Hayallerle başlayan yolculuk
Kitapları pek çok dile çevrilen yazar Jules Verne, ölümünün yüzüncü yılında tüm dünyada anılıyor.
Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insan gibi benim de çocukluğumun, en muhteşem seyahatlerinin müsebbibi oldu Jules Verne. 10 yaşımda tanıştığım "Denizler Altında 20 bin Fersah"ı, "80 Günde Devr-i Alem" izledi. Coğrafya ve bilim, ilk defa sıkıcı hocaların tekelinden çıkıp eğlenceli göründü gözüme. Sonra zaman geçti, ben edebiyatın bambaşka denizlerinde yüzmeye başladım ve Jules Verne'i tamamen unuttum. Sonra geçenlerde posta kutumda, 24 Mart 1905'te ölen yazarı anmak için Paris'te yapılan etkinliklerin davetiyelerini buldum ve onu kendi çocuklarımla tanıştırdım. Onlar da, benden bir nesil sonra, bambaşka bir memlekette ve başka bir dilde Jules Verne'i keşfettiler. Bilim kurgu filmleriyle büyüdükleri halde, onlar da benim yıllar önce çıktığım seyahatlerden zevk aldılar. Bu kadar kısa bir makaleye Jules Verne'in hayatını ve 60 kitabını sığdırmak imkansız tabii. O yüzden onun hayatından önemli bulduğum bir kaç şeyi, özellikle de "seyyah ruhunu" aktarmak istiyorum. 1828'de taşrada doğan yazar, deniz tutkusuyla, 10 yaşındayken bindiği bir yelkenlide, edebiyat aşkıyla da yirmi yaşındayken gittiği Paris'te tanışır ama romanları, önce yayıncılar tarafından reddedilir. Ardından bir coğrafya ansiklopedisinin yazarlığını yapan Jules Verne, buradan kazandığı parayla seyahatlere çıkıp, yepyeni mekanlar keşfetmeye başlar. Bir yandan bilimdeki son gelişmeleri takip eden, bir yandan da yayıncısının yardımıyla roman tekniğini öğrenen Verne, artık sürükleyici romanlar yazmaya hazırdır. Gerisi malum, yazar, kimi kez hiç gitmediği bölgeleri inanılmaz bir keskinlikle anlatmayı ve bir asır boyunca milyonlarca satacak romanlar yazmayı başarır. Senelerce "vasat edebiyat" olarak nitelendirildikten sonra, artık gerçek bir dahi olarak kabul edilen Verne'i 2005 yılında anmak için doğduğu ev müze haline getiriliyor, onuruna başka bir kentte bir müze daha açılıyor, Paris Deniz Müzesi yazarı bir sergiyle anıyor, sinemalar festivaller düzenliyor, Melies'den Spielberg'e kadar ondan esinlenen yönetmenleri davet ediyor, meşhur bir sirk bir Jules Verne gösterisi sunuyor, tiyatrolar ve operalar onun eserlerini repertuarlarına alıyorlar.
BİLİMİ VE COĞRAFYAYI SEVDİRDİ Bilimi ve coğrafyayı edebiyata sokan Verne, 100 yıl sonra tam 50 ayrı etkinlikle hatırlanıyor. "Aya Seyahat" romanıyla daha 1865 yılında dünyanın ilk bilim kurgu romanını yazan Jules Verne çocukluğuma çok şey kattı, bana coğrafyayı ve bilimi sevdirdi. Ama onun, sadece çocukluğuma değil, yetişkinliğime de kattığı bir şey var ki, hepinize hararetle tavsiye ederim: Ne zaman "fazla uçtuğuma" karar verip, gerçekçi olmayan projelerden vazgeçmeye kalksam, Jules Verne'in bir sözünü hatırlıyorum: "Bir şeyi düşleyebilecek kadar hayal gücünüz varsa, onu gerçekleştirebilecek gücünüz de var demektir." Aya gitmek ya da okyanusların dibini keşfetmek gibi, 19. yüzyıl için "kesinlikle inanılmaz" olarak kabul edilen fikirleri düşleyen, ardından da onları bir romana dönüştürebilmek için gerçek bir bilim adamı gibi çalışan Jules Verne'e kesinlikle inanıyorum: İyi projeler için önce hayalperest olmak ama ardından da çok ince hesaplar yapabilmek gerekiyor.
Sedef Ecer
|