Tombik Sarışının Kariyeri
Şarkıcı Al Bano'nun aralarında kara bulutlar dolaşan seksi eşi Loredana Lecciso'nun yıldızı televizyonda parladı
İtalya yeni yıl arifesinde nelerle uğraşıyor diye bakınca ortaya fars boyutlarına girecek bir tablo çıkıyor. İtalyanlar'ın uzun süredir önemli konularından biri şarkıcı Al Bano'nun yeni eşi Loredana Lecciso. Al Bano'yu hemen hemen herkes "Felicita'' (Mutluluk) şarkısı ile hatırlar. Eski eşi Romina ile el ele göz göze söyleyip, vakti zamanında 5 çocukları ile mutlu bir tablo sergiledikleri günlerde bu şarkıları da çok meşhurdu. Al Bano benim İtalya'ya geldikten sonra sanatsal anlamda "Bunlar hala yaşıyor mu?" diye hayretle izlediğim eski şarkıcılar grubuna giriyor. Al Bano'nun son derece Katolik ve hatta belli ölçülerde mutaasıp sayılacak eski eşi Romina'dan sonra genç, güzel (!) ve sarışın halk kızı Loredana ile evliliği bütün fanlarını sevindirdi. Magazin basınına sevgilerini ve bu evlilikten olan 2 çocuklarını sergileyen çiftin yuvası da çatırdamaya başladı. Bu çatırdamanın şiddeti Loredana'nın televizyonda dönen şansı ve başdöndürücü hızla yükselen şöhreti ile ilgili. Aslında niyetim burada banal evlilik dedikoduları vermek değil. Beni asıl hayrete düşüren, bu kadar banal, kaba, dans etmesini, yürümesini, konuşmasını bilmeyen, güzelliği "tombik sarışın kız" boyutlarında kalan bir insanın bir hiç üzerine kurduğu kariyeri. Herkesin ağzını dolduran Lecciso fenomeni ile uzun süre ilgilenmedim.
EV KADINLARININ HAYALİ Ancak TV'yi her açtığınızda bir veya birden fazla programda aynı insanı görünce "n'oluyor?" diye bir soru aklınıza geliyor. İşin özünde olan bir şey yok. Bayan Lecciso, kumral kız kardeşini de yanına almış TV programlarında kah Al Bano'yu çekiştiriyor, kah olmadık danslar yapıyor daha da olmadı yaptıklarını "kendisi gibi ev kadınlarının hayatta gerçekleştirmek istedikleri bir hayal" gibi sunarak izleyici rekorları kırıyor. Bu arada ev kadınları adına bir bağımsızlık savaşı açmış haberimiz yok. "Ey ev kadınları isyan edin, televizyonlarda showgirl olun ve özgürlüğünüzü kazanın" sloganıyla feministlere de pabuç bırakmıyor. Devlet televizyonunun birinci kanalı RAI'de yayınlanan, en çok izlenen, bakanların, siyasi liderlerin konuk olduğu tartışma programının tamamı bu bayana ayrılınca "yok artık bu kadarı da olamaz" dedim kendi kendime. Bu programı 5 milyondan fazla İtalyan izlemiş. Bazı eleştirmenler "İtalya'da 5 milyon ahmak mı var?" sorusunu soruyor. Herhalde acımasız bir dalga geçme isteği bu diye düşünüyorum. Başkalarının kabalıkları ve gülünçlüklerini izlemek isteyen ve bunları siyasi tartışma programlarına sırf rating sağlamak için taşıyan insanlar varsa ters giden bir şeyler de var elbette. İtalya da şu günlerde bir de Presepe krizi yaşandı ve bir kültür çatışmasının eşiğinden dönüldü. Presepe İsa'nın doğumunun canlandırıldığı bir nevi küçük tiyatro. İtalya'nın her yöresinde farklı kostümlerle, yerel öğeler de karıştırılarak bu küçük heykelciklerle İsa'nın doğumunu canlandıran sahneler sergileniyor. Presepe yarışları var. İtalyan öğrenciler bunu hem dini hem kültürel bir faaliyet olarak yapıyorlar. Bazı ilkokullarda öğretmenlerin "başka dinlerden çocuklar da var" gerekçesiyle Presepe yapmaması üzerine İtalya ayağa kalktı. Papa "bütün okullarda Presepe yapıla..." yolunda bir açıklama yaptı. Bazıları İtalyan okullarındaki Müslüman çocuklara da "Presepe yapsınlar" buyurdu. Meclis Başkanı Ferdinando Casini uslu çocuklar gibi Meclis'te Presepe'sini yapıp, Kardinal Tonini'yi çağırıp gösterdi ve beraber fotoğraf çektirdi. Bu medeniyetler çatışması temelinde herkes çok duyarlı ve hazır. Bizim Yabancı Basın Derneği'nin başkanı meslektaşım da son yönetim kurulunda Papa'nın resmini, ödül kazanan bir fotoğraf bahanesiyle merkez binamıza asmayı teklif etmiş. İşin sırrı tabii bizim gazeteci başkan aynı zamanda rahip. Onun için aklına nasıl böyle bir şey geldi diye şaşırmayın. Neyse diğer yönetim kurulu üyeleri reddetmişler. Eşitlik adına bu olaydan sonra üye her gazeteci kendi dini ya da siyasi liderlerinin resimlerinin asılmasını isteyebilirdi. Bundan hiç kuşkum yok. Bunun etrafında dönecek tartışmaların da sonu gelmezdi. İtalya'da nelerle uğraşıyoruz bilin belki biraz sizi de gülümsetir...
|