Aramızdaki fark
Bildiğiniz gibi Yunanistan'daki Olimpiyatlar öncesi Yunanlı atletler doping kontrolünden kaçmışlardı. Milli atletimiz Süreyya Ayhan da 3 sefer verdiği doping numunesi 4. kez istenince heyetle bir gerginlik yaşamıştı. Yani Yunanlılar 'dopingle suçlanıyor', Süreyya ise 'gerginlik' yaratmakla! Sonuçta doping kontrolünden kaçan Yunanlı atletler 'Kenteris ve Thanou' suçsuz bulundu. Yunan Spor Mahkemesi'nin kanaati bu yönde. Uluslararası Atletizm Federasyonu ne düşünür, karara itiraz eder mi Yunanlılar'ı hiç ilgilendirmedi bile. Kendi hür iradeleri böyle diyor! Ya biz ? Astık Süreyya Ayhan'ı astık! Panikle, ürkerek, "Ya IAAF ne derse" diyerek 'dopingli olmadığını' bile bile ceza verdik, atletimize. Daha yargılama başlamadan 3-5 ay önce ceza verilmez ise yanlış olacağı, IAAF'ın itiraz edeceği söylendi yetkililerce. Bu şartlarda Süreyya için savunma alınmadan kafalarda peşinen cezada oluşmuştu zaten! Aynen fıkralarda olduğu gibi birde 'Şark Kurnazlığı' yaparak 2 yıl ceza verip önce 'eşeğini kaybettirdik' daha sonra cezayı 1 yıla indirip 'semerini buldurup' sevindirmeye çalıştık. Haksız mı kardeşim Süreyya? Şampiyonlara ve hak edenlere bu ceza ve bu manevi işkence Allah'tan reva mı? Sokaktan 'beleş bulunmuş, yağma Hasan'ın böreği' gibi bol keseden harcanır mı şampiyonlar? Adam idare etmek, sporcu idare etmek böyle mi olur? Şampiyon koşturmak, altın almak böyle mi olur? "Ne yapalım burası Türkiye" demek gafletinde asla bulunmayacağım. Türk'ü ve Türk sporcusuna kurban olsun bu senaryoyu sahneleyenler. Bu sadece "Ülkeye mal edilebilecek, şahsi bir hatadır" Buna şampiyon yetiştirmek değil şampiyon harcamak derler. Ne yapalım ki bu dönem spor yöneticileri de 'iyi yönetmek ve şampiyon yetiştirmekte' değil ama 'harcamakta' oldukça becerikliler.
|