|
|
Faiz şokunun ikinci dalgası tamam mı, devam mı?
ABD'nin faizleri son 56 yılın en düşük düzeyine çektikten sonra artırmaya başlayacağının belli olmasıyla aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan ülke piyasaları ilk faiz şokunu yemişti. 2004 yılında 7 Nisan ile 17 Mayıs tarihleri arasında yaşanan bu şokun etkisiyle Türkiye piyasalarında bono faizleri 10 puan artmış, 2030 vadeli Eurobond yüzde 22 değer kaybetmiş, bir dolar 0.77 euro'dan oluşan döviz sepeti yüzde 14 artmış, borsa yüzde 26 düşmüştü. 40 gün devam eden orta ölçekli bu şok sırasında Türkiye'den çıkan yabancı sermaye miktarı ödemeler dengesi verilerine göre 900 milyon dolarda kalmıştı. Şokun etkisiyle TL'nin aşırı değerlenmesi kısmen törpülenmiş ve mali piyasalarda kurulan yeni dengeler önceki haftaya kadar sürmüştü. * Rahatlatan kur düzeyi- Merkez Bankası'nın hesapladığı ve 1995 değerlerini 100 kabul eden Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi'nin dalgalı kur rejimi öncesi ve sonrasındaki hareketleri bitişikteki tabloda yer alıyor. Mart sonunda 154.2 düzeyine çıkan endeks, döviz kuru artışıyla 138.2'ye geriledi ve 2004 sonuna kadar 140 düzeyinin etrafında seyretti. Endeksin seyrine bakıldığında 150'lere yükseldiğinde burada kalamadığı, 140'lara indiği dikkati çekiyor. Nisan 2004'teki bu hareketinden önce de, Eylül 2003'te 151.5 düzeyine yükselen endeks ekimde genel seçimlerin iptali tehlikesiyle 142.9'a gerilemişti. Nisan 2002'de ulaşılan yükseklik de, hemen mayıs ayından itibaren Başbakan'ın hastalanmasıyla törpülenmişti. * İkinci faiz şoku- 10 Mart günü yabancıların Türkiye'den çıkışlarıyla mali piyasalarda başlayan dönem ise ABD faiz artışında ikinci dalgayı oluşturabilir. Bu dalganın etkilediği piyasaların başında Türkiye geliyor. 10 -17 Mart arasında borsa endeksi yüzde 14.5 düştü, dolar yüzde 7.5 arttı, eurobond fiyatı yüzde 5.5 geriledi, bono faizleri 2 puan kadar arttı. Haftanın son işlem gününde ise bütün araçlarda belirgin bir toparlanma gerçekleşti. Bu hareket sonucunda Türkiye'den çıkan sıcak sermaye miktarında ise henüz netlik yok. Ancak Takasbank'ın rakamlarına göre borsada yabancıların payında yüzde yarımlık bir azalma var. Bu da yaklaşık 150 milyon dolara denk geliyor. Geçmiş veriler, hisse senetlerinin yaklaşık 5-8 katı düzeyinde bonodan yabancı çıkışına işaret ediyor. Bu eğilimin tekrarlanması halinde bonodan 800 milyon dolar ile 1.2 milyar dolarlık çıkış olduğu hesaplanabilir. Bu da, 1-1.3 milyar dolar toplam sıcak para çıkışına işaret ediyor. * Son gün ne oldu?- Haftanın son günü piyasalarda görülen toparlanma iki nedene bağlanabilir. Bunlardan biri yerli sermayenin ve pozisyonunu korumak isteyen piyasanın yabancı satışlarına karşı kaleyi savunmasına, diğeri de Türkiye'den çıkışı deneyenlerin kapıda sıkışmasıyla buna ara vermelerine yorumlanabilir. Yabancılar, kendi talepleriyle kur yükselince, zararına çıkış yerine, daha uygun koşulları beklemeye koyulmuş olabilirler. Bu da dalgalı kurun nimetlerinden biri. * FED kararı belirleyici- Yabancı çıkışlarıyla yaşanabilecek ikinci faiz şokunda artık 22 Mart'taki FED kararı beklenecek. Buradan iki karar çıkacak. Biri faiz kararı ki, piyasalar yüzde 0.25'i içlerine çoktan sindirmişler, diğeri de ABD Merkez Bankası'nın açıklaması. Yani şimdiye kadar faiz artırımlarının ölçülü olacağını belirten açıklama. Bu iki kararın ikisinin de piyasaların arzuladığı şekilde çıkması biraz zor. Bu ay iki karar da olumlu çıksa, bunun gelecek ayı var. Dolayısıyla kararın biri tatlı çıksa bile, diğeri tuzlu çıkabilir. Dış gelişmelerin etkisi yanında şubat sonunda 155.5 ile rekor düzeyine çıkan reel efektif döviz kuru endeksinin 140'la inerek rahatlama sağlayabilmesi, hareketin devamına bağlı. Ancak birinci faiz şokuna göre, ikincisinin etkisinin daha yumuşak kalması beklenir. Bunun boyutunu da FED'in kararı belirleyecek gibi. * Sonuç- "Sana bir yumurta pişireyim ama ev bağda, bağda dağda" Türk Atasözü
|