Çek Cumhuriyeti'nin baş müzakerecisi Pavel Telicka, baş müzakerecinin AB müzakereleri sürecinde Başbakan'dan bile popüler olacağını söyledi.
Geçtiğimiz mayıs ayında Avrupa Birliği'ne giren Çek Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki müzakerelere başkanlık eden baş müzakereci Pavel Telicka, Türkiye'nin baş müzakerecisinin bir kaç yıl boyunca ülkenin en popüler kişisi olacağını söyledi. Telicka, "Baş müzakereci Türkiye'nin başbakanından bile daha fazla tanınacak. Baş müzakerecinin politik kimliği hiç önemli değil. Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin başında yer alacak kişinin AB'yi ve Türkiye'yi her yönüyle iyi tanıması gerekiyor. Takım çalışmasına yatkın, medya ve finans çevreleriyle iyi ilişkisi olan müzakereci ön plana çıkar. Ayrıca baş müzakerecinin görüşmelerde adil ve objektif olması şart"dedi.
ÖNCELİKLERİ BELİRLEYİN AB sürecini yeni tamamlayan Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Romanya gibi ülkelerin müzakerecilerinin katıldığı toplantıda deneyimlerini paylaşan Pavel Telicka, Türkiye'nin kaç konuda müzakere yapacağının önemli olmadığını belirterek, "Müzakerelerde önemli olan kaç konuda görüşme yapacağınız değildir. Müzakerelere kadar kendi içinizde anlaşacağınız konuları belirlemeli ve önceliklerinizi iyi saptamalısınız. Böylece zor ve sancılı bir müzakere süreci yerine daha dengeli bir anlaşmaya imza atarsınız"diye konuştu. Türkiye'nin en iyi senaryo ile yüzde 100 anlaşma metodunu benimsemesi gerektiğini ifade eden Telicka, sözlerine şöyle devam etti: "Hâlâ birkaç yılınız var. Doğru konu başlıkları seçilirse en çabuk ve en etkili sonuçları alabilirsiniz." Müzakerelerin her zaman ucu açık olarak yapıldığına dikkat çeken Telicka, her ülkenin kendi koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Telicka, "Ülkelerin koşulları, düşünceleri değişebilir. Sakın müzakerelerin ucu açık diye strese girmeyin. AB'nin bazı endişelerine de ılımlı bakmalısınız" dedi.
UYUMLU EKİP ŞART Macaristan müzakerecisi Peter Balazs ise sadece İstanbul'un nüfusunun bile Macaristan'dan fazla olduğuna işaret ederek, AB'nin bazı kaygılarının anlayışla karşılanması gerektiğini söyledi. Balazs, Türkiye'nin en iyi müzakere tekniklerini seçerek, bir an önce baş müzakereci ve ekibini belirlemesi gerektiğini kaydetti. Ekibin ne kadar çabuk oluşturulursa o kadar iyi sonuç alınacağına işaret eden Balazs, müzakerelerin dengeli bir biçimde sürmesi için uyumlu bir ekibin önemini dile getirdi.
BASIN DESTEK OLMALI AB'nin 11 üyeli halini bir futbol takımına benzeten Balazs, birliğin 25 üyeye yükselmesiyle birlikte artık hem oyunun hem de kuralların değiştiğini belirtti. Balazs, genişleyen AB'nin şimdi daha çok Amerikan futbol takımına benzediğini söyleyerek, "Eskiden oyuncu sayısı azdı. Oyunucuyu tanıma imkanına sahiptiniz. Ancak şimdi sadece yıldız oyuncular tanınıyor" dedi. AB ile müzakere sürecinde basının önemini vurgulayan Balazs, "Basının iyi veya kötü etkileri olabiliyor. Türk basınına sabırlı olmasını tavsiye ediyorum, karşılaştırma yapmaktan çekinsinler çünkü her ülke kendi verileri içinde değerlendirilir. Sabırlı ve yol gösterici olmalı" diye konuştu.