Önemli olan insanlarımızı ayırım yapmadan kucaklayabilmektir. Herkesin de bu konuda dikkatli olması lazım. Madem ekonomik olarak bir şeyler veremiyoruz, o zaman onların yanında olduğumuzu hissettirerek, onlarla birlikte olarak çözüm yolları arayıp, kucaklayıcı olmamız lazım..." Ağar, bir iddiada da bulunuyor: "Bizim dışımızda bu görevi yapana da maalesef rastlamıyoruz. Boşluğu bir tek biz doldurmaya çalışıyoruz..." DYP lideri, sorunun sadece Doğu ve Güneydoğu'daki iller olarak görülmemesi gerektiğini de özenle vurguluyor. Son dönemde büyük şehirlerde yaşanan gelişmelere de işaret ediyor. "Mersin, Trabzon ve İstanbul'da yaşanan gelişmelerden mi söz ediyo rsunuz?" sorumuza şu yanıtı veriyor: "Ben soruna işaret ediyorum. Yaşanan gelişmelerin gerisinde yatan en önemli faktör işsizlik ve yoksulluk. Herkesin bu gerçeği görüp soğukkanlı, dikkatli hareket etmesi gerekiyor. En büyük milliyetçilik, Türkiye'yi böldürmeme milliyetçiliğidir..." Trabzon'da üst üste yaşanan iki olayla ilgili olarak da Ağar şunları söylüyor: "Olaylar kendiliğinden mi gelişti, yoksa ardında başka organizasyonlar var mı, onu tam bilmediğim için bir yorumda bulunmak istemiyorum..."
İstanbul yakınması Bununla birlikte dün bulunduğu İstanbul'da işadamlarından gelen şikayetlerin rahatsız edici boyutta olduğunu belirterek, duyduklarını şöyle naklediyor: "İşadamları zaten kazançlarının yarısını, yeni çıkarılan birçok vergiyle devlete ödüyor. Bu yetmezmiş gibi, anlattıklarına göre geri kalan kazançlarına da gelip birileri el koymaya başlamış. Türkiye bir hukuk devletidir, bundan da kimse taviz vermemelidir..." En acımasız döneminde teröre karşı mücadele vermiş eski bir emniyetçi olarak DYP lideri Mehmet Ağar'ın söylediklerine, kulak verilmesi gerekiyor.
|